Bediüzzaman coşkusu

Image

SAİD Nursi Hazretmlerinin 50. vefat yıldönümünde Gazetemezinin Kahramanmaraş Temsilciliği’nin Necip Fazıl Kısakürek Kültür Sitesi’nde organize ettiği ‘Bediüzzaman’a Göre Demokrasi ve İnsan Hakları’ konulu panel, büyük bir katılımla gerçekleşti.

Açış konuşmasını yapan Kahramanmaraş Temsilcisimiz Mehmet Diken, Bediüzzaman Said Nursi’nin, “Ben ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam” sözüne dikkat çekti. Şair Atilla Yılmaz’ın, Emirdağ-Urfa Hattı şiirini, okumasıyla başlayan paneli Mahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadi ve İdari Bilimiler Fakültesi Dekanı Prof Dr. Ahmet Hamdi Aydın yönetti. Panelde konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal ve Yazarımız Latif Salihoğlu, Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatının her aşamasında özgürlük, hürriyet ve demokrasi mücadelesi verdiğine vurgu yaptılar. Panelde, ilk sözü alan Latif Salihoğlu şöyle konuştu:”Osmanlılarda ciddî manada ilk demokrasi talebi 1865‘te Namık Kemal ve arkadaşlarının gayretleri ile başladı. Ama bu zamanda başlayan Meşrutiyet çabaları, 1908’de Bediüzzaman’ın da Meşrutiyet’in İslâm’a aykırı olmadığını beyan etmesiyle daha da önem kazandı. Bediüzzaman, her zaman ve zeminde, en ağır bedelleri ödeme pahasına da olsa, hürriyet ve özgürlük savunucusu olmuştur ve gerçek manada bir cumhuriyetin, en uygun idare biçimi olduğunu her zaman haykırmıştır.” SAİD NURSÎ, SADECE BİR DİN ADAMI DEĞİL Prof. Dr. Ahmet Battal da konuşmasın şu görüşleri dile getirdi: “Bediüzzaman, sadece bir din adamı değil, aynı zamanda büyük bir devlet ve hukuk felsefesi adamıdır. O’nun eserlerini okuyanların, AB’ye dahil olmamızın gerekli olduğunu dile getirmelerinin ana sebebi, insan haklarının, Batı’da daha büyük önem arz etmesindendir. Demokrasi herkese lazımdır. Demokrasiyi, kötülüklerin, devlet eliyle, gerçekleşmesi ve yaygınlaşması anlamında yorumlayanlar, aslında çok yanılıyorlar. Neden özgürlük ve hürriyet talepleri ön plana çıkınca, sadece kötülüklerin yaygınlaşacağı anlaşılıyor ki? Güzel ve iyi icraatlar için de hürriyet, özgürlük ve dolayısıyla demokrasi şart. Ben, sadece cemaatlerle sınırlı olmadan, herkesin, Risâle-i Nur’lardan mutlaka istifade etmesi gerektiğine inanıyorum.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*