Yeni Asya misyonu ve eğitime müsbet mânâda bir bakış

Image
Yeni Asya ”Gayemiz vatan sathını bir mektep yapmaktır” paralosıyla 42 yıl önce yola çıktı. Müntesipleri bu paroladan sapmadan “Medresetüzzehra” projesine aralıksız devam ediyor.

Eğitim; insan hayatı için olmazsa olmaz şartların başında gelen bir olaydır. Sosyal bir varlık olarak Yaratıcı tarafından mükemmel bir şekilde donatılan insanoğlunun toplum içerisinde; kendisiyle ve toplumla uyumlu bir hayatı sürdürebilmesi, kendisine emaneten verilmiş olan bütün aza, cihaz, his ve duyguları yerli yerinde kullanabilmesi için gerekli olan en önemli unsurların başında “eğitim” gelir.

Eğitim, doğumla başlayıp ölüme kadar aralıksız ve kesintisiz devam eden başlı başına çok önemli ve ince bir süreçtir. Etkili ve faydalı bir eğitimin kendisine has sağlam, şaşmaz, ilkeli prensipleri ve düsturları olması gerekir. Eğitim; öğretimden ve öğrenmekten farklı bir olaydır. Eğitim tarifi kısaca; kazanılan bilgilerle fertlerin hayatında ve davranışlarında müsbet manada değişim ve gelişim meydana getirmektir.

Bu bakımdan eğitimin muhtevası ve kullanacağı metot, tarz, usûl ve prensiplerin çok büyük önemi vardır. Bunların en başında da sevgi, şefkat, merhamet, telkin, basiret, feraset, irşad, tasvir, teşvik, ikaz, tembih, korkutma, açıklama, izahat, sabır, metanet, bilgi, ilgi, araştırma, mütalâa, metot, hakperest olma, adaletli davranma, sempati, izah, kendini ifade etme, konuşmayı ve dinlemeyi bilme, empati, aksiyonerlik, hayatı ve olayları çok iyi okuyabilme, örnekleme, dinamizm, geniş ufuk, hoş görü, derin tahlil, direnç, kabiliyetleri değerlendirme ve tahammül ile katlanmak… vb. unsurlar gelir. Bütün bunların yanında eğitim, hayatın gayesine hizmet edecek çok geniş, ufuklu ve vizyonlu bir faaliyettir. Aklın, ruhun, kalbin ve hislerin “nurlanması” ve tenvir edilmesidir.

İnsanlık için en büyük terbiyeciler Peygamberlerdir. Onların rehberi olan belgeler ise; vahiy ve İlâhî kitaplardır. Son peygamber Hz. Muhammed (asm) ve son İlâhî Kitap Kur’ân-ı Kerim’in eğitim alanında insanlık için ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Yukarıda saydığımız özelliklerin hepsinin en mükemmelinin yazılı belge olarak Kur’ân-ı Kerim’de, tatbikat olarak da Hz. Muhammed’in (asm) hayatında olduğunu, bütün insanlığın şehadetiyle teslim etmemiz gerekiyor.

Eğitimde; “ceza” ve mükâfat” vazgeçilmez değerlerdir. Çünkü hak edene hak ettiği şeyi vermek hayatın vazgeçilmez haz ve lezzet duygusunun ve adalet ölçüsünün gereğidir. Çalışma, alın teri, araştırma, mesai harcama, derin muhakeme, kurallara uyma, müsbet veri üretimi ve prensiplerle yaşama “mükâfatı”; tembellik, tahrip, isyan, karmaşa, menfilik, yıkıcılık ise “cezayı” gerektirir. Aksi ise; fertleri anarşist, nizam ve düzeni de çekilmez yapar.

İlâhî nizamda bunun en mükemmel örneği: “Cennet” ve “Cehennem” olarak izah edilmektedir.
“Kalblere mahbub”, “akıllara muallim ve tenvir edici”, “nefislere mürebbî” ve “ruhlara sultan” olmuş, vahşîleri ıslâh için çalışmış olan o zât-ı mürşidin (asm) bir senede muvaffak olduğu, muasırlarının ve sonradan gelenlerin ise elli senede muvaffak olamadıkları hadisenin izahı budur. (Mesnevî-i Nuriye, Reşhalar, s. 45)

“Lâübâliler ruhsatlarla okşanılmaz; azîmetlerle, şiddetle ikaz edilir.” (Mektubat, Hakikat Çekirdekleri, s. 463, 106. Hakikat)

“Bir sultan, itaat edenlere mükâfat ve isyan edenlere de mücazat etmezse, saltanatı inhidama yüz çevirir [yıkılır, biter]. Ve keza, bir sultanın sağında lütuf ve merhamet ve solunda kahır ve terbiye lâzımdır. Mükâfat, merhametin iktizasıdır [gereğidir]. Terbiye de mücâzâtı ister [ceza gerektirir]. Mükâfat ve mücâzat menzilleri (yerleri)  âhirettir.” (Mesnevî-i Nuriye, Lâsiyyemalar, s. 35)

“Tahakküm-ü zâhirî, kahr ve cebirle mümkündür. [Zorlamayla geçici olarak hükmetmek mümkündür] Fakat efkâra galebe etmek [fikirlere galip gelmek], hem de ervaha tahabbüb ve tabâyia tasallut [ruhlara ve kabiliyetlere hükmetmek], hem de hâkimiyetini vicdanlar üzerine daima muhafaza etmek, hakikatin hassa-i farikasıdır [hakikatin önemli bir farklılığıdır]. Bu hassayı [özelliği] bilmezsen, hakikatten bigânesin [uzaksın].” (Muhakemat, Unsuru’l-Akide, 3. Makale, 2. Maksat, 3. Meslek, s. 201)
Bütün eğitim kurumlarının yeni eğitim–öğretim faaliyetlerine başladığı şu günlerde resmî makamlarda bulunan yetkililerden isteğimiz, kendilerine emanet ettiğimiz evlâtlarımızın ve gençlerimizin “tek görüş” saplantısından uzak; akla, mantığa, vicdana, tarihe ve hayatın gerçeklerine uygun bir eğitim öğretim sistemi ve metoduyla hayata hazırlanmalarıdır.

