Bazı aileler vardır, iman dâvâsına bütün fertleri ile katılırlar.
Anadolu’da böyle sayısız aileleri biliyorum.
Bizim Çorum’da da böyle bir çok aileler var.
İşte Kaya Ailesi de böyle bahtiyar ailelerden biridir.
Önce emekli astsubay olan Metin kardeşimle başladı bu serüven.
Sonra yavaş yavaş ailenin diğer kardeşlerine ve fertlerine sirayet etti.
Daha sonra Çetin kardeşim.
Sonra “muhteşem Süleyman” diye tabir ettiğimiz emekli öğretmen Süleyman.
Nur dâvâsına intisap edemeyen bir Ahmet kardeşim kalmıştı.
Çetin kardeşime diyordum:
“Şu Ahmet’i de getir kadro tamamlansın!”
Ahmet kardeşim o zaman babasının kamyonu ile nakliyecilik yapıyordu.
Zaman zaman uğrar muhabbet ederdik büroda.
Yavaş yavaş Nurlar’a ısınmaya başladı kardeşim.
Fakat yaptığı iş çok yorucu ve meşakkatli idi.
Bu işten artık usanmıştı.
Yerleşik bir iş istiyor, hizmetlere daha yakından katkıda bulunmak arzu ediyordu.
1980’li yıllar…
O yıllarda Çorum Şeker Fabrikası’nın inşaatı bitmiş eleman alıyorlardı.
Kendisi endüstri meslek lisesi, metal işleri bölümü mezunu idi..
Kısmet oldu, bu fabrikaya işçi olarak girdi.
O zaman daha düzenli bir hayata adım atmış oldu.
Evlerimiz yakındı.
Bir ailenin fertleri gibi idik.
Rahmetli babası ve annesi bu duruma hayli sevinmiş, bizlere duâlar ediyorlardı.
Ahmet kardeşim artık faal bir Nur Talebesi idi.
Derslere muntazaman geliyor, hizmetlerin her kademesinde bulunuyordu.
İlçe, il ve bölge meşveretlerine beraber gidiyorduk.
Fakat bir aracımız yoktu.
Ahmet kardeşime dedim:
“Kardeşim bir araba alalım, artık bu zarurî bir ihtiyaç halini aldı.”
Araştırdık, sonunda Renault Station marka bir otomobil aldık.
Tabi ben daha acemiyim.
Bir çok yerlere Ahmet kardeşim götürüyordu bizi.
Umumî meşverete, bölgelere, programlara ve ilçelere…
Sonra Alaca ilçemizde bacımız ile hayatlarını birleştirdiler.
Bir taraftan iş hayatı, diğer taraftan yoğun hizmet meşgaleleri…
Kesintisiz hizmetlere iştirak ediyordu Ahmet kardeşim.
Sessiz ve sakindi.
Birazda mahcup…
Fıtratı hizmetin fıtratı idi.
Yıllar yılları kovaladı.
Üç tane erkek çocukları oldu.
Onlarda hizmetin ucundan tutmayğa başladılar.
Her hizmetin içinde idi. Ahmet Kaya kardeşim.
Daha sonra emekli oldu.
Bu defa daha fazla hizmetler ve öğrenciler ile yakından ilgilenmeye başladı..
Kargı piknik toplantılarını yıllarca organize etti.
Gençlerle ilgisi ve şefkati harika idi.
Âdeta öz kardeşten daha yakındık birbirimize.
Okuma programlarını organize ediyor, dershanenin bütün işleri ile yakından ilgileniyordu.
Faal bir hizmet insanı idi…
Bir çok kardeşimizin Nurlar’la müşerref olmasına vesile olmuştu.
Daha sonra kendi köylerine yazlık konutların inşasına önderlik etti.
Elliye yakın bu yazlık sitede akrabaları ile daha yakından buluşup kaynaşmalarına vesile oluyordu.
Yaz aylarında burada kalıyordu.
Ahmet kardeşim baba tarafından Karadenizli, anne tarafından Kafkas kökenli bir aileden geliyordu.
Her iki nesebin bahadırlığı, ortaya bir Nur fedailiği çıkarmıştı.
Bütün çevresini Nurlardan haberdar etmişti.
Yıllar böylesine devam ederken, devası zor bir hastalığa muhatap oldu Ahmet kardeşim.
Çok acılar çekti.
Bu bir kaç yıl devam etti.
Artık hastalığı dayanılmayacak hale gelmişti.
Çocukları kendisine çok yakından yardımcı oldular.
Ve, sonunda ruhunu Rahman’a teslim etti…
Ramazan Bayramı’nın ikinci günü idi.
Bayramın üçüncü günü kendi köyünde büyük bir kalabalık ile defnini yaptık.
Ankara’dan Ali Vapurlu Ağabey kabir başında güzel bir ders yaptı.
İlçelerimizden, Samsun’dan, Amasya’dan, Suluova’dan, Merzifon’dan, Konya Ereğliden, Kastamonu’dan, İskilip’ten ve daha sayamadığım bir çok yerlerden iştirak edenler oldu.
Mekânın Cennet olsun Ahmet kardeşim.
Kader bu.
Genç sayılacak yaşta ebedî âleme gittin.
Acıların dindi kardeşim.
İmam Efendi sordu:
“Nasıl bilirsiniz?”
Bütün zerratı vücudumuzla, iyi biliriz.
Bütün sevenlerine, kardeşlerine, annesine, cemaatımıza taziyetlerimi iletiyorum.
Sanki vücudumuzdan bir parça kopmuş gibi oldu.
Ama, madem mevt idam değil…
Gerisi önemli değil.
Raşit Yücel
Benzer konuda makaleler:
- Hizmetine Şahidim!
- Hangi emeklinin maaşını eşitleyeceksiniz?
- Ahmet Gümüş Ağabey Hakk’a yürüdü…
- Bir son şahit daha veda etti
- İttihad bozarak hizmet edilir mi?
- Ahmed Altuntaş vefat etti
- Demokratlık, Yeni Asya ve istikamet
- Seni unutmak mümkün değil Ali Ağabey
- Altmışından sonra Kur’ân öğrenmeye başladılar
- Kılıca dayanarak hutbe okumak
İlk yorum yapan olun