Bir simülasyon içinde mi yaşıyoruz?

Televizyonlarda doğru dürüst seyredilecek program kalmadı. En ilgi çekici programlar ise belgeseller. Bilhassa bazı TV kanallarında yayınlanan belgeseller müthiş bir tefekkür fırsatı veriyor insana. Afrika’nın o geniş otlaklarında çok hareketli bir yaşam mücadelesi var, seyretmeye değer. Yine böyle bir gün BBC tarafından yapılmış bir belgesel izliyoruz. En güzel mekanlarda çekilmiş. Öyle ince noktalardan çekim yapılmış ki, hayatın en gizli noktaları bile kayıt altına alınmış. Heyecanla o belgeseli seyrediyoruz. Bazen de zihni olarak o mekanlara misafir oluyoruz. Allah’ın harika sanatlarını müthiş bir tefekkürle izlemeye devam ediyoruz.

Bu seyrettiğimiz olay elbette ki gerçek yaşamdan alınmış. Fakat biz bu manzaraları bir cam panel üzerinden görüyoruz. Yani TV ekranından seyrediyoruz. Aslında gördüğümüz şey bir ışık dağılımı. Yani ışığın değişik dalga boylarında TV’deki piksel denilen küçük kutucuklar üzerinde düşen şekli ile görüyoruz. Daha doğrusu ekranda gördüğümüz ağaç, hayvan, böcek, çiçek gibi tüm mahlukat bir ışık dalgasından ibaret. Veya elektromanyetik spektrumun değişik dalga boylarının görüntüsü.

Belki bir adım daha geri gitsek ışığın arkasında çalışan programı fark ederiz. Çünkü bir ekran üzerindeki görüntü tamamen bir programa ve yazılıma istinat eder. Yani o ekranda gördüğümüz her nesne geri planda bir yazılım neticesi ile gözümüze gözüküyor. Program içinde hangi kareye ne kadar ışık yansıyacak ve o karelerin bir araya gelmesi ile hangi görüntü elde edilecek, işte tüm bu bilgiler TV ekranı geri planındaki program içinde çalışmakta.

Peki yazılım ve kotların arkasında ne var?

Az biraz yazılım bilgisi olan bu görüntü ve kayıtların ikili saysı sistemine göre kotlandığını, bütün o bilgilerin aslında 0 ve 1 aralığında çalışan, yani var ve yok mantığı ile çalışan ikili sayı sistemi olduğunu kolaylıkla anlar. Yani TV gördüğünüz her şey 1 in bir fonksiyonudur. Yani kayıt 1=var, 0=yok üzerine kuruludur. İşte bütün TV ve monitörlerde gösterilen görüntünün aslı 1 ve 0 denilen ikili sayı siteminin bir tezahürü.

Peki canlı yaşamı üzerinden alınan bu görüntüler böyle bir kot sistemi üzerinden çalışıyor da canlı program nasıl işliyor?

Bu sualin cevabı yine insanlığın keşfettiği program ve yazılım noktasında saklı. Zira kainatta da bir yazılım ve programın işlediği gözüküyor. Canlı yaşam üzerinde zaten DNA denilen kotlar var. Bu açık ve net olarak biliniyor. DNA ise doğrudan bir yazılım ve program. Canlı yaşam tamamen bu program ve yazılım doğrultusunda çalışıyor. Bütün yumurtalar, çekirdekler, spermler buna açık bir deilil. Dünya yüzündeki faaliyete bakılırsa yine mükemmel bir programın dünya ve kainat ölçeğinde işlediği görülür.

Şu yaşadığımız Arz yüzünü nazara alalım. Farı muhal, dünya yüzünde hiçbir bitki hayvan, insan, dağ ve deniz olmadığını kabul etsek ve biz de bir uçakla atmosferden baksa idik ne görecektik? Aynı bir TV ekranı gibi boş bir yüzey görmeyecek miydik? Elbette ki böyle görünecekti. İşte Allah’ın emri ile, “kün fe yekün” gibi ilahi bir emirle birden bitkiler, hayvanlar, denizler, dağlar nehirler ve diğer mahlukat hayat sahnesine çıkacaktı. Sanki kün fe yekün bir bilgisayar programını başlatmak için “enter” butonuna basmak gibi bir mahiyet taşıyacaktı.

