Bir arada yaşamanın formülleri

alt

Gazetemizin önceki gün nüshasında, Hizan Kaymakamı Sedat İnci’nin bir konuşması yer aldı. Konuşmadan çok bir tesbit… Daha doğrusu devletin öteden beri görmek istemediği bir hakikati gözler önüne serdi.

İnci diyordu ki:

“Bediüzzaman Said Nursi, yaşarken bütünleştiren, birleştiren bir kişiliktir. Bugün de herkesi kucaklayan mesajları ve öğretileriyle bütün etnik, mezhepsel ve bölgesel farklılıkları birleştiren bir niteliğe sahiptir.”

Doğru mudur?

El/Hak doğrudur!

Aynı minval üzre, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez’de yine Hizan ilçesinde “Şehr-i Bediüzzaman Hizan Kültür Etkinlikleri ve Nurs Mevlidi” kapsamında dillendirdiği tesbitleri de çarpıcıydı.

Diyordu ki:

“Risale-i Nur’ların da Kur’an’ın tefsiri niteliğinde olduğunu görüyoruz. 80 yıllık hayatında her sözünde aşıladığı umut, gelecek nesillere armağanlarından biridir.”

“Bu coğrafyanın her yerini bir horhor medresesine dönüştüren Bediüzzaman Said Nursi’ye Allah’tan rahmet” dileyen Görmez, “Bağrında büyük bir Kur’an hizmetkarını, büyük bir alimi ve büyük bir iman muallimini çıkaran Nurs köylülerine selam olsun. Bediüzzaman’ın İslam aleminin en çok ihtiyaç duyduğu ancak 80 yıllık hayatını vakfettiği üç şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kur’an’ın tefsiri mahiyetindeki bütün eserleri okuduğunuzda, Risale-i Nurların da Kur’an’ın tefsiri niteliğinde olduğunu görüyoruz. 80 yıllık hayatında her sözünde aşıladığı umut, gelecek nesillere armağanlarından biridir.” (TRT Türk)

Evet, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in bu konuşmaları devletin televizyonundan aynen bu şekilde verildi.

Devlet, artık gerçekleri görüyor. Devletin kaymakamı, Diyanet Reisi ve yetkili kurumların sözcüleri artık Risale-i Nur ve hakikatlerini gizlemiyor, bilakis tedavi ve inşası için var gücüyle millete duyurma çabası içinde.

Masamda, Köprü Dergisi’nin son sayısı var. “Said Nursi’ye göre Bir arada yaşama prensipleri” konusunu işlemiş.

Gerçekten de, istifadeye medar olması hasebiyle Köprü dergisinin bu sayısı devlet protokolüne gönderilmeli.

Hizan Kaymakamı Sedat İnci’nin konuşmasında Bediüzzaman’ın “bütünleştiren, birleştiren bir kişilik” olduğu yönüne vurgu yaparken, Köprü dergisinde Dr. Cafer Kaysıcı’nın da “Bediüzzaman’a göre birlikte yaşamanın formülleri” başlığı ilgimi çekti.

Özetle; Bediüzzaman’ın bir arada yaşama ile ilgili formülleri ortaya koyarken kendisinin Kur’an-ı Kerim’i me’haz yaptığını ve ortaya konan birçok çarenin içerisinde “biz, müsbet hareket, İslami yaşantı, adalet, kardeşlik, iktisat, siyasi denge ve azınlık hakları” konusundaki tesbitleri nazarlara sunmuş.

Evet, günümüzde müsbet hareket öylesine önemli ki, bu gün toplumun özlemle beklediği bir davranış biçimidir.

Cumhuriyet, toplumda müsbet hareketi tesis etmek için olmalı. Zira, Bediüzzaman hazretleri Osmanlı devleti içerisinde yer alan azınlık grup olan Ermenilerle bile ilişkilerin ölçüsünü ifade ederken, aslında tüm azınlıklarla ilişkileri sağlıklı bir ortamda sürdürmenin formülünü de ortaya koymuş olduğunu görmekteyiz.

Köprü dergisini yöneten arkadaşları bu vesileyle tebrik ediyorum, özellikle zihinlerin karışık olduğu şu dönemde ihtiyaç duyduğumuz konuyu gündeme getirerek, devlet ricalinin de arayıp da bulamadığı kaynak konuları işlemiş oldular.

Bediüzzaman anlaşılmayı bekleyen bir mütefekkir. Özellikle bu coğrafya üzerinde sunduğu “tez”ler kabul görmeye başladı. Devletin tüm yetkili organları Risale-i Nur’a sahip çıkmakla birlikte bu gemiyi kurtaracaklarını artık anlamalı.

Bu reçeteler aynı tazeliğinde, güncelliğini koruyarak bir arada yaşamanın bir formülü olarak elimizde bulunmaktadır.

Gücünü ve ilhamını Kur’an-ı Kerim gibi kıyamete kadar muhafaza edilecek evrensel bir kitaptan alan Risale-i Nur ve müellifi Bediüzzaman Said Nursi, o yüce Kitab’ın söndürülmez ışığının parıltısını günümüze kadar taşıyabilmiştir.

Ne mutlu bu ışığı, bu “nur”u görebilen devlet yetkililerine!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*