Yürümek

Ahirzaman fırtınalarının yürek ürperten tehlikeleri içerisinde yürümek. Kararlı, cesur, metin adımlarla yürümek.

Aldanmadan, kanmadan, görünüşte cazip, çekici, zehirli bal hükmünde olan; aslında yakıcı, yıkıcı, mahvedici günahlara tevessül etmeden, bakmadan, batmadan hak ve hakikat istikametine doğru yürümek.

Şeytanların akıl almaz hile, şüphe, vesvese, fitne ve fesatlarına boyun eğmeden vakarla, tezellül ve tenezzül etmeden insan olma şeref ve haysiyeti, onuruyla yürümek. Nefsin hoşuna gidecek, menfaat, makam, para, servet, şöhret, gençlik, güzellik, eğlence gibi faniye müteveccih, dünyaya bağlayan, ahireti kaybettiren bütün kötülükleri elinin tersiyle iterek yürümek.

Canını, malını, kalbini, maddî ve mânevî bütün varlığını bir ulvî dâvâya adayarak yürümek. Kâinat ve içindekiler nezdinde bir toz zerresi kadar olan cirmi ve cismine rağmen mahiyetinde eşref-i mahlûkat olmanın şuuru ve idrakini anlayarak yürümek. İhlâsla, sıdkla, sebatla, duâ ile emir dairesinde, nehiylerden kaçınarak yürümek. Bütün dünyaya ilâ-yı kelimetullahı ilan ve tebliğ etmek niyet ve azmi ile yürümek. Hakkı bâtılın savletinden kurtarmak için, mücahede için, hicret şuuru ile yürümek. Yaradan Rabbimin gösterdiği sırat-ı müstakimde bıkmadan, usanmadan, yorulmadan yürümek. Peygamber Efendimizin açtığı nurlu yolda, kâinatın mana ve esrarını anlatan Kur’ân yolunda, imân istikametinde, takva zırhı ile yürümek. Allaha güvenerek, dayanarak, sığınarak; kusurlardan bin pişmanlıklarla tövbe, istiğfarlar ederek yürümek.

Toprak gibi tevazu ve mahviyet içerisinde hiçliğimizi, yokluğumuzu, acizliğimizi ve fakirliğimizi idrak ederek pervanenin ateşe koştuğu gibi kâinat Sultanının marifetine ve muhabbetine iştiyakla, korku ve ümit içersinde yürümek. O’nun bize bahşettiği akıl, şuur, nazar gibi nimetlerini yine onun önümüze serdiği güzellikleri, sanatları, varlıkları, çiçekleri mânâ-yı harfiyle okuyup mütalâa ederek yürümek. Zerrelerden kürelere kadar her bir mevcudun, her bir mahlûkun üstünde tecelli etmiş, yansımış, parlamış nurdan haleler halinde gözlere, gönüllere, ruhlara hayat vermiş Rabbimizin isimlerinin, sanatlarının, eserlerinin, güzelliklerinin mahiyetlerini anlayarak yürümek.
Asırlar boyunca insanlara ışık tutmuş, zulümattan nura, huzura, mutluluğa, ebedi Cennete taşımış olan Kur’an güneşinin ışığı ve sıcak ikliminde saadetler içinde yürümek. Ahirzamanın insan benliğini, ruhunu, dimağını ve mahiyetini kuşatan günahların tehlikesi içersinden insanlığı çekip çıkaran Kur’ân-ı Kerim ve onun tefsiri olan Risale-i Nurların meşalesiyle yürümek. Bu helâket ve felâket asrında zihni bulanmış insanlarının imdadına gönderilmiş olan; ilim, iman, İslâm kahramanı Bediüzzaman’ı tanıyıp Onun gittiği Kur’ân ve sünnet-i seniyye yolundan yürümek.
Hak yoluna mâni olacak her türlü masivadan çelik gibi iradesini ve iktidarını ortaya koyarak, uzak durarak, istikrarlı ve ihtişamlı bir şekildi yürümek. Ehl-i dalalet, ehl-i bid’aya, küfre, inkâra, isyana, şirke karşı Allah’a asker olma teslimiyeti ve sadakati içersinde manen cihat ederek yürümek. Günahlara, musibetlere karşı ve ibadetlerin insan nefsine verdiği vehmedilen zahmetlerine karşı sabır kuvvetine istinat ederek, gücünü iman ve ihlâstan alarak yürümek.
Yürümek Hakka yürümek, hakikate, imana, İslama, ihlâsa yürümek. İnsanın halife-i arz olma mertebelerine, marifetullâha, muhabetullâha, lezzet-i ruhaniyeye yücelmek ve yükselmek için yürümek. Ruhlar âleminden başlayan yolculuk; anne rahminden, sabavetten, gençlikten ve ihtiyarlığın sonunda dostlara veda ederek, beyaz kefeni giyip yeşil tabuta binerek, nur talebelerinin omuzlarında kabre doğru yönelerek, berzaha imanla yürümek. Sırattan geçerek, saadet-i ebediyye istikametlerine… Yürümek istiyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*