Bediüzzaman’ın Mısır öngörüsü…

ORTADOĞU’DA bir şeyler oluyor ama ne? Mısır’da halk sokaklara döküldü milyonlar meydanlara indi… Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek partisinin genel başkanlığından istifa etti.

Sokaklar durulmadı.
Ortadoğu’da yaşanan olaylar tüm dünyanın kafasını karıştırdı…

 

Türkiye’deki siyasi atmosfer bile bu durumdan etkilendi. Ana Muhalefet Partisi içinden bazı milletvekilleri olayları doğru okuyamadıkları için Türk Halkı’nı sokağa çağırdılar.
(…)
Nato’nun Mısır’a Türkiye modeli önermesi de anlamlı. Kendi içinde ve dünya ile barışık bir Türkiye’nin yanında aynı özelliklerde bir Mısır’ın olması hem Ortadoğu’yu hem de dünya halklarını rahatlatır.
Mısır’daki gelişmeler dünya barışı açısından önemli…
Bu konuda araştırma yaparken Türkiye’nin bugüne kadar tam olarak değerlendiremediği, anlayamadığı bir bilgenin, düşünürün Türkiye, Mısır, Hindistan, Kafkasya ve Türkistan hakkında 1900’lü yıllarda söylediği ve Tarihçe-i Hayat adlı kitabında yazdıkları, anlattıkları çok ilginç.
1900’den 2010’a açılan bir pencere….
Bediüzzaman İstanbul’dan Van’a gitmek üzere yola çıkar. Batum yoluyla Van’a giderken Tiflis’e uğrar. Tiflis’te bir Rus polisiyle sohbet eder, konuşur. Tarihçe-i Hayat adlı kitabında bu konu şöyle anlatılmaktadır…
Tiflis’te Şeyh San’an tepesine çıkar. Dikkatle etrafı temaşa ederken yanına bir Rus Polisi gelir ve sorar:
“Niye böyle dikkat ediyorsun?”
Bediüzzaman der: “Medresemin plânını yapıyorum.”
O der: “Nerelisin?”
Bediüzzaman: “Bitlisliyim.”
Rus polisi: “Bu Tiflis’dir!”
Bediüzzaman: “Bitlis, Tiflis, birbirinin kardeşidir.”
Rus polisi: “Ne demek?”
Bediüzzaman: “Asya’da, âlem-i İslâmda üç nur, birbiri arkasından inkişafa başlıyor. Sizde birbiri üstünde üç zulmet inkişafa başlayacaktır. Şu perde-i müstebidane yırtılacak, takallüs edecek. Ben de gelip burada medresemi yapacağım.”
Rus polisi: “Heyhat! Şaşarım senin ümidine.”
Bediüzzaman: “Ben de şaşarım senin aklına. Bu kışın devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır.”
Rus polisi: “İslâm parça parça olmuş.”
Bediüzzaman:
“Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâmın müstaid bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadîsinde çalışıyor. Mısır, İslâmın zeki bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor. Kafkas ve Türkistan, İslâmın iki bahadır oğullarıdır; Rus mekteb-i harbiyesinde talim ediyorlar.
İlâ âhir…
Yahu, şu asilzade evlât, şehadetnamelerini aldıktan sonra, herbiri bir kıt’a başına geçecek, muhteşem âdil pederleri olan İslâmiyetin bayrağını âfâk-ı kemâlâtta temevvüc ettirmekle, kader-i Ezelînin nazarında, feleğin inadına, nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını ilân edecektir.
Tarihçe-i Hayat adlı kitabında geçen bu konuşma sonrasında neler oldu? Gerçekten Bediüzzaman’ın söyledikleri gerçekleşti mi?
Benim gözlemlerime göre Rusya’daki baskı rejimi yıkıldı ve Türki Cumhuriyetleri bir bir bağımsızlıklarını ilan etti. Türki Cumhuriyetleri’nde yüzlerce Türk Okulu, kolejler, hatta üniversiteler açıldı. İşadamları Orta Asya’ya akın etti.
Mısır’da yaşanan olaylar da bu pencereden değerlendirilirse daha doğru sonuçlar elde edilebilir.
Mezarını bile tam olarak bilmediğimiz bir bilgenin bir yüzyıl öncesinden yaktığı ışığı şimdi fark etmemiz çok üzücü…
Yusuf İnan
www.yerelgundem.com, 7.2.2011

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*