Câmiamızın, değişik bir siması, kadîm arkadaşım, kardeşim Mikâil Yaprak’ın vefatı hepimizi hüzne boğmuştu. İlk hastalığı yanımızda zuhur edince, hep, adım, adım tâkib ettik. Hastahanede tedavisi devam ederken, şifa ve dua mânâsında bir makale yazmıştım.
Ümidle, iyi olacağını bekleyip, hepimiz dua ediyorduk. Ama maatteessüf, Rabbimiz, geçtiğimiz Berat gecesinde, onun takdirini yazmış ve mubarek Ramazan günü yanına almıştı. Vefatından sonra da bir tâziye makalesi yazmıştık.

Mikâil Kardeşimle Birlikte Geçen Hatıralar
Bursa’ya geldikten sonra görüşüyorduk. Bir gün aradı, “kardeş, 65 yaş üstü kartı nereden alacağız?” dedi. Ben de, evlerine yakın bir metro istasyonundan alınabildiğini söyleyip, “mihmandarlık yapayım, yeni gelmiştir” düşüncesiyle, “sen oraya gel, buluşalım, beraber gideriz.” dedim. Torunu Ali Fuad ile beraber gelmişti. Kart ofisinin neler soracaklarını bildiğimden, ona neler yapacağını anlattım. Ama oraya gidince mubarek, benim öğrettiğimin dışında konuşunca, orası kabul etmedi, merkeze gittik. Bu sefer, iyice tenbih ettim. “tamam, senin dediğin gibi diyeceğim” dedi, gülüştük, lâtifeleştik.
Yolda giderken, evraklarına bakarken, nüfus cüzdanına dikkat ettim. Aynı sene doğduğumuzu biliyordum da, hangi ay olduğunu bilmiyordum. Baktım, benden, iki ay kadar daha küçük. Bunu söyleyince “yapma ya…” dedi. “O zaman bundan sonra sana abi diyeyim” dedi. “yok ya, benden iki-üç yaş küçük bazı arkadaşlar bile, yaşımızı göstermediğinden, ismimle hitab ediyor, seninki bir şey değil, biz kardeşiz” dedim, lâtifeleştik. Neyse, merkezdeki kart ofisinde, benim dediğim gibi söyleyince, kartını alabildik. Bursa’daki bazı alışveriş yapılacak esnaflara filân da beraber gidiyorduk, ona, yerlerini öğretiyordum.
Almanya Seyahatleri ve Nur Kardeşliği
Allah’a şükür, Avustralya hariç, dünyanın dört kıt’asını gezmiş, otuz civarında devlet görmüştüm. Fakat şu bizim aşina olduğumuz Almanya’ya, daha gitmemiştim. Almanya’daki kardeşlerimizin idare ettiği “EuroNur – SaidNursi.de” sitesine de, hem makaleler yazıyordum, hem de, Yeni Asya’daki makalelerimizi, site iktibas ediyordu. Oradan da, Abdullah Efe kardeşimizle, bayağı münasebet içinde olduk. Birkaç def’a, beni Almanya’ya dâvet etti. Hattâ oradaki arkadaşlarla beraber, senede iki sefer, cemaatî programlarını söyleyip, onlardan birine gelmemi söyledi.
Ben de, 2014 senesinin son günlerinde, “Nurun bayramı” programına iştirak etmek için, ilk def’a, Almanya’ya gittim. Oradaki kardeşlerimizin; ihlâs, muhabbet, uhuvvet ve muhabbetlerini görünce, çok sevindim. Aynen, bizim 70’li senelerin başındaki nur cemaatimizin hâllerini müşahede ettiğimden, sonraki senelerde de; İsmail Özdemir, Hamza Kara, Süleyman Demir gibi kardeşlerle de gittik. Fakat Almanya seyahatinde, benim devamlı yol arkadaşım, İsmail Özdemir idi. Her sene, bazen, yaz ve kış iki programlarına gittiğimiz oldu. Dediğim gibi, her biri birbirinden kıymetli, isimlerini, tek, tek zikredemeyeceğim kardeşlerimizle muhabbet, beni oraya rabtetmişti.
Geçtiğimiz sene (2024), yaz programına da iştirak etmiştik. Bir gün, beni Mikâil aradı. Baktım, sesi biraz garibti. “ne oldu?” dedim. Dedi ki;” siz Almanya’ya, kendi imkânlarınızla gitmiyor musunuz, uçak biletlerini filân, kendi paranızla almıyor musunuz?” dedi. “evet, kimseye yük olmuyoruz şükür” dedim. “yahu, ben de öyle biliyorum, geçenlerde birileriyle, sizden bahis açıldı, Almanya’da olduğunuz ortaya gelince bazıları ‘tabii, Almanya’dan, hep uçak biletlerini yolladıkları için hep giderler’ deyince, ben itiraz ettim, öyle değil, onlar kendi imkânlarıyla gitmiştir! dedim. Demek, doğru bilmişim” işte maalesef, üstadın, sık bahsettiği kıskançlık, fesatlığın tezahürü, nasıl da görünüyor. Hâlbuki
“Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onların şerefleriyle şâkirâne iftihar etmektir.” İhlas Risalesi
Düsturu ile hareket etmek varken, böyle hareket, anlaşılır gibi değil.
Evet, Mikâil kardeşimizi, böyle, bir iki hatırayla daha, yâ’d edelim istedik. Allah, kardeşimize, tekrar rahmet eylesin!
Allah razı olsun abi. Rabbim Cennetinde yeni hatıralar yaşamayı nasib etsin hepimize.