Bediüzzaman’ın Ramazanı

Hasat mevsimi olan üç aylar Receb ile başlayıp Şaban ile bitiyor. Önümüzde şimdi 9 Temmuz günü başlayacak, iliklerimize kadar yaşanması muhtemel Ramazan ayı var.

Bilindiği gibi Ramazan geldiğinde toplumda ve fertlerde dini uygulamalarda daha fazla bir şevk yaşanır. Daha fazla namaz kılınır. Mesela teravih namazı (bazıları tarafından hatimle) kılınır. Oruç tutulur, Kur’an okunur, çevşen ve risale okumaları artar. Hâsılı Müslümanlar diğer zamanlardan biraz daha fazla dini konularda hassas olurlar ve yaşantılarında daha dikkatli davranırlar.

Peki, risale-i nur talebeleri ne yaparlar?
Veya Üstad Ramazan aylarını nasıl geçirirdi.

Son Şahitlerden Mehmed Çalışkan anlatıyor: “Ramazan ayında önceleri camiye devam etti. Sonraları ‘Fatiha’yı yetiştiremiyorum. İmamlar çok süratli okuyorlar. Ben Şafiî’yim, okumam lâzım’ diyerek, teravihlerde camiye devam edemedi. Bizler bazen evde, arkasında cemaat olurduk. Bir gün akşamdan sonra bizim birader Hasan, “Haydi Üstad Bediüzzaman Said Nursi’ye gidelim, Hoca Efendiyi ziyaret edelim” dedi. Dışarısı karanlıktı, lâmbası yanmıyordu. Fakat içeriden sesi geliyordu. Galiba okuyordu. Ezkârını bitirdikten sonra girecektik. Dışarı çıkarak “Niye geldiniz?” dedi.

“Ziyaretinize geldik efendim” diye cevap verdik.
“Vakit oldu mu?” deyince “Evet, oldu” dedik.
“İyi, haydi teravihe gidelim” dedi ve beraberce teravihe gittik.
Bu hatıradan anladığımıza göre Üstad Teravih için Cami cemaatine katılırmış.

Ramazan’ın bir kısmında teravihleri bir süre camide kılar ama imam namazı hızlı kıldırdığı ve o da sureleri okumakta yetişemediği için camiye gitmekten vazgeçtiği de olmuştur. Mesela,” “Teravih namazını biraz daha ağır kıldırmamı söylemişti. Kendisi Fatiha’yı ancak zorlukla bitiriyormuş, ben rükûa gidiyormuşum. Teravihte cemaat da çok oluyordu. Üstad cemaatin çok olmasından memnun olarak şunu söyledi: ‘Kesret-i cemaatte, vacip olan sehiv secdesi bile affediliyor. İnşaallahu Teâlâ Allah affeder. Okumayı biraz ağırlaştır ki, cemaat Sübhaneke’yi okuyabilsin.’  

Bazı akşamlarda da, Yatsı namazında talebelerine imamlık yapar, teravih namazlarında genellikle Tahiri Mutlu ağabeyi imamete geçirirmiş. Bunun bir örneğini de Bayram Yüksel ağabeyin hatıralarından anlıyoruz; “Üstadımız 1960’ta ‘Bu sene teravihi beraber kılacağız’ dedi. Bizler çok sevindik. Ceylân Ağabeyle konuşmuştuk. ‘Bu sene Ramazan’ı Isparta camilerinde sırayla gidip kılalım.’ Mübarek Tahiri Ağabey teravihi bir buçuk iki saatte kıldırıyordu. İflahımız kesiliyordu. Üstadımızdan böyle müjde gelince çok sevindik. O sırada Ceylan Ağabeyin babası kamyon almış. Ceylân Ağabeyi istiyordu. O da Emirdağ’a gitmişti. Ramazan geldi, namaza başladık. Üstadımız yatsı namazının farzını kıldırıyordu. Tahiri Ağabey de teravihi kıldırıyordu. Bizim yattığımız odanın karşısındaki odayı mescit olarak kullanıyorduk. Odada Üstadımız, Tahiri Ağabey, Zübeyir Ağabey, Sungur Ağabey, Hüsnü kardeşle beş-altı kişi oluyorduk. Ramazan’ın tam on beşiydi. Üstadımız çok rahatsız oldu. Zübeyir Ağabey Tahiri Ağabeye, ‘Ağabey, yarıda keselim, sonra tamamlarız’ sözüne Üstadımız, ‘Yok tamam kılacağız’ dedi. Ve tamam kıldık.”  

