Bir adım daha

Yıkıcılar, gece gündüz mesai harcayıp, ‘Bir kişi daha kazanabilir miyiz acaba?’, ‘Bir kişiyi daha halkamıza katabilir miyiz, bir kişiyi daha nasıl tuzağımıza düşürebiliriz, bir kişiyi daha hangi zaafından yakalayıp operasyonumuzu gerçekleştirebiliriz?’ vb. bir gayret, bir çaba, bir emek, bir masraf, bir harcama içerisinde iken; ebedî bir dünyayı kazanmak ya da kaybetmek dâvâsında olanların, bu kadar olmasa da, ‘bir adım daha’ atacak, ‘bir hamle daha’ yapacak, ‘bir tebliğ daha’ gerçekleştirecek çabaları, gayretleri, hamiyetleri, mesaileri, emekleri, masrafları, harcamaları olmazsa, o zaman Cenâb-ı Hak elbette yıkıcıların emeklerinin karşılığını ‘adalet-i İlâhî’ çerçevesinde verecektir.

Gençlerimiz, çocuklarımız, kadın ve kızlarımız, ailelerimiz üzerinde bu derece yıkım planları, yıkım harcamaları, yıkım mesaileri gerçekleşirken; ehl-i imanın, yapıcıların; kadınlarımızı, kızlarımızı, gençlerimizi, çocuklarımızı ve ailelerimizi nasıl muhafaza edebiliriz, nasıl onları bu şer odaklarının pençesine düşmekten kurtarabiliriz hesabı, derdi, tasarı içerisinde olmazsa; o zaman yıkımın daha belirgin olarak kendini göstermesi kaçınılmaz olacaktır.

Allah muhafaza!
Bu uzun iki paragraftan sonra, sadede gelelim.
Üstelik tahrip kolay, tamir çok zorken. Yani ehl-i imanın, çok daha güçlü mesailer, masraflar, çabalar içerisinde olması kaçınılmazken…

Bir de senin yirmi yıldır emek sarf ettiğin evlâdına kazandırdıklarını, yıkım ekibi, yirmi dakikalık bir filmle yok ediyorlar.
O zaman ‘Ne yapmamız gerekiyor?’ sorusu üzerinde düşünmemiz gerekiyor.

Her şeyden önce, eş ve çocuklarımızla çok sağlam bir iletişim içerisinde olmamız şart. Yani onlarla her şeyi konuşabileceğimiz bir ortam oluşturulmalıdır. Onları çok güçlü olarak dinlememiz gerekiyor.

Dünyada en çok kendilerinin sevildiğini bilmeleri ve hissetmeleri gerekiyor.
Ev ve aile ortamlarının, dünyanın en neşeli, zevkli ve eğlenceli ortamlar olduğunu yaşamaları gerekiyor.
‘Meşrû daire’ şartları çerçevesinde, hürriyetlerini, özgürlüklerini ‘şahane’ olarak yaşamaları gerekiyor.

Onların kendileri üzerinde ne gibi derin odakların, nasıl planlar ve projeler içerisinde olduklarını onlarla konuşmamız ve onları uyarmamız gerekiyor.
Onlara yüksek bir himmet kazandırmamız gerekiyor. Kendilerini aşıp, bütün bir Müslüman toplumun heyecanını, hazzını içlerinde hissetmelerini sağlamak gerekiyor.

Onun için, yaşı ve şartları ne olursa olsun, herkesin mutlaka ‘bir adım daha’ atabilecek bir heyecanı, potansiyeli, gücü, kuvveti vardır. Ama bazen birisinin atabileceği adım, bir başkasının atabileceği adıma bağlı olabiliyor. Onun için küçük küçük kıpırdanışlar, gitgide, bir çığ gibi büyüyecektir.
Kocaman bir adım değil, küçük de olsa, ‘bir adım daha’ kampanyası, çok şeyleri değiştirebilecek niteliktedir.

Unutmamalıdır ki, “Hiçbir küçük, küçük değildir.”
Bir kişinin, ‘bir adım daha’ attığını düşünün; iki oluyor.
O ikinin, bir adım daha attığını düşünün; dört oluyor.
Dördü düşünün, sekiz oluyor.
Derken, toplumsal değişim ve dönüşüm işte böyle gerçekleşiyor.
Bir camiada, böyle bir hareketi düşünün, yani bin kişinin bir anda, ‘bir adım daha’ attığını düşünün; iki bin kişilik bir kıpırdanış gerçekleşiyor.
Zaten bırakın bin kişileri, gücüne inanarak bir kişinin bazen ‘nitelikli’ bir adımı, binler kişinin uyanışına, kıpırdanışına, hareketine vesile olacaktır.
Ama bu adımların hepsinin altında bir hakikat gizlidir ki o da, ‘ihlâs’tır.

İhlâslı ‘bir adım’, binler adımı beraberinde getirecektir.
Tabiî herkes kendi ‘adımı’ndan sorumludur.
‘O bir adım atarsa, ben de atarım’ şeklinde değil, “Ben, kendi adımımı atmakla sorumluyum.”dur olması gereken.

Ama şunu da unutmamak gerekiyor ki, bir adım, bir adım daha, bir adım daha olunca, bir toplumsal ruh oluşuyor, seferberlik başlıyor. Böylece uyuyan nice ruhlar da harekete geçiyor ve uyanıyor.

Haydin o zaman hep birlikte; ne yapıyorsak ve ne kadar yapıyorsak, hayırlar, hasenatlar ve iyilikler anlamında, ‘bir adım daha’ atalım.

Göreceksiniz çok şeyler değişecek.
Bütün bunlar, bir fabrikanın bir düğmesine dokunmak gibi. Kocaman bir fabrika işliyor, binlerce çarklar dönmeye başlıyor ve ürünler kendini gösteriyor.

O zaman daha ne bekliyoruz?
Sadece ‘bir adım daha’.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*