28 Şubat ve AKP

Mahir Kaynak derin fikirler uzmanıdır.

Hadiselere farklı bir açıdan bakmaya çalışır.

Mühim bir olay olduğunda der ki:

“Bu mesele kime nasıl bir fayda sağlamış, o açıdan bakmak lazım.”

Yani neticeden sebebe gider.

Bu çoğu zaman doğru bir yöntemdir.

Bazen hadiselerin neticesinden sebebe gidersiniz.

Çünkü olay oluş şekline göre hüküm vermek zor olabilir. Hadiselerin seyir tarzı insanı yanıltabilir.

Bakın 12 Eylül ihtilaline.

En büyük zararı kim gördü: Demokratlar.

En büyük faydayı kim elde etti: ANAP denilen yeni siyasi oluşum.

Halbuki seçimler öncesi MDP’yi işaret etmişti Evren.

Sonuç tam tersi.

ANAP iktidara geldi.

Büyük birader ABD de böyle istiyordu zaten.

İhtilalin de temel hedefi bu idi.

Halbuki işin başında bunu anlamak çok zordu.

Netice bunu bize öğretti.

Gelelim 28 Şubat hadisesine.

Yine en büyük zararı kim gördü: Demokratlar. Kadroları dağıtıldı, idarecileri perma perişan edildi, derin güçlerin etkisinde akla gelmedik hatalara sürüklendi ve henüz de belini doğrultabilmiş değil.

Peki en büyük faydayı kim gördü: AKP idaresi.

2002 de umulmadık bir şekilde iktidara geldiler.

Kim bunların öncü kadrosu:

Refah Partisi uzantısı kadrolar.

Güya 28 Şubatın hedef aldığı siyasal İslamcılar.

Hani 28 Şubat refah zihniyetine karşı yapılmıştı?

Hani 28 Şubatın en büyük mağdurları bunlardı?

Enteresan bir şaşırtmaca!..

Bu noktada Büyük Birader ABD devreye giriyor.

Önce derin güçleri tahrik ediyor, milletin üzerine salıyor, milleti bezdiriyor, korkutuyor, ürkütüyor.

Sonra kurtarıcı adamlarını devreye sokuyor, güya milleti kurtarıyor.

Sonra da hak, hukuk, demokrasi, insan hakları gibi değerleri ön plana atıp, milleti heyecanlandırıyor.

Millet bu meselelerle uğraşırken öte yandan istediğini alıyor.

Dikkat ediniz!

ABD hem Irak’a, hem Afganistan’a hem de Ortadoğu’ya 2002 sonrasında yerleşmiştir.

AKP hükumeti sonrası yani.

Evet, ABD demokrat bir ülke ister.

Ancak kendine itaatkar bir demokrasi.

Evet, ABD hürriyet ister.

Ancak kendi çizdiği sınırlar içinde kalmış bir hürriyet.

Ne acıdır ki ülkemiz yönetimi de böyle bir görüntü veriyor.

Zahiri kahramanlık görüntüsü altında akıl almaz bir teslimiyet var.

Zahiri dik duruşlar arkasında şaşırtıcı zikzaklar yaşanıyor.

Görünen o ki oyun büyük, hesap büyük…

Cemiyetin bu büyük oyunu görmesi çok zor.

Ne diyelim.

Allah sonumuzu hayretsin…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*