Ah! Kahraman Kutlular ağabeyim…

Şimdi, ben ne yazayım? Kalemim durdu, zihnim müşevveş oldu? Ben, bu kahraman ağabeyime, ne yazayım şimdi?

Evet, “Kutlular ağabey vefat etti!” haberi, bizde anî bir şok meydana getirdi. O kaya gibi, granit gibi muhkem ağabeyim; kendisini, yârini, yârenini dâvâsına feda eden ağabeyim!

Üstadımızın hüvesi hüvesine takibçisi Zübeyie ağabeyin vefat senesi münasebetiyle, geçen hafta yazdığımız makale başlığına, o gün Kutlular ağabeyi de ilâve edecektim, sonradan vaz geçmiştim. Aynen, Zübeyir ağabeyin, üstadın takipçisi olduğu gibi, Kutlular ağabey de, Zübeyir ağabeyin hüvesi hüvesine takipçisi idi. Dâvâsından tâviz vermezliği en büyük alâmetiydi.

Çok çekti, çok çektirildi. Hapisler, zindanlar, , ciğerpâresi üzerinden, canevinden vurulmalar, onu yolundan asla döndüremedi. Dâvâsı için, dâvâsının selâmeti için kırıldı. Fakat hiçbir zaman, hiç bir güce eğilmedi. Görünüşü sert gibi olsa da, aynen, Fetih suresinin sonundaki sahabelerin tarifi gibi, “küffara sert, kardeşlerine merhametli” idi. Hem de, bir baba şefkat ve merhametiyle…

Birkaç senedir rahatsızlığı yüzünden, dünya âhvalinden, dünyanın pis ve pislik işlerinden habersiz yaşıyordu. Âdeta melekî bir hayat sürüyordu. Geçen seneki İstanbul ziyaretimizde karşılaşınca, “durun bir sarılayım” dediğimde arkadaşlar,”pek kimseyi tanımıyor” ama dedilkerinde gidip “ağabey” deyip sarılınca “Osman!” demesi, beni ciğerimden vurmuştu.

Ah ağabeyim! Seninle ortak yönlerimiz çok, hususî bir anlaşmamız vardı. Onları da yazacağım inşâallah! Şimdilik, sana fatihalara vesile olması için, bu kadar bir karalama yapabildim. Allah rahmet eylesin, makamın, mekânın cennet olsun ağabeyim. Burada çok doyamadığın cennet yavrun Vildan’ına, orada, kana kana doy inşâallah!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*