Milletin fertleri olarak bize düşen de bu konuda bütün imkânları seferber ederek bu sahada artık “boşluk” bırakmadan topyekûn “eğitim” hamlesinin gereğini daha fazlasıyla ve önem vererek yapmaktır.
Nur camiasının fertleri zaten bunu bir asra yakın bir zamandan beri yapıyorlar. Bu sahada bu vatana, millete, Müslümanlara ve insanlık âlemine katkıları çok oldu ve olmaya devam edecek inşaallah.

Bu geniş Nur camiasında da Yeni Asya ekolünün “geniş eğitim ağında” kırk yılı aşan çok önemli bir yeri vardır. 21 Şubat 1970’de: “Gayemiz vatan sathını bir mektep” yapmaktır.” paralosıyla yola çıkan bu mümtaz neşriyatın ve fedakâr, gayretli müntesiplerinin topluma kazandırdığı bir çok manevî değer vardır. Neşriyatı, yayını, hizmet sistem ağı, değerli yurt içi ve yurt dışı temsilci ve temsilcilikleri hâlâ bu hizmetlerine başarıyla devam ediyorlar. 

Yeri gelmişken, geçen hafta sonu yaşadığım bir güzel örnekten bahsetmek istiyorum. Geçen hafta sonu Yalova ilinde Güney Marmara Bölge toplantısı münasebetiyle Yeni Asya Medya Grup A.Ş.’nin yönetim kurulu toplantısını yaptık. Ertesi günü de bölge toplantısına iştirak ettik. Yedi ilden gelen temsilcilerimizin en ağırlıklı konusu ve gündemi; özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimiydi. Yalova Yeni Asya Hizmet Binasının çok mükemmel ortamında, başta Bursa ilinin birkaç yıldan beri devam eden kreş, anaokulu, ilköğretim ve ileriye dönük “eğitim” faaliyetlerini büyük bir keyif ve zevkle dinledik. Tavsiye ve tecrübelerini not aldık. Bursa’nın sistemli eğitim çalışmalarındaki tecrübe ve gayretlerini paylaşma civanmertliğini zevkle dinledik.

Ev sahipliği yapan Yalova ilinin, önemli yol kavşağında bulunması münasebetiyle, geniş araziler alıp oralarda hizmet merkezleri inşa etmek fikrine biz de katılıyoruz. Daha büyük hedeflere ufuk açıcı bu gibi tekliflerin, camiamızda bu konulara ilgi duyanlar, ileri gelenler ve bölge tarafından dikkatlice değerlendirilmesini bekliyoruz. Balıkesir’in meslek ve meşrep konusundaki hassasiyetini ve gençliğe dönük çalışmalarını, Kütahya’nın özellikle üniversite gençliğine yönelik hassasiyetlerini, Çanakkale’nin Risâle okuma programlarındaki dakikliğini, Bilecik’in son yıllardaki gayretli ve atılgan tavırlarını, Eskişehir’in sistem, gençlik, hizmet konularındaki hedeflerini takdir ve keyifle dinleyip istifade ettik.

İstanbul, İzmir, Adana illerimizde dostlarımızca devam ettirilen bu tür sistemli “eğitim” hizmetleri ve faaliyetlerinin genişleyerek, bütün yurt sathını ve yurt dışını da kapsayacak şekilde devam ettirilmesini temenni ediyor ve bekliyoruz.

Peygamber varisi, asrın en büyük ‘eğitim görevlisi’ olan Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin dört hayalinden birisi olan “Medresetüzzehra” projesinin gönül ve kalp dünyasında hizmet merkezlerimiz olan “medrese ve dershanelerde” yıllardan beri sürdürülen bu manevî “eğitim”, icraat ve tatbikatı zaman içerisinde—aslına uygun olmak, amacını aşmamak ve şaşmamak şartıyla—sistemli ve kurumsal kimliğiyle yaygınlaştırmanın merhalesine gelmiş bulunuyoruz. Bu yolda emeği geçenleri tebrik ediyor ve teşvik edilmelerinin gerekliliğine inanıyoruz.

Bu uğurda gayret gösteren herkesi tebrik ediyor ve bu gayretlerin kudsî dâvânın istikameti ve sadakati yönünde sapmadan devam etmesini diliyoruz.

Bu manevî eğitim gayretlerinin dışarıya açılan penceresinde bu fakirin de yıllarca devam eden gayretleri var elhamdülillâh. Bu kudsi dâvâda bizi istihdam eden, bu güzel camianın bir ferdi olma nimetini bize bahşeden Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamdü senalar olsun.

İnşâallah gelecek hafta size çok uzaklardan, okyanus ötesindeki manevî eğitim haberlerinden bahsetmek üzere duâlarınızı bekliyorum efendim.

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*