Ay Vayvay’ın feryadı..

Evet yanlış okumadınız.

Çin’in asilzadesi ve entelektüeli Ai Weiwei’in röportajı geçen Eylül ayında Spiegel dergisinde yayınlandı. Meşhur Çinli bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Ay Vayvay, babasının rejim aleyhtarlığından dolayı çocukluğunu Sincan’da geçirmiş. Pekin Film Akademisi’ni bitirdikten sonra, mesleğini ilerletmek üzere sekiz seneye yakın Amerika’da devam etmiş. Heykeltıraşlıktan prodüksiyona, yönetmenlikten senaryoya bir çok yönde kendisini geliştiren sanatçı, bir filminden ve bazı düşüncelerini ifadeden dolayı 2011’den 2015’e kadar hapis cezası çekiyor, vatanında. Ve sonra da kaçış. Uzun bir süre Berlin’de yaşıyor, 2019’a kadar. Ve şimdi ise sanatı ve çalışmaları çerçevesinde Cambridge’de bulunuyor.

Bu Çinli vatanperverin feryadına geçmeden önce “Çin Komünist yönetimi ile Neocon-neoliberal İttifak’ının önemine tekrar değinmek istiyoruz. Zira bu ittifakın zehirli ve öldürücü neticeleri global dünyamızdaki bütün insanları alâkadar ettiğinden, hadiseye klâsik manada lokal veya milletler arası bakmak isteyenleri, şiddetle ikaz etmek istiyoruz.

Ya cehaletlerinden veya insanlığa ihanetlerinden küçük rüşvetlerle dünyamızı ateşe ve insanlığı ölüme götürenleri ikazın, yine insanî vazifemiz olduğu kanaatindeyiz. Avrupalı Bolşeviklerle Amerikalı neoliberallerin yetmiş seneyi aşkındır inşaa ettikleri Çin komünizminin tarihçesini, buradaki dehşetli zulüm ve vahşilikleri ve içinde bulunduğumuz şu hürriyet asrında, komünistlerin her sene yaklaşık 350 bin insanın ölümüne sebep olduklarını öğrenmek isteyenler, bilhassa Avrupa ve Amerika’da yayınlanan elektronik kaynaklara bakabilirler. Yalnızca bir-iki anekdot ile bu meselenin bir iddiadan ibaret olmadığını arz etmek istiyoruz. Başta Avrupa, Asya ve Güney Amerika’daki komünist hareketlerin kaynak olarak Bediüzzaman’ın “Şimal Cereyanı” olarak nitelediği Kuzey Avrupalılar olduğunu burada da görüyoruz.

İsrael Epstein’in ailesiyle birlikte 1920’lerde Çin’e yerleştiğini, Yahudi bir aileden gelen bu zeki insanın 15 yaşından itibaren Peking Teimes ile Tientsin Times’de çalışırken, Mao ve arkadaşlarıyla birlikte burada komünizm için çalıştığını okuyunca, birbirilerine benzeyen kaderleri (Rusya, Osmanlı ve Çin) hayretler içinde müşahede ettik. İşin ilginci, bir başka kafadar (borsa spekülatörü, yani sihirbazı) olan Edgar Snow da bu işlere Amerika’dan katılacaktır. Bunların aynı cereyana mensup; Viyanalı Ruth Weiss, Düsseldorf’lu Hans Müller, Richard Frey, Amerikalı Georg Hatem, Berlin’li Kathe Zhao, İsviçreli Olga Lee ve Eva Siao gibi yoldaşlarla Çin Demokrasisinin başına getirdikleri felâketleri okuyunca, Bediüzzaman’ın Şuâlar kitabındaki tesbitine bir daha hayran kaldım. Hele bilhassa Sidney Shapiro gibi meşhur bir Yahudinin bütün ömrünü buradaki Kızıl Devrim’e vermesi, demokrasi karşıtı hareketin karakterini tesbitte mutlaka bize yardımcı olacak bir unsurdur. Bu ansiklopedik bilgilerin ancak; şimal cereyanı, deccaliyet, komünizmin manası, hürriyet ve demokrasinin kıymeti ve günümüzde Çin’deki semavî din ve ahlâk karşıtı kapalı müstebit rejimin mahiyeti anlaşıldıktan sonra kıymete bineceğine inanıyoruz. Yahudi milletinin ahir zaman dinsizlik ve tahribat cereyanlarının yarısından fazlasını teşkil ettiğini bilmeyenlere, yukarıdaki isimler bir tedaide bulunamazlar.

