Bediüzzaman’ın üslûbuna ihtiyaç var

Yeni Asya Gazetesi Adana Temsilciliği tarafından 2 Mart Pazar günü büyük İslâm âlimi ve fikir adamı Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin vefatının 54. Yılı münasebetiyle gazetemiz yazarlarından Prof. Dr. Ahmet Battal’ın konuşmacı olarak katıldığı “Bediüzzaman Said Nursî’ye göre Toplumsal Hayat ve Birlikte Yaşama” konulu konferans düzenlendi.

Adana Seyhan Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve coşkulu bir katılımla gerçekleşen konferans Abdurrahman Koçak tarafından sunuldu. Program Süleyman Uçar tarafından okunan aşr-ı şerif ile başlayan programda Şair Atilla Yılmaz’ın şiir dinletisi gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Ahmet Battal, Adana gibi farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bölgelerde birlikte yaşamayı başarabilmenin çok önemli olduğunu ifade ederek, “Bediüzzaman Hazretleri Münâzarât isimli eserinde demokrasinin ve Meşrûtiyetin önemini Güneydoğu’da aşiret reisleriyle yaptığı görüşmelerde anlatırken, kendisine ‘Demokraside biz Ermenilerle eşitmişiz.’ diye sorulunca, komşuluk dostluğun komşuluğudur, komşuluk hukukuna riayet edip birlikte yaşamalıyız, diye cevap veriyor” dedi.

Prof. Battal, “Eğer şeytanı ve nefsimizi düşman olarak tanıyabilseydik kalbimizde sulh olur” diyerek, “Kalbimizde bulunan lümme-i şeytaniden korunup nefsimizi dizginlememiz lâzım. Kalbimizde sulhu yerleştirebilirsek önce evimizde, sokağımızda, şehrimizde, ülkemizde ve dünyamızda sulh-i umumiyi elde etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.

BEDİÜZZAMAN’IN ÜSLÛBU

SiyasÎ bir yaklaşım ile değil hakkı ve hakikati aramak maksadıyla Bediüzzaman Said Nursî’nin üslûbuna sahip olmamız gerekir diyen Prof. Dr. Battal, şunları kaydetti:  “Bütün zulüm ve hakaretlere rağmen o asla üslûbunu bozmamıştır. Kavli leyyinle konuşmak çok şey söylemekten çok daha kıymetlidir. Söylediklerimizin doğru olmasına ayrıca dikkat etmemiz gerekmektedir.

Müsbet hareket ve teenni ile fitnenin yatışmasını beklemek gerekir. Bütün dünyanın, Kur’ân’ın ve Risale-i Nur’un prensipleriyle yaşayan Bediüzzaman Said Nursî’nin üslûbuna ihtiyacı var. Üstad Hazretleri bize farklılıklarımızın zenginlik olduğunu, ama bir üstünlük olarak görülmemesi gerektiğini ifade ediyor. Farklılıklarımızı paylaşarak yaşamayı bize öğretiyor.”

Konferans, katılımcıların sorularına cevap verilerek tamamlandı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*