Bir gencin dilinden Yeni Asya

İnsan, varlığın kıymetini elinden gidince daha da derinlemesine hissediyor. Ve düşünceler hicrete dönüşüyor.

Yolculuk başlarken, diğer yandan araştırma meyli ortaya çıkıyor. Yokluğun içinde varlığı yaratan Kadir-i Hikmet, tefekkür penceresiyle bizlere hakikatleri sergiliyor. Yoklukla, varlığın kıymetini anlayabilmek için yazdırılmıştır. Hayırlı tefekkürlü seyirleriniz olsun.

Dağıtımda yaşanan sıkıntılardan dolayı yaklaşık 1 aydır eve gazete girmiyordu. Bu ne demek biliyor musunuz?

Susuz çöllerde, dağdağalı gece karanlığında dört bir taraftan hücumlara maruz kalan bir gencin; Risalet-i Ahmediye’nin (asm) hakikat nuruyla nurlanmış, felâket ve helâket asrının dâvâ adamı Bediüzzaman’ın duâsıyla yola çıkan Nuh’un Gemisi misali Nur gemisine binememesi demek. Yolculuğu yarıda bırakıp kendini divanece günah okyanusuna atmak demek. Pusulasını kaybeden gencin; vicdanındaki siren sesli alarmların aralıksız susmaması demek. Damarlarındaki kanın hakikatsizlikten geri çekilip kalbine gidememesi demek. Bütün hücrelerinin o gün oksijensizlikten can çekişiyor olması demek. Ruhunun nefes alamaması ve aç kalması demek. Tâbiri yerindeyse hastahanelerde âcilde durumu en ağır hasta demek. Vicdan azabıyla şaşkına dönen aklının çıkış yolu bulamaması demek. Gündemle ilgili soru sorarsa ne yaparım diye korku içinde gününü geçiren bir talebenin o gün için dâvâsının hakkını veremediğindeki o çaresizlik demek. Okullardaki yoğun derslerden sonra teneffüse ilk çıktığındaki ciğerlerine çektiğin o ilk oksijen zerreleri gibi, tadı damağından hiç gitmeyen hakikat kokan, Nur kokan gazete demek. Anne yemeği gibi şefkat dolu, baba yüreği gibi sağlam ve güvenilir bir liman demek.

Dünyada hiç kimse kalmasa bile sana en sağlam arkadaş demek, hani hiç bırakmayanlardan. Torunlarına anlatabileceğin anılar demek. İlerleyen yaşına rağmen okudukça genç kalmak demek. Ve içten yazı yazabileceğin güvenilir tek gazete demek. Hizmet yolunda olmak demek. Zübeyrî çizgi üzerinde ilerleyen yolcu demek. Zübeyri ahlâkla ahlâklanmak demek. Dâvâ demek, dâvâ yolunda “ben de varım!” demek. Velhasıl Bediüzzaman’ın Gazetesi demek.

Genç olarak bütün bunları hissetmek bizleri araştırmaya sevk ediyor. Yeni Asya Gazetesi var, ama nasıl Yeni Asya olmuş? Nasıl mücadeleler verilmiş?

‘21 Şubat 1970’de, “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şûrâdır” parolasıyla, Bab-ı Ali’de günlük bir gazete doğdu: YENİ ASYA. Burada bir noktayı da dikkate sunmamız lâzım: “21 Şubat 1970 yılında basın hayatına adım atan Yeni Asya, 170 bin lira eksi bakiye, yani borç para ve bir buçuk gazeteci ile kurulmuştur. Bin bir güçlükle yayınını sürdürür. Sadece 1980-84 arası dört sefer kapatılır, üç isim değiştirir: Kapatılır Yeni Nesil olur, kapatılır Tasvir olur, kapatılır Hür Yurt’u çıkarmaya hazırlanır ve tekrar Yeni Asya’ya döner.” (Bediüzzaman’ın gazetesi Yeni Asya’nın kuruluşu, Ali Ferşadoğlu, 21 Şubat 2014)

“Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sadâ İslâm’ın sadâsı olacaktır’’ sloganıyla biz gençlerin gönüllerinde taht kuran Yeni Asya gazetemiz farklı muhtevalarıyla bizlerin her yönden gelişmemize katkı sağlıyor. Gündemden ekonomiye, aileden eğitime kadar birçok başlıkla günlük bilgi ihtiyacımızı en mükemmel şekilde karşılıyor.

Mehmet Kutlular şöyle ifade ediyor: “Bir gazeteye ihtiyacımız var cemaat olarak. Bizim kardeşlerimiz başka gazeteleri alıyor, okuyorlar; kafaları karışıyor. Dolayısıyla kendimizi savunacak, Risâle-i Nur hakikatlerini neşredecek, düşünce birliğini temin edecek bir gazeteye ihtiyacımız var.” (İşte Hayatım – 96.) Gençleri sosyal medya, tv, internet bağımlılığından koruyan gazetemizin her günü bir öncekinden daha kaliteli oluyor. Toplum hayatına daha sağlam adımlar atarak ilerleyen gençlik oluşurken, İslâm’ın vermiş olduğu terbiye ile vatanını, milletini koruyan cevherler yetişiyor. Ahir zamandaki sefalet ve sarhoşlukla yetişen gençliği, Asr-ı Saadette yaşayan iman dolu sahabeler gibi yetiştiriyor. Zübeyir Gündüzalp şöyle ifade ediyor:

‘Ey, bin seneden beri İslâmiyetin bayraktarlığını yapan bir milletin torunları olan cengâver ruhlu kardeşlerim! Bu zamanın ve gelecek asırların Müslümanları ve bizler, Kur’ân-ı Azimüşşânın tefsiri olan öyle bir rehbere muhtacız ki, tahkikî imân dersleriyle, imân mertebelerinde terakki ve teâli ettirsin. Hem korkak değil, bilâkis Risale-i Nur Talebeleri gibi cesur ve kahraman ve faal ve amel-i salih sahibi, mütedeyyin, müttaki ve bununla beraber, şahsî rahatlık ve menfaatlarını imân ve İslâmiyetin kurtuluşu uğrunda fedâ eden, fedâi ve mücahid Müslümanlar yetiştirsin, neme lâzımcılıktan kurtarsın.” (Sözler/Konferans)

Risale-i Nur’un perspektifiyle günümüze bakan Yeni Asya Gazetemiz, biz gençlerin ‘oku hayatını kurtar’ düşüncesiyle sağlam gelecekle ilerlememizi sağlıyor. Yolumuzu aydınlatan Yeni Asya gazetemizden, yazılarıyla bizlere hakikatleri sunan bütün yazarlarımızdan, her türlü maddî ve manevî desteklerini esirgemeyen kardeşlerimizden Cenâb-ı Hak ebediyen razı olsun.

Gelin genç kardeşlerim! Yeni Asya okumadığımız gün olmasın..

Selâm ve duâ ile…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*