Yeni bir hizmet dönemine başlarken

“Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur. Birbiri içinde mütedâhil dâireler, birbiri içinde daireler var. Herbir dairede, herbir insanın bir nevi vazifesi bulunabilir. Fakat en küçük dairede en büyük ve ehemmiyetli ve daimi vazife var. Ve en büyük dairede en küçük ve muvakkat arasıra vazife bulunabilir. Bu kıyasla, küçüklük ve büyüklük makûsen mütenasip vazifeler bulunabilir.” (Şualar, Sh: 184, Yeni:316) diyor, asrın manevi tabibi Bediüzzaman.
Evet, bugünlerde kalp, ruh ve his dünyamda; bu hakikatleri yaşıyorum. Bu sermayeden birsi olan 2018 yılının bahar ve yaz aylarını geride bırakmak üzereyiz. Şu an, güz ve hazan mevsimine girdik.
Ramazan ayından önce baba ocağım, doğduğum yer olan Antalya ili Gündoğmuş ilçesi, Güzle mevki, Toroslar’ın eteklerindeki yeni inşa ettiğim evimde son günlerimi geçiriyorum. Bu yıl bu güzel mekân ve evimde; çocuklarım, torunlarım, akrabalarım, dostlarımla hiç unutulmayacak mutlu bir zaman geçirdim. Yılın altı ayını burada geçirmek nasip oldu. Bunu bu fakire bahşeden Cenabı Hakk’a sonsuz şükürler olsun.
Kuş, böcek şakımalarıyla şenlenen o ilahi koroya eşlik eden çam ağaçlarının hışırtılarının kulaklardan gönüllere akseden o güzel nağmeler, arasında çok mutlu, manevi havası etkileyici bir zaman dilimini geride bırakmak üzereyim. Biz Rabbimden hoşnut olduk. İnşaallah Rabbim de bizden hoşnut olur.
Bu yıl burada geçirdiğim zaman içerisindeki en büyük mutluluğum; güzel mekân, güzel evim, aile efradımla birlikte olmamın yanında; Risale-i Nur okuma ve çalışmalarımda yaptığım devamlılık ve geniş boyutluluk oldu. Bunu bana lütfeden Allah’a sonsuz şükürler olsun. Bu altı aylık zaman zarfında Risale-i Nur külliyatındaki bütün soruları, cevaplarıyla, kitaptaki sayfa numaraları ile birlikte çıkarma çalışmalarım devam ediyor. Sonuna yaklaştım. Mutluluğumun en önemlilerinden birisi budur.
İkincisi ise; Külliyattan okuduğum her bölümün, mümkün oldukça, kaabiliyetim ve tecrübem nispetinde, çok geniş ve derinlemesine şerh ve tanzim etme, not alarak çalışmalar yaptım, devam ediyorum. Bir başka mutluluğum budur. Bu arada Cenab-ı Hakka şükürler olsun onbir yıldır sürdürdüğüm Her 15 günde bir ihlas Risalesini tefekkürle okuyup notlar alma ve her seferinde yepyeni bir konuya odaklanma ve tefekkürle okumaya devam etmem ayrı bir mutluluğumdur.
Yeşilliği bütün tonlarının olduğu Torosların bu muhteşem manzarasında, oksijenin bol olduğu böyle güzel bir mekân ve ortamdayım. İlk günden itibaren yaylaya günlük gazetemi, hem bayiden hem de internet üzerinden takip etme imkânım var. Kendi kendime şu soruyu sorduğum zaman; “Bu yaz dönemini, manevi hayat ve hizmet açısından nasıl geçirdin Nejat Eren? Buna kalp tatminiyeti olarak; “iyi geçirdimi!” rahatça söyleyebilirim, elhamdülillah.
Manevi hizmetlerimiz açısından ileriye yönelik güzel planlar, projeler ve programları günlüğüme kaydetmeye devam ediyorum. İnternet ve akıllı telefon nimetlerinin yardımını da bu yıl tam destek almayı lütfetti Rabbim. Ülke ve dünyayla bağlantım kesintisiz gece gündüz devam etti. İnşallah “şahsı manevimle” birlikte bu güzel çalışma, plan ve projelerde birlikte icra etmeyi de Rabbim bizlere nasip eder.
Fıtri güzelliklerin bu sonsuz derinlik, serinlik, çok sesli güzel manzaralı “cuşu huruşunda” fırsat buldukça çevre ziyaretlerinde eksik etmemeye çalıştık. Üç defa Konya’ya, bir defada Ankara’ya Merhum Nureddin Tokdemir abinin cenazesine iştirak etmek nasip oldu. Buralarda hep cemaatimiz ve “şahsı manevimizle” birlikte olmak nasip oldu.
