Özellikle Müslümanların yaşadığı coğrafyaya baktıkça fitne ve fesadın haddi hesabı olmadığı görülmektedir. Hristiyan ve Yahudilerin yaşadıkları bölgelerde Müslümanlara göre çok daha rahat yaşamaktadırlar. Müslümanlar bu kadar zulme maruz kalmayı hangi hatalarına binaen kadere fetva verdirdiler de dünyaları başlarına yıkılıyor?
Ye’cüc ve Me’cüc: Kur’an ve Hadislerdeki Tasvir
Ahir zaman olayları içinde önemli bir kısmı Ye’cüc ve Me’cüc olarak ifade edilen olaylar teşkil etmektedir. Kur’an ve Hadis-i Şeriflerde bunlardan bahsedilmektedir. Kehf Suresi 93 ve 94. Ayetlerinde şöyle bahsedilmektedir:
“Nihayet iki dağ arasına ulaştığında, onların önünde, hemen hemen hiç söz anlamayan bir millet buldu.”
“Ey Zülkarneyn!” dediler, “Ye’cüc ve Me’cüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi vermeyi teklif ediyoruz, ne dersin?”
Ayetlerde de ifade edildiği gibi bunlar söz anlamayan, kural tanımayan bir topluluk olacak. Fitne ve bozgunculuk yapacaklar. En büyük şiarları öldürmek olacak.
Benzer özelliklerini Hadis-i Şerifler de açıklamaktadır. “….. Ye’cüc ve Me’cüc çıkarlar ve her tepeden saldırırlar, memleketleri çiğnerler ve her önüne geleni mahvederler. İçilecek her şeyi de içerler. İnsanlar durumdan bana şikayette bulunurlar. Ben de dua ederim. Allah da onları helak eder. Adeta yer yüzü kötü kokuya bulanır. Sonra Allah yağmur yağdırır, hasıl olan seller onların cesetlerini denize kadar sürükler…..” (Müsnedu Ahmed, I. 375, III. 77).
Modern Dünyada Ye’cüc ve Me’cüc Benzeri Yapılanmalar
Yukarıdaki açıklamalara bakıldığında bu şablon bugünkü teröristlere tam olarak oturmuyor mu? Bu konuda Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin harika bir sosyolojik tahlili var:
“Evet, ihtilâl-i Fransevîde (Fransız ihtilalinde) hürriyetperverlik tohumuyla ve aşılamasıyla sosyalistlik türedi, tevellüd etti. Ve sosyalistlik ise bir kısım mukaddesatı tahrip ettiğinden, aşıladığı fikir, bilâhare bolşevikliğe inkılâp etti. Ve bolşeviklik dahi çok mukaddesat-ı ahlâkiye ve kalbiye ve insaniyeyi bozduğundan, elbette, ektikleri tohumlar hiçbir kayıt ve hürmet tanımayan anarşistlik mahsulünü verecek. Çünkü kalb-i insanîden hürmet ve merhamet çıksa, akıl ve zekâvet, o insanları gayet dehşetli ve gaddar canavarlar hükmüne geçirir; daha siyasetle idare edilmez. Ve anarşistlik fikrinin tam yeri ise, hem mazlum kalabalıklı, hem medeniyette ve hâkimiyette geri kalan çapulcu kabileler olacak. Ve o şeraite muvafık insanlar ise, Çin-i Maçin’de kırk günlük bir mesafede yapılan ve Acaib-i Seb’a-i âlemden birisi bulunan Sedd-i Çinînin binasına sebebiyet veren Mançur ve Moğol ve bir kısım Kırgız kabileleridir ki, Kur’ân’ın mücmel haberini tefsir eden Zât-ı Ahmediye (Aleyhissalâtü Vesselâm) mucizâne ve muhakkikane haber vermiş.” (Şualar)
Kıyamet Alametlerinden Ye’cüc ve Me’cüc adlı kitabımızda bu konuda şunları söylemişiz:
“Bütün insanlığı fesat ve tahribi ile titretecek olan bu topluluklar, herhangi bir milletin ahalisi olmaktan ziyade, fesat ve tahrip ortak paydası üzerinde buluşan, her milletin içerisinde var olabilecek anarşistlerdir. Çünkü, Ye’cüc ve Me’cüc kelimeleri birer isim olmayıp, bu iki taifenin özelliklerini ifade etmektedirler. Onların özellikleri ise, âyette “fesat” ve “tahrip” olarak ifade edilmiştir.
“Her milletin içerisinde bu özellikleri taşıyan fertler olabilir. Bunun anlamı şudur: Kıyâmete yakın dinsizlik ve nifak aşırı derecede güçlenecek, inançsızlık ve kuralsızlık birçok insanın kuralı haline gelecektir. Öyleleri, öldürmekten çekinmeyecektir. Ayrıca, bir hiç uğruna insanlar öldürülecektir. Savaşlarda bile, savaşa fiilen katılmayan kadınlar, çocuklar, din adamları gibi insanlara dokunulmazken, anarşi, kadın erkek demeden, çocuk yaşlı demeden, asker sivil demeden sadece öldürecektir. Yılanın zehirlemekten zevk alması gibi, tahrip ve öldürmek onun işi haline gelecektir. “Kıyâmete yakın yine anarşistlik gibi bir fikirle medeniyet-i beşeriyeyi zîr ü zeber (yerle bir) edecekleri rivâyetlerde vardır.” (Ali Sarıkaya, Kıyamet Alametlerinden Ye’cüc ve Me’cüc, Yeni Asya Neşriyat)
Daha geniş bilgi için adı geçen kitaba müracaat edilmelidir.
Böyle bir yazı yazmaya etrafımızda olup bitenler beni zorladı. Bağışlayacağını umarım
Benzer konuda makaleler:
- Bediüzzaman’a göre anarşi ve terörden kurtulmanın yolları
- Anarşiyi önlemede Risale-i Nur örneği
- Yecüc ve Mecüc, 5G ve yüksek frekanslar
- Yüz yıldır tartışılan 31 Mart nedir? Ne değildir?