Daha önceleri Çin bu kadar önem kazanmamıştı. Globalleşme henüz tamamlanmadığından, bize uzaktı. Sonra, dünün komünist ve enternasyonal sosyalistleri masonlarla ittifak kurup Amerika ve ABD’nin karşısına Çin’i koyup dünya demokrasilerine ve insanî temel haklarına oradan müdahaleye başlayınca, bazı kafalarda ışık yanmaya başladı. Ve nihayet kırk seneden fazladır Batı sermayesini Çin’e teknolojisiyle birlikte kaçıran bu dehşetli ‘ittifak’ın Vuhan’dan ortaya attığı korona ile gözlerimiz biraz daha açılmaya başladı. Meseleyi yine klâsik boyutlarda medyalarında sunan bu ‘ittifak’ın başları, kavgayı Amerika ile Çin’in dünya hâkimiyetleri güreşi seviyesine indirgediler. Bu mücadelenin özünde; tanıdığımız semavî din düşmanı sermayedarların Çin üzerinden dünya hürriyetleri ve demokrasilerine bir taarruzu olduğunu, bundan sonraki araştırmalar ve analizler ortaya koyacaktır. Masum ve mazlum milletler, yakın zamana kadar (2013) Amerika ve Avrupa emperyalistleri üzerinden kan döken ve savaş çıkaranların bu gün Çin’e geçerek bir başka formatta taarruz ettiklerini nereden bilecekler ki… Tıpkı Georg Soroz, Bill Gates, Rotschild ve Mckensey gibi dünya sermayesine göz koyanların, birileri tarafından “HAYIRSEVER…” olarak propaganda edildikleri gibi, aynı çevreler, Batı’nın perişan ettiği ülkelerin yardımına bu defa Çin’i çıkmış gösteriyorlar. İşte bunun için film yapımcısı Ay Vayvay’ın feryadına insanlığı sönmemiş olanlar, kulak vermek zorundadırlar… Bu olayı duyan herkesin kulak kesileceğine inanıyoruz.

Çin meselesinin diğer bir önemi de, bu ülkedeki “istibdada” demokratik Batılı ülkelerin yanlış yerden itirazları. Buradaki “insan haklarının iptali” meselesindeki protestoların zaman içinde sönükleşmesi ve zengin Komünist Çin ile girişilen ticarî münasebetler, Batı demokrasilerinde keşmekeşliğe yol açmıştır. Önce demokrasinin insanlık için doğru bir rejim olup-olmadığı tartışmasını başlatmıştır. Sonra, zengin ve müreffeh bir hayat için Çin’i örnek almaya başlayan “hayalperest” topluluklar türemeye başlamış, bu da demokrasinin zayıflamasına yol açmış.

Risale-i Nur Talebeleri Çin meselesine daha ziyade hürriyet ve istibdat çerçevesinde bakarlar. Tıpkı Rusya, Osmanlı, İran ve Almanya gibi otokrasiden meşrûti demokrasiye rahat ve kansızca geçme şansı olan Çin için Bediüzzaman; “…: “… İşte bu seddin (İstibdat Seddi’nin) tahribiyle, Fikr-i Hürriyet Çin´e kadar yayıldı ve yayılacaktır. Fakat Çin ifrat edip (aşırıya kaçıp) komünist oldu.“ (Münâzarât, s. 63) ifadeleriyle mazlum Çin halkının yakalandığı acı istibdattan bahsedecekti. İkinci milenyuma on kala demokrasiye mağlûp olan Avrupa sosyalizmine rağmen Çin komünizminin yıkılmayışının sebeplerini, Ay Vayvay’ın feryadını ve Yeni Çin Komünistlerinin mahiyetini inşallah bir başka yazıya bırakalım.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*