Anlamak için dinlemek lâzım

Aslında; gençlerle ve birbirimizle iletişim kuramamamızın sebeplerinden birisi kendimizi dinlememizi bilemememizdir. Bu durum, diyaloğu koparıyor. Bu da, fikrî, ilmî, siyasî ve ekonomik olmak üzere her türlü istikrarsızlığı doğuruyor.

Tanışma, danışma, dayanışma ve yardımlaşmak için mutlaka iletişim kurmak; iletişim kurabilmek için de öncelikle birbirimizi dinlemek gerekir.

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Durmaz, sağlıklı iletişim kurmanın unsurlarını şöyle sayar:

Dinleme, ifâde netliği, benlik ve güvendir.

Fizikî, duygusal ve entelektüel mânâ bütünlüğünü sağlayan dinlemenin 15 altın kuralı şöyle sıralanır:

Dinlemeyi iste.

Anlamak için dinle.

Tepki göster.

Konuşma.

Konuşan insanın duygularını anla.

Sorular sor.

Dikkatini konuşana yönelt.

Konuşanın yüzüne bak.

Gülümse.

Dikkatini dağıtan şeylerden kaçın.

Temel noktaları kavra.

Fikirlere tepki göster, kişilere değil.

Kafanın içinde onunla münakaşa etme.

Konuşanı sinirlendirme.

Acele (peşin) hükümlerden, yargılardan kaçın.

Aslında içe bakış metoduyla da bu meseleyi kavrayabiliriz. Karşınızdakinin sizi dinlemediği ve dinlediği zaman vereceğiniz tepkiyi düşünün.

İyi bir dinleyici olabilmeniz size bağlı. Yukarıda sayılan dinleme prensiplerini bir bir uygulayın; pratiğe geçirin.

Peygamber Efendimiz de (asm), insanları öncelikle dikkatli bir şekilde dinler, ona göre çareler sunardı. Dinlemek, anlamanın ilk ve temel şartıdır.

Cahiliye döneminde yaşadığı halde putlara tapmayarak Hz. İbrahim’in dini üzere yaşamış ve vefat etmiş bahtiyarlardan olan Kuss bin Saide’nin bir konuşmasına: “Ey insanlar!.. Dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız” diye başlaması manidardır. İbret almanın şartı bellemek, bellemenin de ön şartı dinlemektir.

Gençleri anlamak ve onları kendinize, aileye ve topluma kazandırmak istiyorsanız önce dinleyin…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*