Avrupa´da dinî tatiller ve biz

Image
Avrupa’da “Weihnachten” (Noel Bayramı) olarak bilinen ve giden yılın son haftasıyla gelen yılın ilk haftasını dinî tatillerle şenlendiren Hıristiyan geleneği içinde biz de İslâmî gelenek ve ibadetlerimizi doya doya yaşarız. Hem de ailelerimizle, dost ve tanıdıklarımızla, gönüldaşlarımızla, can kardeşlerimizle aynı atmosfer içinde, hep beraber…

En küçüğünden en büyüğüne, en gencinden en yaşlısına kadar herkes bu manevî bayram havasını soluklar. Bütün husûsiyetiyle ve iç dinamikleriyle bize has olan bir dünyaya dalar gideriz. Uhrevî, ilmî ve manevî hazzın doyulmazlığını doyasıya hissederiz. Hem de Avrupa insanının kendi kültür ve geleneklerini tamamen farklı sunumlarla ortaya koydukları, her tarafta ilân ettikleri ve her türlü imkânlarını bu çerçevede seferber ettikleri bir hengâmede…

Demek ki apayrı bir dünya içinde bambaşka bir dünya yaşanabiliyormuş. Gerçi her insanın zaten hususî bir dünyası vardır. İnsanlar adedince dünyalar mevcuttur. Ama burada bahsi geçen öyle hususî bir dünya değildir. Hatta iman ve Kur’ân hakikatlerinin bize bahşettiği bu uhrevî ve manevî dünyaya, kendi hususî dünyalarımızı da taşıyamayız, fırsat bulup da yaşayamayız. Her mü’minin iştirak ettiği evrensel bayramlarımız, mübarek gün ve gecelerimiz camilerimizde ya da başka mekânlarda çeşitli programlarla ihya edilirken ve medya aracılığıyla dünyaya ilân edilirken, bazen olur ki daha hususî çerçevede gönüldaş ve fikirdaşlarımızla bayram havası içinde toplanmalarımız, buluşmalarımız ve sohbet programlarımız olur. Hele her yılın sonunda bir hizmet merkezimizde organize edilen ve Avrupa’nın her tarafından iştirak ile tam bir bayram havasına dönüşen bir günümüz ve gecemiz var ki, şahsî ve ailevî her türlü işlerimizi ya iptal ettirir, ya da ertelettirir.

Ömür boyu sürmesini arzu ettiğimiz bu ilim, irfan, hakikat ve mânâ yüklü serüvenlerimiz ne yazık ki çok fazla sürmez. Zincirleme devam eden programlarımız sona erdikten, misafirlerimizi de uğurladıktan sonra, yaklaşan iş hayatının soluğunu ensemizde hissederek, kendi dünyalarımıza avdet ederiz. Ama manen kuvvetli, vicdanen müsterih; kalbimiz, aklımız, dimağımız ve bütün duygularımız “apaydın” bir vaziyette kendi dünyalarımıza döneriz.

Bazen hususî dünyama tam dönmeden, yazarlık sevdasıyla, hazır manen ve fikren güçlenmişken, bambaşka bir dünyanın, Hıristiyan dünyasının kapısını şöyle bir aralama fikrine kapıldığım da olur. Noel Bayramı motifleriyle süslenmiş Avrupa dünyasının cazibesine, ne yalan söyleyeyim, nefsim biraz kapılır gibi olur. “Şu cazip dünyanın kapısını biraz aralasam mı acaba?” sorusuyla mütereddit iken kapıyı aralamakla birlikte içine dalmaya cesaret edemem. Zahiren bize de açık gibi gözüken bu kapının manen kapalı olduğu görülür. Avrupa’nın iş dünyasına bir itirazımız yoktur. Lâkin dinî tatillerde ve Noelli günlerin bazılarında bu kapılar dahi kapalı olur. Alış veriş dünyasına da zaten ihtiyaç nisbetinde girilebilir. Biz Müslümanların bu ihtiyaç nisbetini, sadece Noellerde değil, her zaman gözetmemiz gerekir de, bu sene Hıristiyanlar da kontrollü ve kısıtlı alış veriş yapmaya âzamî dikkat gösteriyorlar. Dünyayı saran ekonomik kriz, onları buna mecbur ediyor. Noel hazırlıklarının başladığı, her tarafın ışıklarla donatıldığı şu günlerde, bazı şehir meydanlarında ve bazı sokak ve caddelerde bile satışa arz edilen albenili hediyelik ve süs eşyalarına olan ilgide gözle görülür bir azalma vardır. Lüks ve eğlence düşkünü Avrupalı bile, almak için el attığı bir eşyanın fiyatını gördükten sonra, yavaşça elini geri çekiyor ve “sanki aldım” dercesine oradan uzaklaşabiliyor.

Onların dünyasını yansıtan bazı anekdotları, yine onların yazılı kaynaklarından sizlere aktarayım düşüncesiyle kitaplığımdaki Noel Bayramı üzerine Almanca bir kitabın bazı sayfalarını okuyayım dedim. Baktım ki, Hıristiyan dünyasının aydınları, Noel kutlamalarının mânâsını ve kaynağını bugüne kadar hâlâ çocuklarına anlatamamanın ıztırabını duyuyorlar. Daha fazla kafa yormaktan ve sizlere de aktarmaktan vazgeçtim.

Onların iki bin yıldır içinden çıkamadıkları birşeye biz niye kafa yoralım ki?

Kendi dünyamızda buluşmak üzere.

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*