Zam, zam, zam! Ucuzluk ne zaman?

Image
Başlıkta yer alan slogan şeklindeki bu cümleyi, gençler pek bilmez. Ama, bizim kuşak hemen hatırlamış ve tebessüm etmiştir.

1960 ve 70’li yıllarda iktidara gelen ve memleketi mamur hâle getiren Demokrat hükümetlerin yaptığı güzel icraatları görmezden gelip, başta ihtilâller sonrası veya beceriksiz CHP hükümetlerinin bir sel afâtı gibi memleketin her şeyini, ekonomisini alt-üst etmesinden sonra ekonomiyi yeniden düzeltmek ve rayına oturtmak için yapılan bazı fiyat yükseltmelerine karşı, ayağa kalkarak ortalığı velveleye veren CHP ve onun himayesindeki solcu gençler, işçiler tarafından kullanılan bir slogandı bu. Halbuki bozan kendileri, düzelten Demokratlar; ama yine de insafsız ve haksız tenkitten geri kalmıyorlardı.
Bunları hatırlatmamızın sebebi, geçtiğimiz günlerde hükümetin ÖTV oranlarını yükselterek, bir çok şeye zam yapma hadisesidir.
Aslında zam sevilerek ve istenilerek yapılan bir şey değildir. Bütçenin mühim bir kısmını, milletin kanını emer gibi parasını talân eden PKK ile mücadele için harcamaya (bu iş için silâh alımı gibi) akıtmak yerine, adam gibi bir strateji tatbik edip, milletin parası çar-çur edilmezse ne iyi olur. Tabii bu ve bunun gibi milletin kamburu olan (meselâ askerlere harcanan milletin bir sürü parası, OYAK v.s gibi, dolaylı veya doğrudan yapılan) harcamaların, israfın önü kesilse, her halde masraflar daha da azaltılmış olur ve zam yapmaya da lüzum kalmaz. Ama siz bunu yapmayıp kolay bir yol olan zamma teşebbüs ediyorsunuz ve bu da hiç iyi olmuyor. “Fakir-fukaranın, garip-gurebanın” hükümeti böyle mi olur? Araba kullanmayı lüks sayarsak, (dolayısıyla ÖTV uygulanmayan alt gruptaki arabalara da zam geleceğinden) bugün ilkokul çağından, yaşlı dede ve ninelerin de kullandığı telefonları lüks sayarsak, o başka tabii.
Haa, deniliyor ki, ”ÖTV ile lüks arabalara falan zam yaptık”. İşte bu mantık yanlış. Bunun millete yansıtıldığını bilmiyor musunuz? Hem de bir çok kaleme zam yapılarak… Eskiden temel madde olan gaza, beze, tuza ekmeğe v.s zam olunca, bu her şeye yansıyordu. Ama şimdi öyle mi? Lüks otomobil kullanan ve çoğu da iş adamı olan zevat da, ürettiklerine zam yaparak milletten çıkartıyor yine bunun acısını.
Hem sadece 1600 cc.’nin üzerindeki arabalara zam yapmakla iş bitmiyor ki. Dolayısıyla o zaman alt gruptaki otomobillere yüklenme olunca onlara da, arz-talepten dolayı sun’i zam gelmez mi?
Sonra anlayamadığımız bir diğer bir mantık da, MTV’nin en sonki uygulamasıdır. Vasıtaları sınıflandırmada yaptıkları sistem olan ‘hacme göre vergi’ yanlıştır. Hacim işinde arabanın yaş işine fazla dikkat etmeyince, bir şekilde eski model de olsa araba alabilen dar geçimli vatandaşa da zor ve haksız bir uygulama yapılıyor. Meselâ bir misâl verecek olursak; dar gelirli vatandaş, fiyatını ucuz bularak 2200 cc. hacminde 25 yaşında, ayağını yerden kesecek bir araba almış. Onun yıllık vergisi 313 TL. Bunun yanında aynı yaşta 1600 cc.’lik bir arabanın vergisi 84 TL iken, 1300 cc hacimli sıfır bir arabanın vergisi ise, 436 TL’dir. Gördünüz mü haksız uygulamayı? Sonra iktidara geldikleri zaman öyle fazla zam yapmayacaklarını söyleyerek o zamanki otogazın fiyatını misal vermişti Başbakan. Litresi 85 kuruştu otogazın o zaman. Şimdi ise 2,5 TL oldu. Yani dört misli veya % 400 zam gelmiş.
Neyse, yani bu zam işinde iyi düşünmek lâzım. Bir taraftan % 10’un altında gösterilen enflasyon oranı, bir tarafta da vatandaşın bizzat yaşadığı, iliklerine kadar hissettiği pahalılık ve maaş düşüklüğü… Bir avuç mutlu azınlığa bir de “bizim adamlar” sınıfı eklendi ya. Onlar hâlinden memnundur tabii. Ama vatandaşın çoğunun durumu iç açıcı değil. Bunlar nasıl îzah edilir bilmeyiz?

Image 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*