Yolun açık olsun EuroNur

13 Sene evvel Avrupa’nın ortasında Nur ismine mazhar, Nur ismine hamil, Nur hizmetinde muvazzaf, Nur cemaatinin sesi ve bütün insanlığa muhatap bir site doğdu: euronur.com (saidnursi.de)

Ardından, kısa sürede euronur.com bir internet hizmet ailesinin adı oluverdi. Birçok nursiteyi doğurdu ve bünyesinde birleştirdi. Yeni Asya’nın Avrupa’daki sesi ve soluğu oldu.

Tasarımcısından editörüne, çalışanından gönüllüsüne tebrikler EuroNur!

Yolun nurlarla açık olsun! Bahtın ak olsun!

Dünyada işin nur, Mahşerde için dışın nur olsun!

Hani, Bediüzzaman diyor ya: “Sesim yetişse bütün küre-i arza bağırarak derim ki:

Sözler güzeldirler, hakikattirler. Fakat benim değildirler; Kur’ân-ı Kerîmin hakaikinden telemmu’ etmiş şualardır.”[1]

Nurun Naşir-i efkârı olarak EuroNur’la gurur duyuyoruz.

Üstadımızın, nurun her naşir-i efkârına duaları vardır, hususi iltifatları vardır. Mesela bir mektubunda: “Aziz, sıddık kardeşlerim, Medresetü’z-Zehra erkânları, Nur Naşirleri!”[2] diye iltifat ediyor.

Üstad Hazretleri Risale-i Nur dairesindeki mertebelerde “naşirlere” ayrı bir yer ve değer veriyor Buyuruyor ki: “Risale-i Nur, bir daire değil, mütedahil daireler gibi tabakatı var. Erkânlar ve sahipler ve haslar ve nâşirler ve talebeler ve taraftarlar gibi tabakatları var.”[3]

Malum, Bediüzzaman’ın bir tasnifi de, dostluk, kardeşlik ve talebelik şeklindedir.[4]

Bu durumda şöyle bir tespit yapalım: Avrupa gibi bir yabancı memlekette EuroNur´a imza atanlar, “Hakikî olarak Sözlerin neşrine ciddî çalışmakla” Üstada KARDEŞ oldular ve Bediüzzaman’ın “abdiyeti ve ubudiyet noktasındaki şahsiyetiyle alâkadar oldular. Böylece  “hususî isimleriyle ve suretleriyle” Bediüzzaman’ın “dua ve kazancında hazır olup hissedar oldular.”[5]

Keza onlar, “Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıktılar ve en mühim vazife-i hayatiyelerini onun neşir ve hizmeti bilmekle TALEBE oldular. Bediüzzaman’ın, “Kur’ân-ı Hakîmin dellâlı cihetindeki şahsiyeti ile münasebettar oldular.” Böylece “her sabah mütemadiyen isimleriyle, bazen hayalleriyle dahi” Bediüzzaman’ın “yanında hazır olup, hissedar oldular.”[6]

Netice itibariyle bu müstesna Avrupa nurcuları, Risale-i Nur’u ve Nur’un hakikatlerini neşretmeyi hayatlarının gayesi bildiler ve Bediüzzaman’ın “NAŞİRLER!” unvanına sahip oldular!

Ve Risale-i Nur için yaşadıklarını hissettiler, hizmet için nefes alıp vermeye başladılar! Bu sıfatlarıyla Bediüzzaman’ın “HASLAR” unvanını aldılar!

Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine bütünüyle/hiç yargılamadan/tam bir teslimiyetle sahip oldular! Hiçbir sosyal ve siyasi çalkantıda sarsılmadılar! İman-ı Tahkikî’yi kazandılar! İnşallah Velayet-i Kübra Makamında makam-ı rızaya ulaştılar. Bu sıfatlarıyla Bediüzzaman onlara “SAHİPLER!” unvanını verdi.

Saygıdeğer euronurcular!

Vazifeniz zor, yükünüz ağır, gücünüz zayıf, sayınız az olabilir. Değil mi ki, elhamdülillah ERKÂNLAR içindesiniz.

O zaman, çok önemli yerdesiniz!

Rabbimize şükredip bizi bulunduğumuz yere layık kılması için dua etmekten ve bize taksim ettiği görevi kabul edip elimizden geldiği kadar güzel yapma konusunda çaba göstermekten başka inanın bize düşen bir şey yok!

Allah yar ve yardımcınız olsun! Yolunuz açık, bahtınız ak olsun!

DİPNOT:

[1] Barla Lahikası: s. 12

[2] Emirdağ Lahikası. S. 290

[3] Kastamonu Lahikası, s.188

[4] Mektubat, s. 329

[5] Mektubat, s. 329

[6] Mektubat, s. 329

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*