İşte dünya yüzünde de böyle mükemmel bir programın çalıştığı açıkça görülüyor. Nasıl ki insanlar ikili sayı sistemine göre kotlayıp TV ekranlarında bir hayat kuruyorlar. Aynen öyle de Hikmet-i İlahi de tek bir mahlukunu çalıştırarak şu gördüğümüz kainatı mükemmel bir programla çalıştırıp gören gözlere gösteriyor.

Çünkü kainattaki maddi yapının aslı elektron denen tek bir maddededir. Bütün mahlukatın yapı taşı işte bu tek maddedir. Zira maddi yapılarımız elementlerden müteşekkildir. Elementler ise elektronlarla teşkil edilmiş. Bir elektronu olan hidrojen, iki elektronu olan helyum, on dokuz elektron sahibi sodyum vs böyle devam eder. İşte Allah’ın kudretine bakınız ki tek bir elektron ile yüzden fazla element yaratır ve bunları maddi hayatın yapı taşları olarak istihdam eder. Bu da gösteriyor ki bizler mükemmel bir program içinde yaşıyoruz. Bazıları buna bir simülasyon diyor ve dünya dışı zeki mahluklara mal ediyorlar.

Evet biz bir simülasyondayız, hem de mükemmel bir simülasyon içinde. Sahibi ise sonsuz bir İlim ve kudrete ve iradeye sahip olan Allah’ın simülasyonu içinde. Dünya yüzünde ve kainat çapında tamamen bir yazılım çalışıyor. Kainat adeta devasa bir bilgisayar. Her şey kayıt altına alınıyor. Kainatta aynı zamanda bir “network ağı misali” de düşünen akıllara gözüküyor. Adeta büyük bir internet sunucusu gibi bir mekanizma sürekli faaliyet halinde. İnsan da bu büyük ağa bağlı. İnsan hafızasındaki tüm bilgiler de bu merkezlere kaydediliyor. Levh-i Mahfuz diye tabir edilen bu kayıt merkezi ise kainatın tüm bilgisini içinde barındıran ve olmuş ve olacak her şeyin programı ve yazılımı içinde olan bir kayıt merkezi. Yani nereden bakarsanız bakın bu mükemmel kainatın geri planında o derece mükemmel bir yazılım ve program gözüküyor. İşte bu program da mükemmel bir Programcının, harika bir Yazılımcının ve en kemal noktadaki bir Yaratıcının varlığına ve birliğine işaret ediyor.

Sual: Bir bilgisayar programı tamamen yazılımcının yazdığı kotlara göre çalışır. Kainat da Yaratıcının programına göre çalışıyor ise o zaman insan iradesini nereye koyacağız? Bu durumda zorunlu bir fiil ortaya çıkmaz mı?

Cevap: Evet, kainat bir Yaratıcının yazmış olduğu programa göre çalışıyor. Fakat programın içine bazı kotlar yerleştirilerek insan iradesine bir alan açılmış. Nasıl ki bir programcı yazdığı program içine bazı şart ifadeleri koyar, yani kullanıcının seçimine göre bazı değişik seçenekler programa yerleştirir. Mesela bazı web sitelerinde görürüz. O internet sayfasının rengini değiştirmek için bazı seçenekler konmuştur. Renk olarak kırmızı seçersek, kırmızı; mavi seçersek mavi olur o sitenin rengi. Yani o programı kullanan kişinin bazı tercihleri için program içine seçenekler ve alternatifler konmuş.

İşte aynen bunun gibi kainatta çalışan ilahi program içine insanın seçebileceği bazı alternatifler ve seçenekler yerleştirilmiş. Mesela önümüzde iki yol olsun. İnsan sağ yolu seçerse sağa, sol yolu seçer ise sola gider. İşte bu iki seçenek de kainat programı içine yerleştirilmiş. Yani aklına gelebilecek ve bu dünya şartları içinde olması mümkün tüm seçenekler bu program içinde var. İnsan o seçeneklerden hangisini seçer ise program o yönde çalışmaya devam eder.

Velhasıl kainatta mükemmel bir program ve yazılım çalışıyor. Bu konuda daha yüzlerce delil bulmak mümkün. Adeta her bir insan kainat yazılımın küçük çaplı bir programını taşımakta. Bu da gösteriyor ki bazı iman hakikatlerini anlamak için insanlığın ulaştığı bazı fenni konuları daha dikkatli izlemek gerekiyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*