Allah (CC) Kur’an-ı Kerim’de 23 yerde adaleti emrediyor. Yeryüzü imtihanında bulunan her kuluna dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez haklar vermiş.
Bu hakların kesinlikle korunmasını istiyor. Bu haklar doğrudan Cenab-ı Hakk’ın teminatı altında. İhlal edilmesi halinde çetin bir ceza vereceğini, adaletli davrananları ise sevdiğini bildiriyor.
Madem Hak’tır, hukuku zayi etmeyecektir. Sizi bir mahkeme-i kübraya gönderecektir. (Sözler)
Yeryüzüne halife olarak gönderilen insan ise Allah (CC)’ın emir ve yasaklarını icra etmek ile görevli olduğundan bu hakları korumak onun en birinci vazifesi.
İnsana verilen kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye ve kuvve-i akliye, muamelatta tecavüzleri ortaya çıkarıyor. Bunun için adalet ile her işin görülmesi gerekiyor.
Adaletin İslam’daki Yeri ve Önemi
Adaletin esaslarını ise, yine Cenab-ı Allah (CC); Peygamberleri (Aleyhimüsselam) ve kitapları ile açıklamış.
Peygamberler (Aleyhimüsselam) zamanında adaletin tatbik edicisi bizzat onlar olduğu için insanlık adaletsizlikten şikayetçi olmamış.
Onlardan sonra gelenler, adaletin icrasında pusulalarını Allah (CC) adına tutturduklarında yine bir şikayet olmamış. Şeriatın kestiği parmak acımamış.
Fakat pusula şaşınca türlü sıkıntı ve karışıklıklar baş göstermiş. Düzeltmek ise kolay olmamış.
En basit bir resim olarak, davacı-davalı ve bunların hangisinin haklı olacağına karar verecek olan hakim. Bu resme de mahkeme diyoruz.
Tarih boyunca insanlığı en çok meşgul eden konu bu olmuş.
Davacı-davalı kıyamete kadar olacak. Hatta kıyametten sonra da mahkeme-i kübrada kul hakları için devam edecek. Orada Hâkim ve Hakem Cenab-ı Hak olacağı için zerre miktar bir haksızlık olmayacak. Adalet tam tecelli edecek.
Ancak şimdiki mahkemelerde hakimlik yapacak olanların, (hele de bu zamanda) beşer olduğundan şaşması, büyük ihtimal dahilinde.
Mahkemeler, hissiyat ve harici tesirattan uzak olmaları gerekirken, hakimlerin vicdan ile cüzdan arasına sıkıştıklarını kendileri itiraf ediyorlar.
O halde hâkimlik ve dahi savcılık konusu çok ciddi bir şekilde ele alınması gerekiyor. Aksi takdirde toplumda kapanmayacak yaralara sebep olabilirler.
Öncelikle bunların da insan olduğu ve türlü ihtiyaçları bulunduğu, bunları karşılamak için de yaptıkları hâkimlik ve savcılık için bir ücret almaları gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Davacı ve davalıya karşı ise tam tarafsız bulunmaları açık bir gerçek.
Çok iyi bir eğitimden geçmeleri de kaçınılmaz.
Fakat ücret bakımından nasıl bağımsız ve icraatında tarafsız olacaklar? Meselenin bam teli burası.
Şimdiki idare anlayışında ücreti devletten alacaklar deyip kestirip atabiliriz. İlk bakışta kulağa hoş geliyor da para veren sonra da emir verir. Emir büyük yerden gelince ne olacak?
Adaletin bu çıkmazı kolay halledilebilir bir mesele değildir.
Osmanlı Döneminde Adalet Sistemi ve Kadıların Rolü
Osmanlı döneminde Evkaf Vekaleti-Medrese yolu ile mesele büyük ölçüde çözülmüş. Padişaha “Oturma beyim hasmınla murafaa olacaksın“ diyen kadılar görev yapmışlar. Verdikleri kararlara itiraz cesaretinde bulunamamışlar.
Vazifelerini tam yapmalarındaki en büyük etken, ücretlerini devletten almamaları. O yüzden padişah ile sıradan insanlar eşit bir şekilde yargılanmışlar.
Modern Yargının Karşılaştığı Tehditler ve Çözüm Önerileri
Genel idareye bağlı yapılanmalarda ise, bağımsız ve tarafsız mahkemeler her zaman şaibe altındadırlar. Hatta densizin biri “yargı siyasetin köpeğidir” deme densizliğini bile göstermiştir.
Adalet bir nevi ibadettir. Allah (CC) namazı emrettiği gibi adaleti de emrediyor. Her Cuma günü hocalarımız hutbe makamında bunu ilan ediyorlar.
Adaleti icra edecek olanların ücretleri nereden verilecek? Bu önemli soru çözülürse bağımsız yargının da önü açılacaktır.
Hakimlik teminatı, tayin ve terfiler, hemen sonrasında ele alınması gereken ciddi meseleler.
Ama ille de para veren emir vermesin. Yoksa pirincin taşı kolay ayıklanmıyor.
Benzer konuda makaleler:
- İslam ve Demokrasi
- Adl isminin ışığında adalete yolculuk
- Risale-i Nur eserleri açısından “fikrî hak” kavramı
- Mehmet Kutlular: Şahsa değil sisteme bağlıyız
Tebrik ediyorum. Osmanlı’daki evkaf sistemi dediğiniz konuyu biraz daha irdelerseniz çok memnun olacağım.
Teşekkürler
Ahmet Danışmaz