Afiyet ve hastalık

Sıhhat ve afiyet dilimizde dualarımız ve temennilerimiz içerisinde çokça yer etmiş olan benzer anlamda kullandığımız sözcüklerdir, fakat birbirlerine benziyorlarsa da farklıdırlar.

Sıhhat sağlık demektir. Afiyet; dinin ve itikadın bid’atlardan, amelin ve ibadetin afetlerden, nefsin şehvetlerden, kalbin heva ve vesveseden, bedenin hastalıklardan selamet bulması kurtulması demektir. Duaların efdali hangisi diye sorulduğunda Efendimiz (asm) şöyle buyuruyor: “Allahtan af, afiyet, yakîn (sağlam iman) isteyin. Çünkü imandan sonra afiyetten büyük nimet yoktur.”

Hastalık zahiren çirkin gibi görünse de perdeler altında gayet güzel neticeleri var. Bizler de herbir hadisede Rahmet-i ilahiyenin izini, özünü, yüzünü görmekle yükümlüyüz.

Hastalık denilince aklımıza elbette ilk olarak sabır peygamberi olan Hz. Eyyüb (a.s.) gelir. İkinci Lem’a’da, “Hazret-i Eyyub Aleyhisselâmın zâhirî yara hastalıklarının mukabili, bizim bâtınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır. İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hazret-i Eyyüb’den daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz. Çünkü işlediğimiz herbir günah, kafamıza giren herbir şüphe, kalb ve ruhumuza yaralar açar” denilmiş.

Burada hastalığın yalnızca bedende olmadığı, batında, ruhta ve kalpte yaralarımız olduğuna dikkat çekiliyor. Fakat bedendeki hastalığın şöyle hikmetli bir yönü vardır ki, maraz içerisinde acziyeti ve ölümü her vakit ihtar ettiğinden ruh ve kalbin nurlanması ve sıhhatlenmesine sebebiyet veriyor ve vazifesini yapıp gittiğinde şükrü, sıhhatin kıymetini, hayatını anlamlı ve doğru bir işleyişle yaşamayı, tövbe ve istiğfara sevki, zikirden nefretkarane uzaklaşan kalbin nurlanması ve yeniden ihya olmasını beraberinde getiriyor ve bizlere emaneten verilen nimetlerin farkında olmamızı sağlıyor.

Adeta Cenab-ı Hak bu hastalık sürecinde peşpeşe Esma-i Hüsnasını bizlere gösteriyor; Celal isminden Kuddüs ismine Rezzak, Şafi, Kafi,Rahman, Rahim, Gafur, Semi… ilaahir. Marifetullaha açılan pencelerden biridir hastalık. Bu yüzden Üstat Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’da “Hastalar Risalesi”nde hastalıktan musibetten mahiyetindeki hikmetlerini düşünüp şekva etmek yerine şükretmemizi istiyor ve tavsiye ediyor .

Şifa ve afiyet için en tesirli dualardan birisi şu salavattır bizlerde sözlerimizi bu dua ile sonlandıralım: Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin tıbbil gulubi ve devaiha ve afiyetil ebdani ve şifaiha ve nuril ebsari ve ziyaiha ve ala alihi ve sahbihi vesellim./ Ey Allah’ım, kalplerin devacısı, vücutların şifası, gözlerin nur ve ziyası olan Efendimiz Muhammed (asm) aline ve ashabına salat ve selam eyle. Amin.

Dt. Kübra Kılıç

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*