Amerika´yı titreten kuyruklu yıldız

Risâle-i Nur’dan:

“Tam münevverü’l–kalb bir abidi (kalbi nurlanmış bir mü’mini) küre–i arz (dünya) bomba olup patlasa, ihtimaldir ki onu korkutmaz. Belki, harika bir kudret–i Samedaniyeyi (Allah’ın kudret tecellisini) lezzetli bir hayret ile seyredecek.

Fakat, meşhûr bir münevverü’l–akıl (aklı parlak) denilen kalbsiz bir fasık feylesof ise, gökte bir kuyruklu yıldızı görse yerde titrer. ‘Acaba bu serseri yıldız arzımıza çarpmasın mı?’ der, evhama düşer.

Bir vakit, böyle bir yıldızdan Amerika titredi. Çokları gece vakti hanelerini terk ettiler.”

(Sözler’den, Üçüncü Söz)
Gökte Halley’i görüp yerde titrediler

İnsanlık, bundan yüz sene önceki dünyada, uzay bilimleri dediğimiz astronomide çok gerilerdeydi. Teknoloji zayıf, âlet–edevat ilkel ve yetersizdi. Öyle ki, Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çok yaklaştığı 1910’da, meselâ bugünün süper ülkesi Amerika’da (ABD) henüz NASA diye bir kuruluşun ismi dahi yoktu. (*)

Dolayısıyla, uzaydaki hareketlerin tesbit ve takibi bu ülkede bile son derece ibtidaî usûllerle ve türlü zorluklar altında yapılıyordu.

Bu sebeple, fezâ âleminde görünen bilhassa nadir şekillenme ve hareketlenmeler, kimileri tarafından hayret ve hayranlıkla müşahade ediliyor, kimileri tarafından da korku ve endişe ile karşılanıyordu.

İşte, tam da böylesi bir zaman periyodu içinde, gökte kocaman bir kuyruklu yıldız beliriverdi. Tarih: 1910 yılının Mayıs ayı başlarıydı.

Sonradan adına Halley denilen bu kuyruklu yıldız, gitgide ve çok da hızlı bir şekilde dünyamıza yaklaşıyordu.

Haliyle, bu da konu cahili kimseleri ve bilhassa inançsız (ateist) insanları tedirgin ediyordu. Öyle ki, geceleri uyuyamayan, gözüne uyku girmeyenler bile vardı.

Üstelik, bu korkunun en dehşetlisi Amerika’da yaşanıyordu. Hızla dünyamıza doğru yaklaşan bu kuyruklu yıldızın yer küresine çarpacağını, çarptığı coğrafyayı harap edeceğini düşünen kimi filozof seviyesindeki adamlar, bilhassa 10/11 Mayıs gecesi evlerini barklarını terk ederek derin sığınaklara koştular.

Onların böyle davranması, başkalarının korku damarını da tahrik etti ve pekçok insanı evinde rahat uyuyamaz bir hâle getirdi.

Neyse ki, bu dehşetli korku dalgası bir süre sonra geçti ve insanlar rahat bir nefes almaya başladı.

O büyük korku şokunun ardından anlaşıldı ki, dünyamız o tarihte Halley kuyruklu yıldızının içinden, yani tam da kuyruğunun içinden geçmiş. Ancak, buna rağmen yine de herhangi bir hasar, bir tahribat yaşanmamış.

Zaman içinde anlaşılan ve bugün artık gayet açıklıkla bilinen önemli bir diğer husus da şu oldu: Meğerse, kuyruklu yıldızın kuyruk kısmında, tahribat yapacak, kırılmaya patlamaya sebebiyet verecek türden gök cisimleri yokmuş. Yıldız kümeleri gibi görünen o parlak şeyler, meğerse güneşin ışınları sebebiyle bize yansıyan ve bir kısmı buharlaşan çeşitli gaz ve toz bulutlarından (karbondioksit, su, metan, amonyum, vb.) ibaret imiş. Yani, içinde sert ve katı cisimler bulunmuyormuş.

Astronomik verilere göre, başka benzerleri de bulunan Halley kuyruklu yıldızı, 75 yahut 76 senede bir ortaya çıkıp görünüyor. Son olarak 1986’da çıplak gözle görünen bu yıldızın bir dahaki ortaya çıkma tarihi ise, 2061 veya 2062 seneleri olacağı tahmin ediliyor.

(*) NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi). 29 Haziran 1958’de kuruldu. Bundan önce, 1915’te kurulan ve sadece uçak kanadı gibi cisimlerin hava ile temas ve etkileşimine bakan NACA diye bir birim vardı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*