Ah şu sıcaklar!

Cenâb-ı Hak biz kullarına yeryüzünü bir nimet sofrası olarak yaratmış. Pek çok nimetlerini bizlere ikram ediyor. Her mevsimde farklı nimetler sunuyor. Bunlarla Kendini bize tanıttırmak istiyor. “Bunları size yoktan var edip gönderen var” mesajını veriyor.

 

Rabbimiz güneş sobasıyla bu nimetleri yeryüzü mutfağında pişiriyor. Bizlere rahmetiyle gönderiyor. Belki de şikâyet ettiğimiz sıcaklar olmasaydı; yediğimiz pek çok nimet olmayacaktı. Tarla ve bahçelerimizde ekilen domates, biber, patlıcan, salatalık ve benzeri nimetler, sıcaklar vasıtasıyla pişirilip kıvama getirildikten sonra bizlere sunulmaktadır. Bu yönüyle bunaltıcı sıcaklardan şikâyet etmeye hakkımız olmamalı. Malûm, mutfak her zaman sıcak olur.

Bir de sıcakların başka bir boyutunu nazara veren Rus Ortodoks Kilisesi yetkililerinin açıklaması var. Pek çok gazete ve televizyonda haber olarak verildi. Kısaca ‘’Bu yaşadığımız sıcaklardan şikâyet değil, ahireti düşünmemiz gerekir. Bu sıcaklar ceza değil, kendimizi sorgulayıp ‘Acaba doğru bir şekilde yaşıyor muyuz?’ diye düşünmeliyiz” şeklinde kendimizi sorgulamamızı istiyor.

Öncelikle açıklamanın detaylarını tam bilmiyoruz. Ancak basına yansıdığı kadarıyla değerlendirdiğimizde İslâm’a aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Elbette sıcaklardan bunalan insanın, ahireti hatırlayıp orada hesaba çekilip dünya ateşinden iki yüz defa daha şiddetli bir harareti bulunan 1 Cehennemi hatırlaması ve davranışlarını oraya gitmemek üzere düzenlemesi önemlidir.

Yine hadis-i şerifte yazın şiddetli sıcaklarına ‘’Cehennem ateşindendir” denilmiş. 2

O halde ahiretteki Cennet ve Cehennemin bu dünya ile alâkası olduğunu düşünerek bu sıcakların ceza değil ahireti düşünmeye sevk eden bir nimet olduğunu fark etmeliyiz.

Bediüzzaman Hazretlerinin “âlem-i Nur olan Cennet’ten yıldızlara nur verip, Cehennemden nar (ateş) ve hararet (ısı) göndersin’ 3 ifadesi, meseleyi özetliyor.

Öyleyse şikâyet yerine böyle düşünsek zarar mı ederiz, kâr mı? Ne dersiniz?

Dipnotlar:

1- Bu mânâdaki hadisler: İbni Mace 77/7 Sahih-i Müslim: 2841.
2- Bu hari 1: 142–162 mektubat S. 15.
3- Mektubat S.15.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*