Ayrıca, Üstad Said Nursi, Kastamonu Lahikasındaki bir mektubunda diyor ki; “Şimdiden biz tedbir ettik ki, iki Kur’ân’ı, Risale-i Nur’un buradaki has talebeleri, Ramazan-ı Şerifte, her biri, her günde bir cüzün sizinle beraber okumakla, Ramazan’ın her gününde bir hatme-i Kur’âniye olarak, mânevî ve çok geniş bir mecliste, Isparta ve Kastamonu’yu ihata eden bir dairede halka tutan Risale-i Nur talebelerinin ve o dairenin merkezinde sizler bulunmak cihetiyle Risale-i Nur şakirtlerinin etrafınızda olarak, Nakşîde, “hatme-i hâcegân” tarzında, fakat çok büyük bir mikyasta Risale-i Nur’un bütün şakirtleri mânen hazır ve o dairede bulunuyor niyetiyle tasavvurla okunmak, o kudsî hatmeyi yapmak Cenab-ı Hakkın rahmetinden tevfik niyaz ederiz.”

Ramazan risalesinde belirtildiğine göre: “Ramazan-ı Şerif adeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hâsılat için gayet münbit bir zemindir. Ve neşvünemâ-i a’mâl için, bahardaki mâ-i Nisandır.”

Yukarıda sayılan ve sayılmayan; oruç tutma, 5 vakit namaza ilave teravih namazı(hatimli de olabilir) kılmak, kuran okumak, çevşen okumak, sadaka, zekât vermek vs. birçok güzel hareketleri her Müslüman gibi nur talebeleri de yapmaktadır.  

Üstad Said Nursi’nin Ramazan ayında diğer Müslümanlar gibi talebelerinin de nasıl davranmaları gerektiği konusunda Barla lahikasında Re’fet ağabeye yazdığı bir mektubun satır aralarında şöyle bir cümle var. Bunu tüm nur talebelerinin bir daha düşünmelerini rica ediyorum. “Fakat bu şuhûr-u selâse çok kıymettardır; leyle-i Kadrin sırrıyla seksen sene bir ömrü kazandıracak bir vakitte, en iyi, en efdal şeylerle meşgul olmak lâzım geliyor. İnşallah, Kur’ân’a ait mesâille iştigal, bir nevi manevi mütefekkirâne Kur’ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-i Kur’ân manaları risalelerin istinsah ve mütalâalarında vardır itikadındayız.”  

Bu alıntıdan anladığım kadarıyla; 3 aylar çok kıymetli vakitlerdir(içinde Kadir gecesi olması dolayısıyla). Özellikle bu Ramazan günlerinde yapılacak en iyi, en efdal(faziletli, üstün) işler; Kur’ân’a ait meselelerle, mesela Risale-i Nur hizmetleri ile meşgul olmaktır. Bu şekilde meşguliyet, manen, tefekkür ederek Kur’an okumak hükmünde olmakta, hem ibadet, hem ilim öğrenmek, hem de Kur’an’ın lâfzen okunması yerine geçebilmektedir.

Ramazan günlerinde elbette şahsi ibadetlerimizi yapacağız. Ama mesela ders akşamları geldiğinde birinci öncelikli yapmamız gereken, derse katılmak veya Kur’ana ait meselelerle meşgul olmak gerekiyor diye anlıyorum.

Her birimizin bu anlayışlar muvacehesinde davranması duasıyla, bu Ramazan günlerinin hepimize, bütün okuyucularımıza ve Risale-i Nur talebelerine hayırlar ve feyizler getirmesini dilerim.

Dipnotlar:

1-Mehmet Çalışkan.Son Şahitler.2
2-Hafız Nuri Güven. Son Şahitler.3
3-Bayram Yüksel. Son Şahitler.3
4-Kastamonu Lahikası.54. mektup. shf:116. Yeni baskı
5-Barla lahikası yeni tanzim, 257.mektup

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*