Açılımlar kapanırken…

Açılımların kapanmasına sevindiğimizi düşünüyorsanız, günahımıza girmişsiniz, demektir. Olayları baştan bu yana tarihin laboratuvarında incelerken, bu işlerin yanlış olduğunu gördük ve yazdık. Başkasının merkebiyle hedefe ulaşılamıyacağını o kadar söyledim ki… Banka kredileriyle elde ettiğiniz dünyalıkların aslında size ait olmayacağını, eninde sonunda bin bir zahmetinize rağmen kapital sahibinin sizi kapıya koyacağını söylemedik mi? Ödünç elbiseyle kız tavlamaya çıkanların hiçbirisi doğru dürüst bir yuvaya sahib alamadı…
Biliyorum… Yine haksızlık ettiğimi söyleyeceksiniz. Yine işi askerî ihtilallere bağlayacağımı, AKP´nin bir “28 Şubat yapımı” orta metrajli filim olduğu ifademe darılacaksınız. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Ben size müteşekkirim. Bugüne kadar kovmadınız, bundan böyle de kovmazsınız, inşallah…

Ergenekon meselesindeki son gelişmeler, iplerin bizimkilerde olmadığı herhalde tahakkuk etmiştir. Millet olarak bizimle, ordumuzla, yargımızla ve iç siyasetimizle oynayanları bulmak ve halka anlatmak elbetteki AKP´nin birinci vazifesi olmalıdır. Alevî, roman, kürt ve diğer açılımları kapsayan demokratik açılımların da kapanmaya başladığını, sizler de hüzünle seyrediyorsunuz. Türk milletini fitneden fitneye savuran güçler; kürtleri ve alevîleri halk partisine yönlendirerek ülkeyi yeni kaoslara götürmek istiyor, gibi… Bunu zaman gösterecek. Yalnız alevî kürtlerle sünni kürtleri ırkçılık kazanında kayanatmak isteyen kemalizmin  bilhassa Van, Diyarbakır, Muş, Mardin, Batman ve Bingöl yörelerinde yaptığı ahlâkî, sosyolojik ve siyasî tahriplere çok iyi dikkat etmeyi gerektiriyor. Hedefi Türkiye´yi de Irak gibi bölme olan küresel dinsiz aktörlerin dümen suyuna gitmemek için milleti uyandırmak gerekiyor.

AK Partinin hem Türkiye´ye ve hem de İslâm alemine yaptığı ihanetin başında, Kuzey Kürdistanı Irak´tan farklı değerlendirmesi olmuştur. 12 Eylül´den bu yana, dünyaya ateş verenlerin projesi olan Çekiç Gücü unutarak Talabani ve Barzani´yi kürt halkının temsilcileri olarak diplomasiye dahil etmek hem Türk milletine ve hem de İslam dünyasına ihanettir. Molla Mıço Barzaniyi tanımayacak kadar cahil veya Amerika´daki islamkarşıtı teorisyenlerin piyonu olduğunu bilmeyecek kadar ahmak olanlar, Türk dış politikasını duvara toslatırlar. Talabani ve Berzani hareketlerinin islam dünyasının geleceğine saplanmış bir hançer olduğunu anlayamayanlar, Türkiye siyasetini derhal farketmelidirler. Ajanları, diktatörleri, hırsızları, canileri ve dünyaya ateş verenleri karapara aklar gibi temize çıkarmaya çalışmak, AKP´nin vazifesi olmamalıydı. AKP kendisi yavaş yavaş sahneden çekilirken bütün bu günahları mahşer kadar idarecilerini takib edecek… Yani anladığımız gibi Kürt açılımı da diğer açılımlar gibi kapanıyor… AKP´nin siyasal islam refleksiyle İran´a sahip çıkması da, dış politikadaki sunî açılımların akibetini haber veriyor. Sırtımızı sıvazlayıp “Yürü bre yeni osmanlım!” Diyenler yavaş yavaş ortadan kayboluyorlar…

AKP´nin hiç sevmediği AB meselesi mecburiyetten yeniden burnunun dibinde baş sallamaya koyulurken, her şey aslına rücû ediyor ve tekrar başa dönüyoruz. Maziye terkettiğimiz sekiz seneye el sallarken 28 Şubatın Türk milletine nelere mal olduğunu, AKP´nin kemalizme ne kadar ömür kazandırdığını, ülkenin millî servetinin nerelerde dağıtıldığını yeniden oturup tahlil edeceğiz galiba.

Türkiye´de demokrasiye ve demokratlara karşı oynanan bunca oyunun aktörlüğünü yapanların resimlerini, kendileri sahneden henüz ayrılmadan önce bir daha bir daha çekmek lâzım. İslâm Birliği ile Avrupa Birliğinin dünya barışına giden yolunu sekiz sene boyunca böylece kapatabilmek, her oyuncunun kârı olmasa gerek.

Tekrar itiraf edeyim ki, mahzunum. Koyun kuzu doğurmuş, yılan da yavrusunu… Ferasetli kişi yumurtasından tanır Tavus ile Akbabayı… İnsanlığın kaybıyla neticelenen açılımların kapanmasına mahzunum. Fakat biliyorsunuz ki, Amerika ve Avrupalı eski sosyalistlerin merkebine binenlerle yol buraya kadarmış! Şimdiden geçmiş olsun!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*