Anglikan Kilisesinde bir Protestan İmam

AminaWadud2

Müslüman kökenli bir kadının Amerika´daki St. John Anglikan katedralinde erkekler dahil bir kısım insanların önüne geçip imamlık taslaması bazılarımızın garibine gitmiş olabilir…

Fıtratta doğru çok değildir. Doğrudan ayrıldıktan sonra yanlışları saymak genellikle mümkün olmuyor. Müslümanlar İslâmiyetin fıtrat, yani yaratılış dini olduğunu kabul ederler. İslamın içindeki her unsurun yaratılışla paralellik arzettiğini ifade ederler. Doğru İslamı değiştirme, bozma teşebbüsü yeni bir hadise olmadığından, Amine Vedûd´un gayr-ı fıtrî hareketini pek garipsemedik. Daha doğrusu artık müslümanlar, tetikçilerle asıl failleri birbirinden ayırma meziyetini kazanmış sayılırlar… Hadisenin esas kahramanlarını bırakıp figüranlara takılıp kalmıyorlar. Amine Vedûd yalnızca zavallı bir tetikçi… Dünyanın çeşitli coğrafyalarındaki reformistleri finanse ederek Amerika´ya toplama gücüne hiç sahip olmadığını herkes biliyor. Bazen başı açık, bazen kapalı dolaşan bu gariban, Anglikan Katedralini tutmaya imkânı da olmaz. Daha doğrusu; senaryoyu da, oyunun asıl kahramanlarını da müslümanlar az – çok tanıyorlar… İlginçtir ki, musevî asıllı tüccarların ortadoğu ve islam merakı son zamanlarda bir daha depreşiyor. Bir taraftan kurduğu TV şirketleriyle birinci Avrupa´yı ahlaksızlık ve dinsizlikle bombalayan servet sahipleri, diğer taraftan oluşturdukları enstitülerde islamı bozma, değiştirme çalışmaları yapıyorlar. Hayvancılık ve ziraatte genleriyle oynadıkları tohumlar gibi… Garip mahlukların ve tahribatın peşinde koşan bu komiteleri müslümanlar az çok farkmetmeye başladılar…

AminaWadud4Amine Vedud hadisesini çok yeni ve ilginç bulanların mutlaka 1920 – 30´lu Türkiye´sindeki “dini reformlar”ın tarihçelerini okumaları gerekiyor. Günümüzün şu olaylarından yüzlerce defa daha ilginç… Bediüzzaman Hz.leri O günkü hadiselerin mahiyetini ortaya koyan mektupları 1950´lilerde talebelerine göndermiş ve Emirdağ Mektupları arasında da kitap halinde neşretmiş. Türkçülük hareketini üstlenen “musevî asıllı reformistler”den, Mısır Hahambaşısı Haim Naum´a kadar. Lozan´da İsmet Paşa´ya müşavir olmuş ve daha sonra Ankara´ya gelerek “yeni inkilapların” oluşmasında çalışan bu “Haim” ismi, yeni yeni Haimleri tedai ettiriyor. Müslüman olmadıkları halde “islam pratiğinin tanzimine” düşkün bu reformistlerin sicilleri Türk Milleti nezdinde pek de temiz değil.

Doğrusu bilhassa zavallı Afrika ve Hint kökenli müslümanların alet olduğu seneryolar hakikaten epey eski… Neo-con´ların zekâveti burada o­nlara yardım etmiyor… Senaryoyu orjinal ve yeni zannederek “mal bulmuş mağribi” gibi üzerine atlayıp, pazara çıkarıyorlar. o­nlara bu maskaralığı yaptıran; ya inadî küfürleri idi, veya Cahilane hamakatleri.

Hanedanımız, üstesinden gelemediği nifak projelerini genellikle Atlas ötesine havale ediyor: Kimler zavallı Konca Kuriş´i “İmamete” heveslendirmişlerdi ki… Sonra da nifak komitelerince kurdurulmuş Hizbullahla hayatını kaybetmişti. Ya Amine Vedud´un günahına giren zavallı sapık bidatçılar… Şimdi de müslümanların St. John katedralindeki maskaralığının bilimselce tartışılmasını bekliyorlar. Oyuncuların seyircilere maskara düştükleri ancak bu kadar olur. Elmas sütünlar üzerinde yükselen İslam sarayını teneke ve kartondan çatma gecekondularına benzeterek rezil rüsvay oluyorlar.

AminaWadud1
İslamı bozma ve tahrib teşebbüsü dalgasının en kuvvetlilerini İslam alemi 1920´lerde yaşamıştır. Türkçülük – Arapçılık zokkasıyla epeyce mesafe almışlardı. Fakat bir türlü netice alamadılar. Kurulu devletler, düzenli ordular, köle ruhlu bürokratlar, fetvabaz resmî ulema, dönme ve masonlardan müteşekkil o­nbinlerce müşavire rağmen gerçekleştirilemeyen “neu-islamı” bugünkü geri zekalılar mı başaracaklar. Hakikaten gülünç bir tiyatro sahnesine dönüşüyor, Amerika ve Avrupa´daki dinsizlerin “islamı değiştirme” maceraları… Bekleyin! Daha neler göreceğiz!…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*