Alkol üreticilerinin kurduğu tuzak

alt

Son yıllarda Dünya Sağlık Örgütü’nün başını çektiği, alkole karşı koyma savaşında alkol alışkanlığının artışı dikkat çekici bulunmakta ve bu tedirginlik sebebi olmaktadır. Gerek bireysel gerekse toplumsal zararları net bir biçimde bilinmesine rağmen görmezden gelinen alkol problemi, her geçen gün zararları önlenemez bir hal almaktadır.

Anayasa’nın 58. maddesinde yer alan “…devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır” hükmünün yerine getirilmemesi de bu problemin büyümesinde en büyük etkendir.

Avrupa Alkol Şartı’nın 5 ilkesinden birinde, “Bütün çocukların ve ergenlerin alkol tüketiminin olumsuz sonuçlarından ve alkollü içeceklerin

promosyonundan olabildiğince arındırılmış bir ortamda büyüme hakkı vardır” denilmektedir.

Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak 13-15 Şubat 2012 tarihlerinde Tayland’da katıldığımız Küresel Alkol Politikaları Konferansında bir araya gelen uluslar arası kuruluşların temsilcileri, STK networkları, akademisyenler, sivil toplum temsilcileri ve uzman kuruluşlar çok önemli bir karara imza atmışlardır. Yüzlerce ülkeden akademisyenlerin katıldığı toplantıda, alkolün diğer bağımlılık yapıcı maddelerle kıyaslanabilecek şekilde kötü kullanım potansiyeli olan fizyoaktif bir madde olduğu teyid edilmiştir. Uluslar arası sahada daha etkili sınırlandırma politikaları için 2010 Mayıs ayında Dünya Sağlık Asamblesinde kabul edilen “Alkolün Zararlı Kullanımını Azaltmaya Yönelik Küresel Stratejisi belgesini” bütün hükümetlerin onaylaması yönünde çağrı yapılmıştır.

Buna mukabil, alkol üreticileri ekonomik çıkarları doğrultusunda pazar paylarını arttırmak ve daha fazla alkol tüketimini sağlayabilmek için gençleri hedef almakta, bu sebeple alkole başlama yaşını düşürmek için çeşitli taktikler üretmektedirler.

Bu taktiklerden bir tanesi de “alkolsüz bira” aldatmacasıdır. Öncelikle isminin bira olması derhal akıllara alkollü bir içeceği getirmekte ve bunu bilinçaltına işleyerek gençlerin birayı kanıksamalarına sebep olmaktadır.

Peki “Alkolsüz bira” gerçekten alkolsüz müdür?

“Alkolsüz” olduğu iddia edilen birayı Tarım Bakanlığı’na bağlı bir laboratuvarda tahlil ettirdik. Elde ettiğimiz sonuca göre “alkolsüz” birada yüzde 0.26 alkol bulunmaktadır.

Bu rakam her ne kadar “yasal” sınırın altında olsa bile son derece önemlidir. Çünkü Danıştay 8’inci dairesi yüzde 0.24 promil alkollü ticarî araç şoförünün ehliyetine el konulmasını onaylamıştır.

Ayrıca Adlî Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu, kandaki alkol düzeyinde meydana gelen yüzde 0.20’lik artışın, ölümcül kaza riskini iki kat arttırdığını ortaya koymuştur.

Yani aslında bizim çocuklarımızın içmesinde bir sakınca görmediğimiz alkolsüz birada bulunan alkol miktarı, ölümcül kaza riskini iki kat arttırdığı gibi, Danıştay tarafından da “Ceza” sınırının üzerinde kabul edilmektedir.

Bu “alkolsüz bira”lar yasal! sınırın altında olduğu için, her yerde, meşrubatlarla birlikte satılabilmektedir. Alkolsüz biraların perakende satış yerlerinde alkollü içkilere ayrılmış alanlarda satılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Hatta bu biralar okul önlerinde bulunan bakkal ve kuruyemiş dükkânlarında, izin almaya gerek olmadan satılabilmektedir.

Çocuklarımızı hedef alan alkol üreticisi firmalar, normal bira ambalaj ve ismini kullanarak, normalde giremeyecekleri yerlere girmekte, ve istedikleri gibi reklâm yapmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2009 yılında, Türkiye genelinde 60 ilde 26 bin öğrenci üzerinde yaptığı araştırmaya göre, “Son bir ayda en az bir kez alkol kullanan çocuklarımızın oranı” yüzde 16.5’tir. Bu çocukların yüzde 85’i alkole, bira ile başladıklarını ifade etmişlerdir.

Şimdi alkol üreticileri, henüz alkole başlamamış çocuklarımızı hedef almıştır. İnsanlık düşmanı bu üreticiler, görüntüsü, markası, şekli, tadı diğer alkollü biradan farklı olmayan “alkolsüz” birayla, geriye kalan çocuklarımızı alkolle tanıştırmanın, onları alkolik yapmanın, onları avlamanın peşindedir.

Ne yazık ki bu konuda başarılı da olmaktadır…
TAPDK’dan elde edilen verilere göre Türkiye’de bira kullanma oranı son 7 yıl içinde 761 milyon litreden 830 milyon litreye çıkmıştır. Yani son 7 yıl içerisinde bira tüketimi yüzde 9 artış göstermiştir.

BASKET TOPLARIYLA ÇOCUKLARIMIZI KANDIRIYORLAR

Aynı alkol üreticileri, sponsor oldukları basketbol takımlarına kendi isimlerini vermekte, bu isimle Türkiye’nin her tarafından özellikle küçük çocuklar için “basketbol okulları” açmaktadır.

Bu okullarda basketbolu öğrenen çocukların, sözkonusu markaya ve biraya nasıl sempatiyle bakabileceğini düşünebiliyor musunuz!

Şimdi bu alkol üreticileri, yeni bir kampanya başlatmışlar. Sponsoru oldukları basketbol takımının attığı basket sayısınca topu, okullarımıza hediye edeceklermiş. Elbette bu topların üzerinde alkol markasının logosunu görünür bir şekilde yerleştirecekler. Bu da, küçük çocuklarımıza birayı “Masum bir içecekmiş gibi” göstermenin başka bir yolu.

Bu konuda Millî Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı ve gençlerimizi alkol ve alkolizm tehlikesinden korumak amacıyla alkolsüz birayla ilgili gerekli düzenlemelerin yetkililerce en kısa zamanda yapılmasını istiyoruz.

İnsanlık düşmanı alkol üreticilerinin, ellerini çocuklarımızın yakasından çekmesini istiyoruz.
Başta TBMM olmak üzere, Sağlık Bakanlığı’na ve Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na çağrı yapıyoruz, “Lütfen çocuklarımızı koruyacak düzenlemeleri bir an önce hayata geçirin. Alkolün Zararlı Kullanımını Azaltmaya Yönelik Küresel Stratejisi Belgesi’ni bir an önce imzalayarak daha etkili politikaları hayata geçirin.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*