Batı’da “insânî değerlerin” çöküşü

Batı ülkelerini ziyaret eden hemen herkes, maneviyât adına herşeyin çığırından çıktığını, ailenin parçalandığını, toplumun şirazesinin kopmuş olduğunu görür. Materyalist felsefenin beş menfî esaslarıyla yoğrulup, İsevî dininden de uzaklaşarak, maddenin, egoizmin ve hedonizmin (lezzetkolikliğin) çekim sahasına girmiş. Avrupa, insanî özelliklerden çok uzaklaşmış, hayvânî, behimî duyguların pençesinde kıvranıyor.

Sûreten insanlık, medenîlik altında nice gayr-ı insanîlikler yaşanıyor. Baştan başa nefsî arzuları, hevesâtı uyandıran cazibedar oyun ve eğlence malzemeleriyle doldurulmuş. Ferdî ve sosyal hayat bütünüyle meflûç.

Aile ve akrabalık bağları, komşuluk münâsebetleri, insânî değerler olan yardımlaşma, sevgi ve fazilete ait duyguların dumura uğradığı çok açık.

Korkutucu boyutlara ulaşan bu araştırmalar, intihar, hırsızlık, cinayet, gasp ve soygun, fuhuş ve serserilik Avrupa’yı kasıp kavuruyor. Kapitalizmin hâkim olduğu yerlerde insanlık iyilik, yardım, muhabbet, sevgi, diğergamlık gibi ulvî duygulara hasret!

Alkol, uyuşturucu, AIDS, kumar, fuhuş, intihar, boşanma bunlardan sadece bazılarıdır. Ferd ise şaşkınlığın çıkmazı içindedir. Aile müessesesi, feminizmin tahribatıyla dağılmış ve parçalanmış. Toplum, hayatı mânâsız ve sıkıntılı bulmaktadır. İnsânî münâsebetler bitmiştir.1

Başta ABD olmak üzere, gelişmiş ülkelerde insanlar büyük bir bunalımın eşiğinde. Kimi ölmek, kimisi de öldürmek için yeni yeni metodlar, yollar arıyor!

Dünya Sağlık Teşkilâtı’nın araştırmasına göre, en yüksek intihar olayları Batıda yaşanıyor.

Batıyı sarsan bir diğer hastalık da, yalnızlık. Korkunç bir felâket gibi insanları titretiyor.

İnsanlar, yalnızlık ve sıkıntılarını unutmak için oyun, eğlence ve madde bağımlığı gibi fantaziyelere dalmış. Onlar da başını yemiş ve daha da yiyecek.2

Hedonizmin (zevk ve lezzetkolikliğin) pençesine düşen Batılılar, çocuk doğurmak istemiyor. Onların nazarında ‘çocuk doğurmaktan bakımına, yetiştirilmesinden iş sahibi yapılmasına kadar pek çok zahmet ve masraf var!’ Bundan kaçınanlar, çocuk sevgisi ve yalnızlıklarını köpeklerle gideriyor.

Avrupa’yı saran bir başka tehlike de, âile hayatının dağılması. Halbuki, insanın dünyadaki en müşfik ve sağlam sığınağı aile. Batılılar o kaleyi de yerle bir etmişler! Avrupa’da son 10 yıl içinde boşanmalarda büyük artış kaydedildiği görülüyor.

Avrupalıların eskisi gibi ‘tabular ve sorumluluklar uğruna ömürlerini ziyan etmek istemediklerini’ ve ‘bilinçsizce evli kalmayı reddettiklerini’ bildiren uzmanlar, AB vatandaşlarının yüzde 57’sinin, “huzursuz bir çiftin boşanması gerektiğine inandığını” vurguluyorlar.

Dipnotlar:

1- Milliyet, 20 Eylül 1992.

2- Lem’alar, 90-107, 119.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*