Ayasofya, İslâmiyet’in dünya hakimiyetinin sembolüdür

“Üçüncü Said döneminde Bediüzzaman’ın üç hedefi vardır, birinci hedefi Ezan-ı Muhammedinin asliyetine kavuşması, ikinci hedefi Risâle-i Nurların devlet eliyle neşredilmesi ve üçüncü hedefi ise Ayasofyanın ibadete açılmasıdır” diyen İslâm Yaşar “İlk ikisi gerçekleşti, ama üçüncü hedefi ise henüz gerçekleşmemiştir. Ayasofya bir semboldür.

 

İslâmiyetin dünya hakimiyetinin sembolüdür” şeklinde konuştu. İslâm Yaşar, Said Nursî’nin “Ayasofya İslâm’ın fecr-i sadıkıdır “ sözünü  şöyle değerlendirdi: “Eğer İslâmiyetin yeniden doğduğunu biz görmek istiyorsak, Ayasofya bunun örneğidir. Yeniden camiye çevrilip, Kur’ân okunup ve namaz  kılınırsa  İslâm’ın fecr-i sadıkı  tamamlanmış olacaktır” dedi. Edebiyatcı- yazar Yaşar son sözlerini “Ümitvar olunuz; şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm’ın sadası olacaktır” müjdesini hatırlatarak bitirdi.
İslâm Yaşar program sonunda okurlarıyla sohbet edip, kitaplarını imzaladı. Konferans’a gelenlere Aydınların Gözüyle/Said Nursî ve Demoktatik Cumhuriyet eki ile 100 adet Bediüzzaman tanıtım ve hizmet TIR’ı albümü hediye edildi. Program hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.

İSLÂM YAŞAR: ÇÖZÜM İSLÂM’DADIR!
EDEBİYATCI-yazar İslâm Yaşar da Bediüzzaman gibi kahraman âlimlerin yetişmediğini bu yüzden kahramanların ve âlimlerin bir şahs-ı manevî oluşturmalarının gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Üstad Hazretleri insanlığın cehennem ateşinde yanmaması için elinden gelen gayreti göstermiştir. Rüyasında Peygamberimizi (asm) gördüğünde ondan ilim talebinde bulunmuştur. Yeri geldiğinde doğuda savaşlara katılmış yeri geldiğinde medresede talebe okutmuştur. Bugün İslâm âleminin yaşamış olduğu sıkıntıların sebebi onun gibi kahraman âlimlerin bulunmamasındandır. Yine Üstad Hazretleri, İslâm hâkimiyetinin sembolü olan Ayasofya’nın ibadete açılması gerektiğini söylemiştir. Mustafa Kemal ile Ankara’daki görüşmesinde ‘Devlet adamı nasıl olmalıdır’ sorusunun cevabını verirken de Ayasofya’yı örnek göstermiştir. Ayasofya, İslâm âleminin fecr-i sadıkı olacaktır. İslâm âleminde yaşanan hareketlilik ne olursa olsun çözüm İslâmdadır, çözüm kendi içimizdedir. Başka yerde çözüm aramaya gerek yoktur.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*