Yüksek hamiyetli insanlar

İman ve Kur’ân hizmeti olan Risale-i Nurların neşrini kendilerine dert edinen insanlar yerlerinde duramıyorlar.

Tam da artık rahatla yaşamak zamanı denen bir dönemde, rahatlarını bozup yollara düşüyorlar.

Şehirlerdeki cemaat ağabey ve kardeşlerini arayıp, onların müsait zamanlarını istişare edip, onların uygun gördükleri zaman ve program dahilinde yollara düşüyorlar.

Amaç nedir? Cemaat ağabey ve kardeşleriyle tanışmak, görüşmek ve daha ne gibi hizmetler yapabiliriz diye müzakereler yapmak.

İman ve Kur’ân hizmeti için, Nur cemaati için, Risale-i Nurlar için, şahs-ı manevî için, ağabey ve kardeşleri için bir şeyler yapmak denen hamiyet işte böyle bir şey.

Hakkında konuştuğumuz kişiler, İstanbul Risale-i Nur Enstitüsünden Genel Sekreter Ahmet Dursun ile Yayın Kurulundan Prof. Dr. Ahmet Battal.

Hafta sonunu Şanlıurfa’da geçirdiler. Cuma gecesi umumî derste cemaate çalıştıkları Nur derslerini okudular. Muhteşem tesbitler yer aldı.

Ahmet Dursun kardeşimizin okuduğu ‘iman-ı billah, marifetullah, muhabbetullah, lezzet-i ruhanî’ dersinde, ortaya çıkan sonuç, ne kadar marifetullahta ve muhabbetullahta ilerlenirse, maddî ve manevî dert ve sıkıntılar o nispette azalır’ şeklindeydi. Tabiî tersi de tersi sonucu doğuruyor.

Otuz, kırk yıllık ilim ehli olan bir profesörün, medreselerde gençlerin arasında kalma şartı ile ev sahibi ile anlaşması ve biraz da zor şartlar içerisinde gençlerle namaz kılmaları, tesbihat yapmaları, birlikte yiyip içmeleri ve medresede öğrencilik halini yeniden yaşamaları takdire şayan bir davranıştır.

Yani kişinin rahatla yaşamak için imkânları varken, onları terk ederek, zorlukları, güçlükleri tercih etmesi özel bir durumdur.

Yola çıkmadan önce ilgili şehrin seçilmiş meşveret sekreterine ulaşıp, onların meşveretlerine tabi olarak adım atmaları tam bir meşverete sadâkat örneği oluşturuyor. Seçilmiş insanlara saygı göstermek; onların hizmet komisyonlarına, orada aldıkları kararlara saygı duyarak, kararın bir parçası olmak, şahs-ı manevinin bir parçası olmak hizmet erbabına yakışandır.

Umumi ikinci dersi ise, Yeni Asya’nın bir yazarı olmakla iftihar eden Prof. Dr. Ahmet Battal yaptı. Güzel çalışılmış bir ‘adalet’ dersi idi.

Şu kadarını söyleyebilirim ki, Risale-i Nurun satırlarının konuşturulması, Risale-i Nurları Risale-i Nurlar ile açarak yapılan ders, her şehrin duyması gereken güncel yorumları ihtiva ediyordu.

Ders süresi içerisinde insan şöyle bir Risale-i Nurların tarihçe-i hayatını bir film izler gibi kaydetmiş oluyor.

Özellikle liseli ve üniversiteli gençlerimizin sorularına verdikleri cevaplar hakikaten ikna edici ve nasıl bir dâvânın eri olduklarını öğrenmelerine ciddî katkı sağlayan nitelikte idi.

Risale-i Nur satırlarının, sadece peş peşe kelimelerden ibaret olmayıp, o kelimelerin aralarında bir tarihin de yatıyor olduğunu, insan böyle uzman diliyle yapılmış derslerde daha iyi anlıyor.

Beni asıl etkileyen, bir dâvet üzere değil de, bir ihtiyaç hissederek, zamanından, imkânlarından sarf ederek, sırf Rıza-i İlâhî için, iman ve Kur’ân hizmetleri için çıkılan bir müfritane irtibat hareketi takdire şayan.

Risale-i Nur Enstitüsü, 2017’yi Risale-i Nur yılı olsun diyerek bir himmet adımı başlatmış bulunuyor. O zaman 2017’nin Risale-i Nur yılı olması için herkese düşen, şahsî ve cemaatî bir takım vazifelerin varolduğu da aşikâr.

Ben, doğrusu bu samimî ve dâvâ heyecanı hissedilen, hamiyet yüklü davranışları dolayısıyla, kıymetli Ahmetleri tebrik ediyorum.

Sizin şehrin kapısını da çalarlarsa mutlaka dinleyin diyorum.

Dâvâyı dert edinen, yüksek hamiyetli dâvâ adamlarının olması ne güzel bir şey.

Tebrikler… Sizlerin arasında olmak bize de heyecan veriyor.

Sebahattin Yaşar

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*