Anlamadınız mı, yoksa kabul mü etmiyorsunuz?

Size yapılan bir haksızlık ve zulüm karşısında ne yaparsanız? Elinizden gelirse, fiilen mukabele ederseniz. Elinizden gelmezse sözlü mukabelede bulunursunuz.

Hakkınızın alınması, yapılan zulme son verilmesi için şikâyet eder, yetkililerden yardım istersiniz.

İlgililer ilgilenmezse “semavata işittirecek derecede” bağırırsınız!

Çünkü, “medeni tabiatlı olduğundan hakkınızı insanlar içinde aramaya mükellefsiniz!” “Velateziru vaziretun vizre uhra/Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.”1 Canımızı sıkıyorsa, başkalarının canının yanmasını istemiyorsak meşrû dairede hakkımızı ve başkalarınında hakkını aramalıyız!

Zira, “İnsan medeni-i bittab olduğundan ebnâ-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükelleftir.”2

Cesaretle haykırmalıyız:

“Kendim için istediğim gibi, herkes için de adâlet istiyorum!”

“Kendim için istediğim gibi, herkes için de hak ve hürriyet istiyorum!”

Dikkat edelim ki, siyaset dairesinin, “Büyük dairenin câzibedarlığı cihetiyle küçük dairedeki lüzumlu ve ehemmiyetli hizmeti bıraktırıp lüzumsuz, mâlâyani ve âfâkî işlerle meşgul eder. Sermaye-i hayatını boş yerde imha eder. O kıymettar ömrünü kıymetsiz şeylerde öldürür. Ve bazen bu harp boğuşmalarını merakla takip eden, bir tarafa kalben taraftar olur. Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik olur.”3

Yoksa, “Zalumen cehüla” (O insan cidden çok zalim, çok cahil)4 sırrını anlayamamış mısınız?

Anlamışsınız da kabul mü etmiyorsunuz? Kabul etmişsiniz de sonucunu mu düşünmüyorsunuz?

Bilmiyor musunuz ki, zalimler er veya geç, ama mutlaka dünyada da cezalarını çekeceklerdir! Zira, “Âkıbet, ikaba delildir… Mâsiyetin ekseriya dünyada olan âkıbeti bir emare-i hadsiyedir ki, cezasında bir ikab vardır… Acaba kim vardır ki, küçücük bir tecrübe geçirmemiş ve dememiş ki, ‘Filân adam fenalık etti, belâsını buldu!”5

Dipnotlar:
1- En’âm Sûresi, 6:164; İsrâ Sûresi, 17:15; Zümer Sûresi, 39:7.
2- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 137
3- Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 184.
4- Ahzab Sûresi, 33/72.
5- Bediüzzaman Said Nursî, Sünûhat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 21.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*