Dünya bir imtihan ve eğitim meydanıdır. Bu eğitim ve imtihan meydanında insanların ihtiyaç duyduğu ve zevk aldığı bir çok nimet Allah tarafından yaratılmış ve ikram edilmiştir. Yani insan fıtraten ne istemişse verilmiştir. Bu nimetler saymakla bitmez.
İşte bunlardan birisi de çeşitli binekler ve vasıtalardır.
İnsanoğlunun zevk aldığı mühim hadislerden birisi seyahat etmektir. Seyahat etmekte hem bir zevk var, hem de bir ferahlama ve sağlıklı bir yaşam arzusu. Bu nedenle “seyahat ediniz, sağlık bulunuz” tavsiyesi mühim bir hakikati ifade eder. Atalarımızın söylediği “tabdil-i mekanda hayır vardır” sözü de seyahat etmenin ne kadar önemli ve faydalı olduğunu hatırlatır
Seyahat etmek için ise vasıtalara ihtiyaç vardır. Eskiden at, deve, merkep ve gemi gibi binekler mevcut iken günümüzde ise bu binekler çok farklı bir hal almış. Gemiler, denizaltılar, otomobiller, trenler, uçaklar, helikopterler vs… Belki gelecekte yeni nakil vasıtaları da gerçekleşecek, farklı araçlar göreceğiz.
Bütün bu seyahat vasıtaları ise Allah’ın insanlara bir ikramıdır.
Bu mühim ikram Yasin Suresi 41 ve 42. ayetlerde şöyle ifade edilir.
“Bir delil daha onlara: Nesillerini dopdolu gemilerde taşımamızdır. Biz, onlar için, gemiye benzer, daha nice binekler yaratırız.”
İşte günümüzdeki çok çeşitli binekler ayette ifade edilen bineklerdendir. Ve bu gün insanlık için en ön sıradaki seyahat vasıtalarıdır. İnsanlar bu vasıtalar ile hem ihtiyaçlarını temin etmekteler, hem de bu işler esnasında ciddi zevk almaktalar. Yani seyahat etmek, vasıta kullanmak, yeni yerler görmek, farklı mekanları keşfetmek mühim bir zevk kaynağıdır da aslında.
İnsan ise bu zevki ebedi olarak yaşamak ister.
İşte bu nedenle dünyadaki her güzel ve zevkli şeyin en güzeli ahirette bulunacağı için bu dünyadaki bineklerin en güzeli yine ahirette bulunacaktır. Yasin Suresindeki ifade edilen o binekler sadece dünya hayatına ait değil. Ahirette de son derece güzel ve mükemmel binekler insanlar için yaratılmış. Cennete giden müminler bu bineklerden sonsuz bir şekilde istifade edecekler.
Sadece cennette mi?
Elbette ki hayır. Bu ebedi binekler şu dünya hayatında bile var. Onlardan en meşhuru ise Burak adlı binektir. Burak Peygamberimizi(asm) Mekke’den Kudüs’se taşıyan binektir. Yani o Miraç gecesi Resul-u Ekreme (asm) hizmet etmiştir. Burak’ın Hz. Adem ve Hz. İbrahim’e de hizmet ettiği bazı haberlerde yer almakta.
Hatta insanların güzel amellerinin ahirette nurani bazı bineklere dönüşeceği, “ve ister istemez üstünden geçilecek Sırat köprüsünde nur ve burâk olacak bir namaz neticesiz midir veyahut ücreti az mıdır?” ifadesinden anlaşılmakta.
Kurbanlarda kesilen koyun, keçi, deve ve inek gibi hayvanların da yine Sırat Köprüsü üzerinden nurani bir binek şekline tebdil olacağı çeşitli kaynaklarda ifade edilmiş.
Nasıl ki bu dünyada insan ne istemişse verilmiş. Aynı şekilde ahirette bunların çok daha güzeli verilecektir. Yine nasıl ki bu dünyada en güzel zevklerden birisi bineklerdir. Yine aynı şekilde bu bineklerin en güzeli ahirette de müminlerin hizmetinde olacaktır. Yeter ki iman ve ibadet ile bu bineklere kesb-i istihkak etsin. İman her güzelliğin anahtarı olduğu gibi, ahiretteki en güzel bineklerin de anahtarıdır.
“Demek iman bir mânevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise mânevî bir zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor.
Demek selâmet ve emniyet yalnız İslâmiyette ve imandadır. Öyle ise biz daima “Elhamdü lillâhi alâ dini’l-İslâm ve kemâli’l-îman” demeliyiz.(İkinci Söz)”
Benzer konuda makaleler:
- Peygamber efendimizin iletişim tekniği
- Yapay zeka ile inanç üzerine bir konuşma
- Risale-i Nurda “RUH” kavramına farklı bir bakış
- Mirac ve zaman
- Terörün çözümü Bediüzzaman’da
- DNA ve genetik kotların Risale-i Nurdaki yansımaları
- Risale-i Nurda İzafiyet Teorisi
