Başörtülüye ‘engelli’ hayat mı?

2012 yılını geride bırakmaya az bir azman kala; hanımların başörtüsü taktıkları için engellenmeye devam etmesini izah edebilecek bir ‘yetkili’ var mıdır? Muhtemelen yoktur, ama başörtülüler hâlâ engelleniyor.

Geçen günlerde TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na açıklamalar yapan seçilmiş, ama başörtülü olduğu için vekilliği elinden alınan Merve Kavakçı, “Benim 28 Şubat’ım devam ediyor. (…) Bu ülkede kadınlar (…) başlarını inançları gereği örttükleri için de çeşitli ayrımcılıklarla karşılaşıyorlar. Benimki kamuoyu önünde gerçekleşen bir hadise olduğundan dikkat çekti. Yoksa benim mağduriyetimden çok daha fazla mağdur olan kadınlar, aileler, çocuklar var” demişti. (AA, 19 Kasım 2012)

Muhtemelen bu sözlere itiraz eden ‘kraldan fazla kralcı’lar olmuştur. Meselâ birileri, “Üniversitelerde başörtüsü yasağı sona erdi ya, daha ne istiyorsun?” demiş olabilir. Böyle düşünenlere hemen şu cevabı verelim: “Başörtüsü yasağının üniversitelerde sona ermiş olmasını tebrik ederiz, ama bu hiç yetmez. Yasak, ‘kamusal alan’lar dahil olmak üzere bütün kademelerde sona ermelidir. Aksi halde sınıntılar sürüp gider…”

“Başörtülüler için 28 Şubat süreci devam ediyor, onlar hâlâ mağdur ediliyor” anlamındaki tesbitin daha mürekkebi kurumadan bir mağduriyet haberi de Bursa’dan geldi. Bursa’dan gelen haber, başörtüsü yasağının nasıl da dem ve damarlara işlediğini, başörtülülerin nasıl da en olmaz yer ve zamanlarda mağdur edildiğini bir defa daha net olarak gösterdi.

Efendim, Bursalı Yüksek İnşaat Mühendisi Nurten Topaloğlu, hazırladığı projelerine imza atabilmek için Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası’na (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi aracılığıyla müracaat ediyor. Böyle bir müracaat sonrası ne olabilir? Elbette, diploması olduğuna göre bu haklı talebin karşılanması, müracaat eden “Yüksek İnşaat Mühendisi”ne belgesinin verilmesi beklenir. Peki ne olmuş? Aynı zamanda İMO Bursa Şubesi’nde yönetim kurulu üyeliği görevini yapan “Yüksek İnşaat Mühendisi”ne sırf başörtülü fotoğraf verdiği için, başörtülü olduğu için, başörtüsünü tercih ettiği için, başörtüsünü sevdiği için, “serbest inşaat mühendisliği belgesi” verilmemiş!

Böyle bir şey olabilir mi? Olursa kabul edilebilir mi? 2012’nin son aylarında böyle kararlar alabilenlere hukukî müeyyideler uygulanması gerekmez mi? Bu uygulama apaçık insan hakkı ihlâli değil mi? “Başı örtülü” diye bir yüksek mühendise “belge” vermemek nasıl mümkün olabilir?

Muhtemelen bu anlamsız yasak ‘tepki’ler üzerine bir şekilde sona erecek, ama yaşanan hadise Türkiye’deki zihniyeti göstermesi bakımından çok dikkat çekici değil midir? Hukukun adil ve hızlı bir şekilde işlediği, siyasetçilerin hesap verdiği bir ülke olsak; bu yanlışa imza atanlar kanun önünde hesaba çekilmez miydi? Başörtülü bir yüksek mühendis, niçin ‘belge’ alamasın? Niçin yaptığı projelere ‘imza’ atamasın?

Maalesef, “tek parti zihniyeti”nin uzantısı olduğunu tahmin ettiğimiz bu anlayış, Türkiye’nin önünü tıkayıp ufkunu karartıyor. İlkokula giderken başı örtmek yasak, liseye giderken başı örtmek yasak, ‘kamusal alan’da başı örtmek yasak. Memur olana başörtüsü yasak. Avukata başını örtmek yasak. Mühendise başını örtmek yasak… Yasak da yasak.

Bu anlayış, başörtülüleri ‘engelli hayat’a mecbur bırakmak istiyor. En yüksek perdeden itiraz ediyoruz ve bu yanlışa imza atanların kanun önünde hesap vermesini de talep ediyoruz. Ayrıca, yanlışa itiraz etmeyenleri de kınıyoruz. Bırakın bu yasakçı anlayışı ki devlet ile milletin kaynaşması mümkün olsun…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*