Bir mübarek gecenin daha sinesine düştü gönlümüz. Günahkârız. Kulluk yapamadık; berata muhtacız. Berat alamadığımız takdirde hesabımız Mahkeme-i Kübra’ya kalırsa, ne vahim! Ne olur hâlimiz? Ya burada, bugün, af ve berat; ya orada, o gün, hesap ve adalet! Tercih bizim; takdir Allah Teâlâ’nın.
Müjdeyse büyük! Haber Fahr-i Kâinattan (asm). Resûlullah Efendimiz (asm) buyurur ki: “Şaban ayının on beşinci gecesi geldiğinde geceyi namazla, gündüzü de oruçla ikame edin. O gece güneş battıktan sonra Allah Teâlâ kullarına şöyle seslenir: ‘Tevbe eden yok mu? Af ve mağfiret edeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızıklandırayım! Musibetten kurtulmak isteyen yok mu? Selâmet ve afiyet vereyim!’ Bu durum fecrin doğmasına kadar devam eder.”1
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asm) Şaban ayının on üçüncü gecesi koydu mübârek başını secdeye. Ümmeti için af ve mağfiret istiyordu; kendisine ümmetinin üçte birinin bağışlandığı müjdelendi. on dördüncü gece tekrar secdedeydi Şefkatli Resûl (asm). Yine ümmetini istiyordu; ümmetinin üçte ikisinin mağfiret edildiği müjdelendi. Ve on beşinci gece yeniden o mübârek baş Allah’ın huzurunda eğildi, secdeye kapandı. Allah Resûlü (asm) ümmetinin tamamını istiyordu bu defa. Bu gece, Allah’tan yüz çevirenler dışında, ümmetinin tamamı bağışlandı. Bir başka haberle bu gece, Benî Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca ümmetine mağfiret olundu.2
Duhan sûresinin ilk altı âyetinin bu geceden bahsettiğine dâir âlimlerin kanaati büyüktür. Bu âyetlerde Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Hâ Mîm. Apaçık Kitaba and olsun ki, Biz O’nu Mübârek bir gecede indirdik. Muhakkak Biz, uyarıcıyız. O gecede her hikmetli iş tefrik edilir, hüküm verilir. Katımızdan bir emir olarak! Muhakkak Biz, peygamber göndericiyiz! Senin Rabb’inin katından bir rahmet olarak! Muhakkak O Semî ve Alîm’dir.”3
Kulların bir senelik erzakının, ecellerinin ve sair tüm işlerinin bu gecede hüküm verildiği, tefrik ve takdir edildiği ve bu hükmün meleklerce istinsâhına bu gecede başlanarak Kadir Gecesine kadar yazıldığı ve bitirildiği rivâyet olunur.4
Bu gecenin Kadir gecesi kudsiyetinde bulunduğunu beyan eden Bedîüzzaman Hazretleri (ra), Leyle-i Berât’ın, mukadderât-ı beşeriyenin programı nevinden olması cihetiyle, bütün sene için bir kudsî çekirdek hükmünde olduğunu, Leyle-i Kadirde otuz bin olan her “bir hasene”nin, her bir salih amelin ve her bir Kur’ân harfinin Leyle-i Berat’ta yirmi bin sevabının bulunduğunu, bu gecenin elli senelik bir ibâdet hükmüne geçebileceğini, binâenaleyh bu gecede elden geldiği kadar Kur’ân ile, istiğfâr ile ve salavât ile meşgul olmanın büyük bir kâr olduğunu kaydeder.5 Ayrıca bir mektubunda ehl-i îmân ve ehl-i hizmetin her bir gecesinin, Leyle-i Miraç, Leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir kadar kıymettar olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz eder.6
Bu geceden başlayarak Kadir Gecesine kadar sürecek olan ve bizimle birebir ilgili bulunan bu lâhûtî zaman diliminin her bir saatini duâ ve niyaz hâliyle idrâk etmemizin ve her fırsatta Rabb-i Rahîm’imizden hakkımızda hayırlısını istememizin, hiç ihmâle gelir tarafı yoktur. Mübârek Ramazan ayının da bereketiyle inşaallah bizim bir adımımıza Cenab-ı Hakk’ın koşarak mukâbelede bulunduğuna şâhit olacağız. Tazarrû ve niyâz içinde ebedî saadetimiz hesabına sayısız hasenât isteyebilme imkânı elde edeceğiz. Allah’ın izniyle Allah’ın rızâsını, sâdece rızâsını talep edeceğiz. Âlem-i İslâm’ın ve Müslümanların üzerinden kara bulutların kaldırılması için duâlarımız inşaallah arşa yükselecek. Dünyâ ve deccâl fitnesinden, şeytan ve nefis şerrinden, Cehennem azabından Allah’a sığınacağız. Ve Rahmân’ür-Rahîm’den, sayısız duâlarla—inşaallah—Cennet’i ve bekâyı isteyeceğiz.
Hülâsa bir mânevî ticâret mevsiminin gölgesinin üzerimize düştüğü şu günlerde, sebepleri ve vesileleri bir yana bırakarak doğrudan Rabb’imize kendimizi vermemiz, doğrudan Hâlık’ımıza teveccüh etmemiz, doğrudan Sâni’imize yönelmemiz, doğrudan Sâhib’imize temâyül göstermemiz ne büyük bir tecellîdir, ne eşsiz bir mazhariyettir, ne muazzam bir ubûdiyettir!
Berât Gecesi ile birlikte, gelmekte olan mübârek günler hürmetine Cenab-ı Hak ehl-i îmânı her türlü maddî-mânevî, dünyevî-uhrevî âfet ve musîbetlerden muhâfaza buyursun. Âmin.
Leyle-i Berât’ınızı tebrik ederim.
Dipnotlar:
1- İbn-i Mâce, İ. Salah, 191
2- M. H. Yazır, H. Dini K. Dili, S. 4294
3- Duhân Sûresi, 44/1-6
4- M. H. Yazır, a.g.e., S. 4295
5- Şuâlar, S. 433
6- K. Lahikası, S. 58
Benzer konuda makaleler:
- Leyle-i Berat ve müjdeler
- Berat ve mukadderat gecesi
- Berat, beratımız olsun
- Müstesna bir ibadet gecesi: Berat Gecesi
- Leyle-i Berat: Elli yıla bedel bir gece
- Elli seneye denk bir ibadet gecesi
- Leyle-i Berat
- Mi’rac, ikinci bir Kadir gecesi hükmündedir
- Mi’rac, ikinci bir Kadir gecesi hükmündedir
- Berat Kandilinde yapılacak ibadetler

1963 Mersin Gülnar doğumlu olan Süleyman Kösmene, ilköğrenimini doğduğu köy olan Yarmasu köyünde yaptı. 1981 Mersin İmam-Hatip Lisesi; 1986 Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Milli Eğitimin çeşitli kademelerinde öğretmenlik ve idarecilik yaptı. Yeni Asya Gazetesi Fıkıh Günlüğü köşesinde günlük yazılar yazmakta olan yazarımız, İstanbul’da yayın yapan Bizim Radyo’da ve EuroNur.tv’de programlar yapmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
İlk yorum yapan olun