Yüzlerce talebe yetiştiren bir âlim: Abdülmecid Nursî

Nursî ailesinin fertlerinin, eğitimde öne çıktıklarını gösteren bariz hususiyetlerden biri de ailenin altıncı evlâdı olan Abdülmecid Nursî’nin (Ünlükul), eğitimcilerin eğitimcisi olduğu hakikatıdır. Yaşadığı ilim dolu, kıymetli hayatı süresince, İmam-Hatip mekteplerinde meslek dersleri mual- limliğinin yanı sıra, mezkûr okullarda eğitim idarecisi olarak görev yaptığı bilinen hakikatlerdendir. Merhum, Abdülmecid Nursî Efendi, Sofi Mirza Efendi’nin yaş sırasına göre altıncı çocuğudur. Bediüzzaman’ın küçük kardeşidir. Ailenin, diğer mümtaz fertleri gibi, Abdülmecid Efendi de âlim, fazıl, alçakgönüllü ve son derece tevazu sahibi biridir. 1884 yılında Nurs Köyü’nde dünyaya gelir. Tahsilini Şark’ta yapar. Vanlı Şeyh Gazali Efendi’nin torunu Rabia Hanımla evlenir. Bu evliliklerinden biri kız olmak üzere, beş çocuğu olur. Çocuklarının isimleri, yaş sırasına göre şöyledir: Selahaddin, Fuad, Nihat, Suat, Saadet.

Büyük bir âlim olan Abdülmecid Efendi, ağabeyi Said Nursî ile birlikte Birinci Cihan Harbi’nde Ruslara karşı Bitlis ve havalisinde çarpışarak gazilik mertebesine ulaşmıştır. Hocalık vasfıyla da yüzlerce talebe yetiştirmiştir. Ülkemizin birçok yerinde meslek dersleri hocalığı da yapan Abdülmecid Efendi, Risâle-i Nur Külliyatı içinde yer alan İşârâtü’l-İ’câz ve Mesnevî-i Nuriye isimli eserleri Türkçe’ye tercüme etmiştir. Ağabeyi Said Nursî ile bir çok defa mektuplaşmıştır.

Ağabeyine yazdığı, nesebî bağ ve kardeşliğin yanı sıra Kur’ân hizmetkârlığı hususiyetlerinin öne çıktığı bir mektubunda şöyle der:

“Bu eserler (Risâle-i Nurlar) bütün sınıflara ve cemaatlere daima mazhar-ı takdir oluyor. Kim görse istihsan eder. Tenkide mâruz olacak eserler değil. Fakat derecât-ı takdir, derecât-ı fehim gibi mütefâvit ve müteaddittir. Herkes derece-i fehmine göre takdir edebilir.”1

Said Nursî, yazdığı bir mektupta kardeşi Abdülmecid’in şahsında ona ve Nursî Hanedanının sâir fertleri olan peder, anne ve kardeşlerine alâkadarlığını izhar eder.

Mektup şöyledir: “Sizi isminizle en has talebeler ve kardeşler içine dâhil edip, her sabah ne kazanıyorsam, peder ve valideme, hakikî ve çoğu âlem-i berzahta bulunan kardeşlerime verdiğim gibi senin defter-i a’mâline yazılmak için dergâh-ı İlâhiyeye niyaz ediyorum. Sen dahi beni uhrevî kazancına dahil et.”2

Abdülmecid Nursî, doğduğu köy olan Nurs’a, ayrıldıktan sonra iki kez gitmiştir. Bu ziyaretlerin birincisi 1948 yılında, ikincisi ise kardeşi Molla Muhammed’in vefatı münasebetiyle 1951 yılında olmuştur. Abdülmecid Efendi, 11 Haziran 1967 yılında Konya’da vefat etmiştir. Mezarı Konya Üçler Kabristanındadır.

Dipnotlar:
1- Barla Lâhikası, s. 32.
2- Mufassal Tarihçe-i Hayat, c. 1, s. 695.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*