Aile boyu hizmet

Gözümüzü açan, gönlümüzü ferahlatan, yolumuzu aydınlatan Kur’anî ve imanî eserlerin rehberliğinde hizmet yolunda yol alırken, asla ihmal etme hakkına sahip olmadığımız çok ciddî bir mesele vardır:

Hedefe yalnızca mı kilitlenmişiz, yoksa aile efradımızı da yanımıza alabilmiş miyiz?

Böyle bir tedbirde ve beraberce yol alma keyfiyetinde hemen Hazret-i Lût’un eşi  veya Hazret-i Nuh’un oğlu akla gelebilir.

Bu hususta “vazifeyi yapıp, vazife-yi Îlahîyeye karışmamak” elbette ki esastır.

Lakin, vazifemizi hakikaten yapıyor muyuz? Asıl sorgulanması gereken işte budur!

Bir hane reisinin; evini, eşini ve çocuklarını kendi hallerinde başbaşa bırakıp hizmet yolunda yalnızca yol almasının kabul edilebilir bir tarafı olmasa gerek.

Hizmet yolunda, hizmet cereyanına kapılarak “ağabey” olmuştur, “abla” olmuştur. Acaba eşi ne halde kalmıştır ve evlatları nasıl olmuştur?

Mârifet ve ilim ile mücehhez olup uçarak, aile efradını yaya yolda bırakmak mârifet değildir.

Bu hakikatın nurdan izahları da göz kamaştırıyor, aklı ve kalbi nurlandırıyor. Bir misal olarak:

“İnsan-ı kâmil odur ki, bütün letâifi, kendilerine mahsus ayrı ayrı tarîk-ı ubûdiyette, hakikat cânibine sevk etmek ile, Sahabe gibi geniş bir dairede zengin bir sûrette; kalp, bir  kumandn gibi letâif askerleriyle kahramânane maksada yürüsün. Yoksa kalp, yalnız kendini kurtarmak için askerini bırakıp tek başıyla gitmek, medâr-ı iftihar değil, belki netice-i ıztırârdır.” (27.Söz’den)

Alınız bu mânayı aile için tatbik ediniz.

***

Hizmet yolunda yürürken

Türlü türlü yürüyüşler ve yürüyüş modelleri vardır dünyamızda.. Fâni ve sonuçsuz olanından tutun, sonsuza kanat açanına kadar.. Lillah için olanından tutun, siyasî ve dünyevî maksatlı olanlarına kadar!..

Boş zamanlarda, sağlık ve spor adına yapılan yürüyüşleri de buna dahil edebilirsiniz.. Hele ki Avrupa’da böylesi yürüyüşlerin ayrı bir estetiği ve terkedilmezliği vardır. Yeşillikler arasında, dere kenarlarında, belediyelerce tahsis edilen yollarda yalnızca, ailece veya gruplar halinde yapılan dengeli ve aynı tempolu yürüyüşler.

Bir de; kim olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi bize öğreten dersler ışığında yapılan yürüyüşler.. Yani “hizmet” yürüyüşleri.. Aynı tempoda, aynı kararlılıkta, ölçülü ve dengeli yürüyüşler.. Bir sistem içinde, meşveretlerle, daima gelişerek, geliştirilerek..

Hele bir de “aile boyu” olursa, tek kelimeyle “mükemmel” oluyor..

***

Ailece, aile efradıyla birlikte yürümek.. Hizmet ve ders ortamlarında beraber bulunmak..

Avusturya’da hizmetlerimiz böyle başladı, böylece gelişerek devam ediyor…

Her yıl icra edilen aile programları ise, sadece Avusturya’nın değil, Güney Avrupa Hizmet bölgemizin organizesi olarak devam ediyor.

Bu yıl da, yine mekân olarak Avusturya tercih edilmişti. İki günlük dinî tatilden de faydalanılarak, Mayıs’ın son iki, Haziran’ın ilk iki gününü içine  alan bir zaman diliminde, Alpler arasında, yeşillikler ortasında, bol oksijenli bir mekânda icra edilen programın başlaması ne kadar huzur verici olduysa, sonu da o kadar hüzün verici oldu.

Tevhid, Nübüvvet, Haşir, Sünnet-i Seniyye, Âyet-ül Kübra, Tahavvülat-ı Zerrat, İhlâs ve Sadâkat, Meslek ve Meşreb, Uhuvvet ve Nur Talebelerinin Husûsiyetleri ana başlıkları altında yapılan derslerle dolu dolu geçen dört günümüz; ilerde inşaallah lehimizde şahitlik edecek güzel sayfalar halinde maziye intikal etti.

Dr. Hakan Yalman Bey’in aramızda olması da bizim için bir ayrıcalık oldu. Onun uzmanlık alanının, sadece aile hekimliği ile sınırlı olmadığına; Risale-i Nur Enstitüsü adına yaptığı çalışmalarda, bilhassa “mâna-i harfî” ve “tahavvülat-ı zerrat” konularındaki vukufiyetine hayranlıkla şahit olduk..

Bu vesileyle hem onu, hem diğer eğitimci kardeşlerimizi, hem program hazırlayıcılarını ve hem de 7’den 70’e bütün katılımcıları ve minik yavrularımızı tebrik ediyor, daha nice böyle programlarda buluşmayı temenni ve niyaz ediyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*