Yaz rehaveti bitti.
Artık hareketli bir döneme giriyoruz, zira önümüzde seçim var.
Bu nedenle;
Gündem baya bir yoğun.
6’lı masa durumu, helalleşme meselesi, artan ve arttırılmak istenen terör, mevcut yönetimin terörü bir sopa olarak kullanmak istemesi, yolsuzluk ve rüşvet olayları, enflasyon ve hayat pahalılığı ve daha bir çok gündem maddesi bizi bekliyor…
Zamanla bu konulara temas edeceğiz.
Tabi ki Risale-i Nurdaki siyasi ve içtimai prensipler bize yol gösterici olacaktır.
Bu gün ise farklı bir konuyu gündeme alacağız
Toplum tarafından çok da fark edilmeyen, ama son derece önemli bir konu bu.
Hatta ülkeyi adım adım kaosa sürükleyecek bir gündemden.
Siyaset mi, derseniz.
Hayır, hayır… Oe değil.
Bu konu garip kazalarla ilgili.
Hani şu çok yakınlarda, Ağustos- Eylül ayları içinde yaşadığımız kazalar yani.
Şöyle bir hatırlayalım:
20 Ağustos:
Mardin’in Derik ilçesinde kamyon kazası, 20 kişi hayatını kaybetti…
Gaziantep’teki feci kazada ise 15 kişi vefat etti, 21 kişi yaralandı…
Ardından 10 Eylül’de İstanbul’da metrobüs kazası, en az 117 yaralı…
Daha sonra Sivas’da 27 Eylül’deki halk otobüsü kazası…
Peki bu kazalar ne anlama geliyor ve niçin arttı bu tür kazalar?
Bu soruların cevabı ne değil.
Çünkü hiçbir şekilde ciddi bir tetkik yapılmıyor.
Hatta bir şekilde üzeri örtülüyor.
Ancak buna rağmen yine de her şey kamuoyuna yansıyor.
Gaziantep ve Mardin kazalarında bazı şüpheler vardı, ama kamera kayıtları olmadığından bu şüpheler bir iddiadan öte geçmedi.
Ancak İstanbul ve Sivas kazalarında görüntüler açık ve netti.
Zira kazaların sebebi kalp krizi idi.
Her iki şoför de direksiyon başında kalp krizi geçirdikleri için kontrolü kaybedip kullandıkları vasıtalar başlarına çarparak ancak durabilmişti.
Demek ki şoförlerin kalp krizi geçirmeleri kazlara neden oluyor.
Peki şoförler genç yaşta olmasına rağmen niçin kalp krizi geçiriyorlar?
Ve niçin nadirattan olan bir olay çok sık duyulmaya başlandı?
İşte bu noktada aşı yan tesirleri devreye giriyor.
Önceki yazılarımızda temas etmiştik:
Korona aşıları en çok kalp krizi, pıhtı atma gibi yan tesirler meydana getiriyor.
Bu durum, sadece şoförlerde değil toplumun her kesiminde etkili.
Bilhassa genç yaşlardaki kalp krizi ölümleri çok arttı.
Olay saklanamaz boyutlarda artık.
Hatta siyasetin bile ilgi alnına girdi.
İşte Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel; (
Kalp krizi salgınına dikkat çekerek; “Beklenmeyen yaşlarda ve beklenmeyen kişilerde çok sayıda kalp krizi vakası ve çok sayıda beklenmeyen ölümler bildiriliyor. Kalp krizleri 20’li yaşlara kadar inmiş durumda” diyor.
Hatta bu ölümlerin bir sebebinin birisinin de mRna aşıları olduğunu açıkça beyan ediyor.
Artık bu olay saklanamaz bir hal aldı.
Kalp krizi bir salgın durumuna geçti.
Öyle ki ölümler çok daha artacak.
Bu noktada vasıta kullanan aşılı insanlar çok daha önemli.
Zira bu kişiler bir vasıta başında olduğu zaman çevresini de etkiliyor.
Bu nedenle vasıta kullanan aşılı kişiler ciddi bir sağlık kontrolünden geçmeli.
Aksi taktirde Gaziantep, Mardin ve İstanbul kazalarından daha da kötüleri yaşanabilir.
Bu konuda Sağlık Bakanlığına çok iş düşüyor.
İş düşüyor düşmesine de, Bakan çok garip hareket ediyor.
Bırakın bu olayların açığa çıkmasını, bilerek üzeri örtülüyor.
Her önemli hadisede “üç maymun rollerine” yatılıyor.
En ilginci de şu:
Küresel fitne odakları ne karar alıyorlarsa bizim adamlar en önce uygulamaya koyuyor.
Hani Üstad, “ipleri ecnebi elinde olan siyaset” diyor ya…
Acaba bizim adamlar iplerle birlikte bedenlerini de mi küresel fitnecilere kaptırdılar?
Doğrusu, şaşırtıcı bir durum…
Benzer konuda makaleler:
- Muzaffer Arslan vefat etti
- Korona aşıları hakkındaki tereddütler
- Reis Bey hasta mı?
- “Covid aşılamaları bir an önce durdurulsun!..”
- “Türkiye bu kadar zavallı mı?”
- Bu besinler kalbi koruyor
- İlaç firmaları basını fonluyor mu?
- Avrupa, ABD ve Türkiye
- Yola çıktık Mardin’e
- Belâların sayısı artıyor
Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez!
İlk yorum yapan olun