Bahar açılımları

Image

Yeryüzünü şenlendiren baharımıza; ilim ve irfan sahasındaki baharlar da eşlik ediyor. Göz kamaştıran açılımlar ruha ümit, kalbe heyecan ve fikre ufuk bahşediyor. Toprağa atılan tohumlar misali, ruhlarda ve kafalarda yerini bulan fikir ve mânâ çekirdekleri, mânevî baharlara tebessüme hazırlanıyor. Nebatat ve hayvanat âlemindeki canlanmaya paralel olarak insaniyet âleminde de uyanış ve diriliş kıpırdanışları imanlı gönülleri rahatlatıyor.

Yumurtasından çıkmaya çalışan yavru misali, nevrûz ile kabuğunu çatlatan yeryüzü, giden kışı rahmetle anıyor ve andırıyor. Çünkü bütün bu güzellikler kış perdesi arkasında, zuhur edecekleri anı beklemişlerdi. Acele edip kışta gelen zatı da, biz her zaman eserleriyle ve her baharda adına tahsis edilen etkinliklerle anmıyor muyuz? „Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim, sizler cennet-âsa bir baharda geleceksiniz“ diyen Üstad da bir nevrûz zamanında ebedî bahar âlemine uğurlanmıştı ki, onun vefat yıldönümleri, hazırlanan anlamlı ve seviyeli programlarla bayram ve bahar havasında geçiyor. Baharın başında başlayan bu gayretler, baharın ortasında Kutlu Doğum Haftası ile zirveye ulaşıyor ve artık bütün ülkeyi manevî ve ulvî bir hava sarıyor.

Bu manevî iklim ve atmosferde husûle gelen imanlı ölümleri karşılama bile her zamankinden farklı olabiliyor. Âsude bir bahar ülkesine uğurladıkları sevdiklerinin ardından el sallarken, hıçkırıklarını boğazlarında düğümleyip, hüzün ve elemlerini sinelerine sindirip, gözyaşlarını içlerine akıtabiliyorlar. İman Hakikatleri’ndeki ölüm tariflerini, sevdiklerinin ânî ölümüyle canlı canlı okuyarak idrakin zirvesine ulaşabiliyorlar.

***

Aslında mânâ ve fikir alanındaki kapalı kapıları açmaya yönelik, hayırlı ve uğurlu her açılım, birer bahar müjdesi kabul edilecek olursa, „bahar açılımları“ yerine „açılım baharları“ da diyebiliriz. Kışta bile baharı terennüm ettiren açılımlar, ruh ve mânâ dünyamızı ferahlatan açık faaliyet ve hizmetler, dünya durdukça devam etmelidir ve edecektir. Din hakikatını çevreleyen hurafeler püskürtülünceye, doğru İslâmiyet yaşanır hale gelinceye ya da İslâmiyet doğru anlaşılıncaya kadar bu hizmetler devam edecektir. Demokratik arızalar giderilinceye kadar; insanca, Müslümanca ve hür yaşama hakkı kazanılıncaya kadar hizmet açılımları devam edecektir.

Varsın bir asır önce startı verilen bu gayretlerin izdüşümü, siyaset alanına sadece „demokratik açılım“ olarak düşsün. Varsın bin türlü engellerle ve engellemelerle karşı karşıya kalınsın. Ve varsın bazı açılımlar, açılmadan kapansın. Kâinatın seyrine, eşyanın tabiatına, suyun akışına ve insanlığın fıtratına uygun hizmet açılımları devam edecektir. Dinozorlar ve kartlaşmış kafalar, gelen neslin karşısında direnemeyecektir. Hiçbir beşerî güç, suyu tersine akıtamayacak, hâdiseler, Allah’ın takdir ettiği yörüngeler içinde seyrine devam edecektir.

***

Hiç kimse Amerika’yı yeniden keşfe kalkışmasın. Hizmetlerin ve açılımların startı çoktan verilmiştir. Yüz yıl önce Bediüzzaman’ın, hürriyet ve meşrûtiyeti aşiretlerle münazara etmesiyle bu start verilmiştir. Altmış yıl önce Ezan-ı Muhammedî’nin aslına çevrilmesiyle bu start verilmiştir. Bu uğurda şehitler verilmiş, hapislerde yatılmıştır.

Bediüzzaman henüz hayatta iken, hak ve hukuk mücadelesinde galip gelmiş, bütün hücumları ve ithamları mahkemelerde çürütmüştür. „Ölümüm, hayatımdan daha ziyade hizmet edecektir“ diyen Üstadın geride bıraktığı eserler ile milyonlarca okuyucuları onun bu hükmünü tasdik ediyor. Bugünkü demokratik hak ve hukuk açılımlarında onun sadece üç kitabı (Münazarat, Sünûhat ve Hutbe-i Şamiye) rehber olarak seçilse ve ona göre adımlar atılsa, bütün bu çıkmazlardan çıkılacak, bir türlü açılamayan „açılımlar“ açılacaktır.

Hem Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan, üç tarafı açık denizlerle çevrili, dünyanın cazibe merkezi bir Türkiye’nin kapalı kalması zaten düşünülemez. Tarihî misyonu, dünyada genel barışı ve emniyeti sağlamak, hak ve adaleti temin etmek, Kur’ân hakikatlerini cihana ilân etmek olan bir milletin torunları, bugün kendi içindeki kısır çekişmelerin mahkûmu olamaz.

 

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*