Ardı ardına iki müjde

İletişim araçları sayılamayacak kadar çoğaldı ve bu sayede de her kişi ve inanç sahibi kendi fikriyâtını bu cihazlarla bütün âleme duyurmaktadır. Hizmet aşkı, münevver kalp ve akıl sahipleri küre şehrinde, dönen bu mihverde ve içinde çalkalanan 7 milyarlık 200’ü bulan devlette, tecellisi gittikçe artan İslâmî inkişafları hem takip ediyor, hem de müjdeli haberleri bütün efkâr-ı âmme ile paylaşıyor ve bu paylaşma da bir müjde yumağı hâline gelmektedir.

Son yıllarda mükerreren gittiğim ve dâvet aldığım Hollanda’da seri konferanslar verdim. Çok makalelerimde ve konuşmalarımda da ifade ettiğim gibi; oraların üniversitelerinde kardeşlerimiz var. Bunlar ora doğumlu ve oranın vatandaşı. Bunlara istikbaldeki bütün hizmetlerin kapıları, makamları ve kürsüleri açık. İşte bunlardan bir tanesi Rotterdam Üniversitesi öğrencilerinden Nur Muhammed Başoğlu’dur. Oldukça kabiliyetli bir insan. Özellikle İslâmî müjdelerle ilgili bütün taramalarını bize ânında intikal ettirir. Teşekkürlerimi sunduğum bu kardeşimizin son iki müjdesini kısa yorumlarla takdim ediyorum:

Birinci müjdenin sahibi İngiltere Kral veliahtı Prens Charles. Bu zat, İngiltere’de, bütün gezdiği ülkelerde ve katıldığı uluslar arası sempozyumlarda “İslâmiyet, Hz. Muhammed (asm) ve Kur’ân” hakkında senakâr, övücü ve müjdeleyici ifadelerde, beyanlarda bulunmuş ve bulunmaktadır. Son olarak, bundan kısa bir müddet önce, Dünya Çevre Günü münasebetiyle Prens Charles, Oxford İslâmî Çalışmalar Merkezi’nde yaptığı konuşmada, “Dünyayı kurtarmak için İslâmın izinden gidin” demiş. Bir saat süren konuşmasında Prens Charles “Çevreyi yok etmek bütün dinlere aykırı, ancak İslâmî prensipler buna özellikle karşı. İslâm bize bunu öğretti ve bunu inkâr etmek kendi varlığımızı inkâr etmektir” vurgusunu yapmış. Kendisinin Kur’ân-ı Kerim ile ilgili incelemelerinden de bahseden Charles, Kur’ân’ın insan ve çevreyi birbirinden ayırmadığını belirtmiş.

İkinci müjdeli haber ise; 143 milyonluk Rusya Federasyonu’ndan. 14 asır önce Azerbaycan duvarlarını yıkan İslâmiyet, Rusya topraklarına 2010 itibarıyla 1.120 yıl önce girmiş. Bunlar şimdiki iktidar ve müthiş İslâmî değişim içinde gün yüzüne bütün açıklığıyla çıkmaktadır. Rusya, bir değişimin içinde çalkalanmaktadır. Bu değişimde Risâle-i Nur eserleri çok muazzam açılım paketleriyle halkı ve münevver insanları gerçek hürriyete kavuşturmuştur.

Maalesef yıllar önce Türkiye’mizde olduğu gibi oralarda da bu inkişafa mani olmak isteyenler var. Bazı mahkemelerin kasıtlı ve bilerek yanlış kararları ile bazı eserler yasaklanmış ve bazı Nur Talebeleri hakkında da mahkûmiyet kararları verilmiştir. Fakat orada bulunan bütün İslâmî sivil toplum kuruluşları, büyük hukukçular ve üniversiteler itirazda bunmuşlardır. Bunun dışında da emniyet güçlerinin Risâle-i Nur dershaneleri üzerindeki baskılarının durdurulması için üniversite ilim adamları müsbet görüş bildirmişlerdir.

Risâle-i Nur’a karşı açılan dâvâda Moskova Devlet Üniversitesi rapor sunuyor ve bu raporunu emniyet birimlerine ve mahkemelere gönderiyor. Dünya Bülteni’nde yer alan haber ise “Rusya’da radikalizmi güçlendirdiği iddiasıyla açılan dâvâda bilirkişi olarak görüş alınan Moskova Devlet Üniversitesi, Risâle-i Nur Külliyatı hakkında olumlu rapor verdi. Uzmanlar, Said Nursî’nin kitaplarını analiz ederek kitaplar hakkında olumlu rapor hazırladı. Üniversite, Risâle-i Nur’un radikalizmi içermediğini, emniyet birimlerinin iddiâlarının temelsiz olduğunu, Risâle-i Nur’un Kur’ân-ı Kerim’in tefsiri olduğunu..” şeklinde beyan edilmiştir. Şükürler olsun. Dünya küçüldü. İşte küre şehrinden ardı ardına iki müjde. Meleklerin alkışladığı hizmet…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*