Yeni Asya okumanın önemi

Bilindiği gibi, Üstad Bediüzzaman Said Nursî kendi hayatını eski Said, yeni Said ve üçüncü Said olarak üç döneme ayırmış ve hizmetlerini ona göre değerlendirip şekillendirmiştir.

Tarihçe-i hayatını gözden geçirdiğimizde, Üstad’ın, 1. Said/Eski Said döneminde, bütün sosyal meselelerde aktif olarak ilgilendiğini görüyoruz.

İkinci Said veya “yeni Said” tabir edilen dönemde ise, yalnız Risâle-i Nurlar’ın telifiyle meşgul olduğunu görüyoruz. Türkiye, o sıralar adeta dinin unutulduğu veya unutturulmaya çalışıldığı tek partinin egemen olduğu bir devir geçirmektedir.

İşte böyle bir dönemde haliyle Üstad Hazretleri hiçbir parti (zaten tek parti var) ve gazeteyle ilgilenmemiş ve bu dönemdeki şiarı, “Euzubillahimineşşeytanivessiyaseti”dir. Üçüncü Said dönemine gelindiğinde ise, bu dönemde, Üstad, Halk Partisi’ne karşı Demokrat Parti’yi desteklemiş, talebelerini de teşvik etmiş; gelişen hadiseleri de çeşitli gazetelerden (özellikle Zübeyir Gündüzalp Ağabeye okutup) takip etmiştir. Çeşitli mektuplar yazarak Devlet ve Hükümet erkânlarını uyarmıştır.

Her bir dönem adeta birbirinin tamamlayıcısı ve külli Risale-i Nur hizmetinin bir parçası hükmündedir. Herhangi bir dönemi gözardı etmek imkânsızdır. Aksi halde hizmetin bütünlüğü bozulur, hizmet anlayışlarında şimdiki gibi tam bir ittihad / birlik sağlanmaz.

Üstad’ın hayatında, yaşayışında, dindar ve özellikle hürriyetleri savunan bir gazetenin / yayın organının önemi tartışılmaz özelliktedir. “Ehl-i iman olan dindar insanların mutlaka “İ’la-i Kelimetullah’ı hedef-i maksad eden günlük dinî gazeteleri” olması gereğinin altını çizip (Tarihçe-i Hayat, s. 105) bu istikamette yayın yapan gazetelere daima takdirlerini sunmuştur. “Sebilürreşad, Doğu gibi mücahidler iman hakikatlerini ehl-i dalâletin tecavüzâtından muhafazaya çalıştıkları için, ruh-u canımızla onları takdir ve tahsin edip onlarla dostuz ve kardeşiz. Fakat siyasî noktada değil.” (Emirdağ Lâhikası, 545) gibi.

Bir Nur Talebesi olarak, görevimiz; Risale-i Nurlar’ı okuyup, anlayıp, hayatımıza uyguladıktan sonra da diğer insanların imanlarının kurtulmasına çalışmak olmalıdır. Bunun yolu zamanın özelliğine göre ne ise onu kullanmak bir görev haline gelmektedir.

Yeni Asya, zamanımızda, Üstad’dan, Risale-i Nurlar’dan bahseden ve onları her halde ve zamanda savunan tek ve yegâne yayın organı olduğundan, onun alınması, takibi, özellikle de okunması, bu zamanın hizmetlerinden biri ve en önemlisidir. Çünkü Yeni Asya, hem iman hakikatlerinin yayılması hem de Nur Talebelerinin sosyal hayatta istikametli hizmet yapmaları için her hususu meşveretle yayınlayan bir gazetedir.

Günümüzde bazıları gazete olsa da olmasa da fark etmez düşüncesinde iken, Üstad gazetenin önemini şu cümlesiyle o gibi düşüncede olanlara cevap veriyor: “Risâle-i Nur, bu mübarek vatanın manevî bir halaskârı olmak cihetiyle, şimdi iki dehşetli manevî belâyı def etmek için matbuat âlemiyle tezahüre başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim.“ (Emirdağ Lâhikası, 62. mektup, s. 133)

Her zaman zalimlere karşı dik duran, her yerde doğruları haykıran ve daima gerçeklerden haber veren gazetemiz “Yeni Asya”nın önemi tartışılmazdır. Evvelâ kendi camiamızın görüşlerini kamuoyuna sunmak ve camiamız fertlerinin ittihadını sağlamak, Kur’ân’ın bu zamandaki mu’cizeli tefsiri olan Risâle-i Nur güneşine ayinedarlık vazifesini üstlenip, gündemde tutmak; ayrıca, ”Din nasihatten ibarettir” hükmünden hareketle dinî bir gazete unvanıyla dinî nasihatleri uyanık vicdanlara aktarmak misyon ve vizyonunu üstlenmiştir Yeni Asya.

Yeni Asya’nın niçin çıktığını hatırlarsak, onu okumanın ve takip etmenin de ne kadar önemli olduğunu anlarız.

Ne diyordu Z. Gündüzalp, gazete yokken: “Bir gazeteye ihtiyacımız var cemaat olarak. Bizim kardeşlerimiz başka gazeteleri alıyor, okuyorlar; kafaları karışıyor. Dolayısıyla kendimizi savunacak, Risâle-i Nur hakikatlerini neşredecek, düşünce birliğini temin edecek bir gazeteye ihtiyacımız var.” (İşte Hayatım-Mehmet Kutlular, s. 96)

İşte kardeşlerimizin kafasının karışmaması ve hem iman hem de sosyal prensiplerde ittihad ve ittifakı sağlamak için, Yeni Asya’yı almalı, takip etmeli ve özellikle de her sayfasını ve yazarını dikkatle okumalıyız.

Elhasıl: Yeni Asya, Üstad Said Nursî’nin üç hayat devresine de sahip çıkarak, başta Risale-i Nurlar’ın neşri olmak üzere, içtimaî ve sosyal ve siyasî konularda Nur Talebelerinin nasıl davranması gerektiğini çıktığı günden beri dost ve düşmanlara fiilen ve kalen göstermekte ve ispat etmektedir. Bunun en büyük delili olarak da ben kendime baktığımda, Yeni Asya’yı 1971 yılından beri takip etmekte ve o zaman ne diyordu ise şimdi de aynı fikirleri savunduğunu görüyorum ve benim iman hizmetindeki ve sosyal-içtimaî hayattaki yolumu aynı şekilde aydınlatıyor.

Elhamdülillah.

M.Fahri Utkan

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*