Artık her şeyin sonu olduğu gibi bu yaz mevsimi, yazlık ev sefası ve bu güzel mekândan ayrılma zamanı geliyor. Yayladan, dağlardan ovaya inme, hizmetlere daha yoğun katılma; “Seyahat ya Resulullah” çizgisinde hareketli günler ve aylarda kavuşma zamanındayız.
Eylül Ayı’nın ortalarından itibaren artık yeni hizmet dönemi plan ve projelerini yapıp icraata geçme dönemi başladı. Yavaş yavaş merkez ilimiz Antalya ili meşveret heyetleri ve komisyonlarla çalışmalarımız ve planlarımızı başladı. Eylül’ün son haftasına girerken de Türkiye Sosyal Komisyonu meşveretine katılmak üzere Düzce ilimize gitmek nasip oldu.Yıllardan beri mutat âdetimizdir. Hedef noktaya giderken, gezi güzergâhı üzerindeki il ve ilçelerdeki dersleri önceden tespit eder, sorumlularla irtibata geçerek o mahaldeki derslere katılmaktır. Amaç oradaki abi ve kardeşleri görüp hasbihal etmek, hasret gidermektir. Bu münasebetle bu defa da ilk önce İzmit, Kocaeli ilindeki büromuzu ziyaret edip abi ve kardeşlerle kucaklaştık. Gündüz, Çamlık vakfındaki derse, akşam da; Damlar veya Bahçecik olarak bilinen mekândaki derse iştirak ettik. Çok güzel bir kaynaşma hasret giderme oldu.
Düzce’nin umumi dersi cuma günüydü. Cuma günü sabahtan İzmit’ten Düzce’ye gittim. Düzce, Yeni Asya meslek ve meşrebindeki çok öz, samimi, planlı, meşverete dayanan çok hoş ve sistemli bir hizmet tarzı var. Benim için manevi hizmetler açısından çok özel bir yeri olan Düzce dersine katıldım. Oradaki abi ve kardeşlerle kucaklaştık. Hasret giderdik.
Türkiye genelinde Yeni Asya meslek ve meşrebinde hizmet eden iller arasında Afyon, İzmit Kocaeli, Düzce’nin benim hizmet dünyamda ayrı bir yeri var. Çünkü buralarda Risale-i Nurun özü olan samimiyet, kardeşlik, diğergamlık, hasbilik, ihlâs, çok güzel irtibat intizam, meşveret, icraat, çevreyle alaka son derece tatmin edicidir. Bu güzellik dolu hizmet icraatlarının örneklerini bir defa daha yaşamış olduk.
Cumartesi günü Düzce’de, Sosyal Komisyon” toplantımızı yaptık. Daha sonra gençlerin hafta sonu okuma programına katılmak üzere bir yüksek dağda bulunan Düzce dershanesine gidip orada gençlerimiz ve kardeşlerimizle tanışıp kucaklaştık. Çok güzel bir hava ve şahane manzara vardı. Risale-i Nurlarla haşir neşir olmanın güzel örneklerini gördük. Katılanlardan ve bunları planlayıp icra edenlerden Allah razı olsun, hepsini tebrik ediyoruz. Bütün illerimizde, ülke ve dünya çapında bu gibi güzel örneklerin yaygınlaşmasını diliyoruz.
Cumartesi günü Düzce ziyaretinden sonra Nurullah Kardeşimizle birlikte Adapazarı’na intikal ettik. Orada canlı ve samimi bir cemaat vardı. Derse katılıp sohbet edip hasret giderdik. Pazar sabahı erkenden servise binip Sabiha Gökçen Hava Limanına oradan da Antalya’ya tekrar evimize geri döndüm.
Bütün bu Nur hizmetlerini yapanlardan, planlayanlardan, katılanlardan, katkı sağlayanlardan, yardım edenlerden Allah ebeden razı olsun. Hepsini tebrik ediyoruz. Dualar edip, dualar bekliyoruz.
Cenabı Hakk’a niyaz ve duam şudur; bu can bu tende kaldığı müddetçe bu fakiri Nur hadimi, abi, kardeş ve bacılarımı son nefese kadar bu mukaddes davada Müslümanların ve insanlığın hizmetinde bulunmayı nasip etsin.
Artık yollar bizimdir. Zamanı ve mekânları şenlendirmesi Cenab-ı Hakkın verdiği enerjiyi bu yolda kullanmak için arzu ve irademiz inşallah bu yönde gelişir. Cenabı Haktan bütün niyazımız, dileğimiz, duamız budur.
Farklı zamanlarda, farklı mekânlarda, farklı sima, anlarda fakat aynı doğrultu ve çizgi üzerinde iman ve kuran hizmetinde birlikte yürümek ve Cenab-ı Hakkın rızasını kazanmak dilek ve temennisiyle.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*