Ahirzamanda az çocuk mu?

Image
Sual: “‘Ahir zamanda az çocuk yapın’ diye bir hadis var mıdır? Varsa nasıl anlayacağız?”

Az çocuk yapmayı tavsiye eden bir hadis-i şerif metnine rastlamadım. Fakat sayı tahdidine düşmeksizin çocuk doğurmayı teşvik eden hadis-i şerifler çoktur ve meşhurdur.
Meselâ meşhur bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm): “Evleniniz, çoğalınız. Ben kıyamet gününde diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim.”  1 buyuruyor.

Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) hiç şüphesiz, ümmetinden çocuklarını iyi yetiştirmelerini istemektedir. İyi yetiştirilmiş çocuklar ebeveyn için dünyada ve âhirette birer yüz akı olabilirken; iyi yetiştirilmekten uzak, bozuk bir çevre veya bâtıl görgü, alışkanlık ve davranışların hâkim olduğu çevrelerin etkisi altında yetişmiş çocukların dünya-âhiret hemen her hayra, her kemâle ve her iyi şeye adapte olmakta ne kadar problem yaşayacağı akıldan uzak tutulmamalıdır.
Âhirzamanda şerrin hayra, kötünün iyiye, dalâletin sâlih amellere, tutarsızlıkların istikamete hâkim olduğunu nazara alırsak, iyi evlât yetiştirmek daha bir titizlik isteyen, daha bir sabır ve duyarlılık gerektiren, daha bir üzerinde eğilmemizi zorunlu kılan; başka bir tâbirle daha çok uykumuzu kaçırması gereken bir mesele olarak önümüze gelir.
Peygamber Efendimizin (asm) asıl vurgusu iyi eğitilmiş, dînî, îmânî ve ahlâkî terbiyesi iyi verilmiş ve şefkatle büyütülmüş çocuklardır. Dünyevî ve uhrevî sorumlulukları kavratılmış çocuklar dünyada mesud ve bahtiyar olacakları gibi, âhiret saadeti için de sorumluluklarının neler olduğunu bilerek yaşayacaklardır. Sorumluluk duygusu onlarda genel bir ahlâk ve karakter haline geldiğinde ise, âhiretlerini kurtaracak sâlih amellere inşallah muvaffak olabileceklerdir.
İçinde bulunduğumuz asırda nazarların ne kadar dünyevîleştiğini; istikbal dendiğinde dünyevî istikbal; adam olmak dendiğinde çok para kazanmak; iyi meslek dendiğinde köşeyi çabuk döndüren işlerin kastedildiğini ve çocuklara hedef olarak sadece dünyevî kaygılarla beslenmiş bir geçici gelecek piramidi gösterildiğini dikkate alırsak; âhirzamanda yaşamakla çocuk eğitimi açısından işimizin daha da zor olduğunu hiç şüphesiz teslim etmek zorundayız.
Ancak insan, bizatihî Allah’ın takdiriyle yaratılan bir varlıktır. Allah’ın insan yaratmasında sadece zâhirî bir sebepten öteye geçmeyen anne ve babaya ne fazla çocuk yapma tâlimâtı verilmiştir; ne de az çocuk yapma! Çocukların belirli sayıda yaratılmasında Allah’ın takdiri ve iradesi esastır ve bunu hiç kimsenin tedbiri geçemez veya engelleyemez.
Peygamber Efendimiz (asm); “Evleniniz, çoğalınız!” buyururken mutlak manada çok çocuk sahibi olmayı emretmiş değildir. Çünkü çok veya az çocuk sahibi olmak insanın elinde olan bir iş değildir; bu, doğrudan Allah’ın takdir ve iradesi ile bağlı bir hâdisedir. Allah Teâlâ bir insan yaratmak istediğinde, bunu, vesile kılacağı ebeveyne sormaz. Allah sadece “Ol!” der ve o olur! Gerisi yalnız sebeptir ve sebepler de harfiyen Allah’ın emrine boyun eğerler.
Hadîs-i Şerîfin devamında bulunan, Sevgili Peygamberimizin (asm) “Kıyamet Günü ben ümmetimin çokluğu ile iftihar ederim.” sözünü dikkatle değerlendirecek olursak, Allah Resûlü’nün (asm) mutlak çoğalmaktan öte, “ümmet olma” vasfını kazanmış “imanlı ve edepli” bireylerin sayısını teşvik ettiği görülmüş olacaktır.
Netice itibariyle ebeveynin vazifesi çocukların sayısı ile meşgul olmaktan çok, Allah’ın yaratıp kendilerine emanet ettiği çocuklara iyi terbiye vermek ve onlara sahip çıkmaya çalışmaktan ibarettir. Çocukların binde dokuz yüz doksan dokuz hisse ile Hâlık-ı Rahîm’e ait olduğunu, ebeveynin hem çocuğun arkadaşı, hem de hizmetkârı olarak vazifelendirildiğini ve vazifelerinin karşılığı olarak ücretlerinin de “eş, evlât ve aile sevgisi ve sevgi lezzeti” biçiminde peşin verildiğini 2 dikkate aldığımızda, anne ve babanın çocuk yapmak veya yapmamak gibi bir seçeneği olmadığı anlaşılmış olacaktır.
Binde birlik bir hisse ile hangi seçenekten bahsedilebilir ki? İnsanoğlu istediği kadar doğum kontrolü ile çocuklarının sayısına sınır getirme gayretlerine girişsin! Allah dilediği sayıda insanı, dilediği kimselerden, dilediği şekillerde yaratacaktır.
Kulun tedbir dediği şey, kendini boş yere oyalamaktan ve hazır keyfini bozmaktan başka bir şey değildir. Allah’ın yaratmak istediği canı yaratılmaktan hiçbir şey engellemez.
Bundan dolayı, doğrudan çocuğun canını hedef almayan tedbir denemelerinde İslâmiyet susmuş, herhangi bir hüküm ortaya koymamıştır.
Çünkü bu mesele İlâhî kudretin meselesidir.
Kul biri, ikiyi geçmeyeyim derken, Hâlık Teâlâ dilerse bir defada “beşiz” yaratır; takdir ve iradesi, kulun iradesinin önüne yine geçer.
Bu sebeple Peygamber Efendimiz (asm), “Kıyamet Gününe kadar yaratılacak her hayat sahibi, bu dünyada her halde vücut bulacaktır.”  3 hadisiyle buna işaret ediyor.
Öyleyse; bize düşen yalnızca Cenâb-ı Allah’tan “hayırlı evlât” istemek ve İlâhî birer emanet olan evlâtlarımızı iyi yetiştirmeye gayret etmektir.

Dipnotlar:

1- Ahmed b. Hanbel, I, 412. 2- Mektûbât, S. 80. 3- Buhârî, X/1596.

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*