28 Şubat’ın malûm medyası yargılansın

Taraf gazetesinin sürmanşetinde yer alan Cem Uzan itirafları devam ediyor.

Cem Uzan, bir dönem hem medyanın, hem de siyasetin çok konuşulan ve tartışılan isimlerinden biriydi.

Parti kurdu, seçime girdi. Hatırı sayılır oy oranı elde etti.

Ama sonra yurtdışına kaçtı.

Adı güya “kaçak.” Ama değme krallar gibi yaşamasını biliyor… Bir eli yağda, bir eli balda derler ya, o hesap.

Basına arada bir kaçamak görüntüleri yansıdı. Apolitik haberlerle gündeme geldi

Sonra yine “sır.”

Aradan 4 yıl sonra, yani yerel seçim öncesi yine medyada arz-ı endam etmeye başladı.

Hayrola?

Hangi dağda kurt öldü de şimdilerde 28 Şubat tutanaklarına malzeme verecek itiraflarda bulunuyor?

Peki, Cem Uzan daha önce neredeydi?

Sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranarak ve o günün manşetlerini görmemiş gibi konuşarak kendini aklama gayretine girmesi dikkatlerden kaçmıyor.

Ne söylediklerini hatırlayalım:

-Star Gazetesi’nin sahibiyken, manşetleri Hurşit Tolon atıyordu. 28 Şubat ve diğer darbelerin sivil ayağıyla ilgili savcıya ifade vermeye hazırım.

-Aydın Doğan medyası her gün bana küfür etti. Bizim medyadan ses yok. Herkesi topladım, “Adamlar her gün hırsız diye bağırıyor. Ben hırsız değilim, ailem de değil. Aranızda benim ve ailemin hırsız olmadığına inanmayan kimse varsa, tazminatını alsın gitsin” dedim. Yarım saat sonra Fatih Çekirge, Yılmaz Özdil, Barbaros ve diğerleri geldi, hiçbiriyle görüşmedim. Kovdum.

-Bu insanları baş tacı etmiş olmak ve bu kadar imkânlar vermek benim hatam… Bu kadro benim hatam.

-Star Gazetesini kurarken, Fatih Çekirge’ye transfer parası olarak üç milyon dolar verdim.

-Ben yayınlara hiç karışmadım. Yayınları Fatih Çekirge ve Yılmaz Özdil belirliyordu. Hurşit Tolon’un talimatları ile her gün manşet atıldığını bilmiyordum.

-Çekirge, “Benim babam kontrgerilladır” diye övünen bir adamdır.

-Ergenekon’da birçok dâvâda olduğu gibi, masum olanlar da var, olmayanlar da vardır. Ancak böyle bir darbe olayı varsa, Fatih Çekirge gibi dibine kadar içindedir. Aydın Doğan da içindedir.

– Aydın Doğan, Dinç Bilgin, Ertuğrul Özkök, Zafer Mutlu, Fatih Altaylı, Sedat Ergin, Fatih Çekirge 28 Şubat’ın her yerinde vardır. (Taraf)

İtiraflar bu minval üzere uzayıp gidiyor.

***
O günlerde Cem Uzan sahibi olduğu televizyon ve gazetesini her işi için kullandı.

Hem siyasetin, hem de medyanın itibarını delik deşik etti.

Siyaset meydanlarında vatandaşı  “yarım ekmek döner”e satın almaya kalktı.

Kimi zaman verdiği vaatler alay konusu oldu. Çünkü öylesine çok sallıyordu ki, duyanlar kulaklarına inanamıyordu.

Uzan, medya sahibiyken hem dindar medyaya sövdü, hem de kendi çıkarları uğruna “yandaş” haber üretti.

28 Şubat’a yaranmak için “tetikçi” yazar kiralayarak bir anlamda sisteme entegre olmaya çalıştı.

Ama hiç beklenmedik bir hesap hatası, onu bu noktaya kadar getirdi diyebiliriz.

***
Gelelim sadede;

28 Şubat postmodern darbesinde rol alan askerlerin dâvâsı sürerken, “medya-sermaye ve STK yöneticileri” dahil sürecin sivil ayağıyla ilgili soruşturma daha da genişletilmeli.

Sanıyorum Cem Uzan’ın bu itirafları da dosyaya dâhil edildi. Somut delillerden hareketle isimler tek tek incelemeye konuldu.

Artık herkes aslî görevini yapsın.

Asker askerliğini, medya haberciliğini, sermaye ticaretini yaparsa sanıyorum demokrasi taşları yerli yerine oturacak.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*