Bitlis’in Said Nursi’si var

Bitlis Valisi Veysel Yurdakul, bildiğimiz bü-rokrat kalıplarını zorlayan bir üst düzey yönetici. 11 ay önce Bitlis’e tayin edilmiş. Daha önceki görev yeri ise İstanbul-Bağcılar ilçesi kaymakamlığı. Hareketli, esprili, donanımlı, araya mesafe koymayan, her an halkın içinde, onlarla birlikte meselelere kafa yoran, çözümler arayan bir vali. Şiir ve edebiyata meraklı bir insan. Yoğun meşguliyet içerisinde yazmaya da zaman bulabiliyor. Bir kısmı İngilizce kaleme alınmış 11 adet kitabı yayınlanmış. En önemlisi de Bediüzzaman Hazretlerinin doğduğu topraklarda görev yapıyor olmanın bilincinde.

Bir mülkî amirin multidisipliner bir anlayışla pekçok bilim dalından haberdar olması gerektiğini belirten Vali Yurdakul, bir sosyolog bakışıyla halkın inanç ve kültür değerlerine ters düşülmemesini, demografik yapıya uygun çözümler üretilmesinden yana.

Sayın Vali ile Ramazan öncesi yerinde izlemek üzere dâvet edildiğimiz 4. Bitlis-Van Uluslararası Su Sporları Festivali faaliyetleri sırasında tanışma ve görüşme imkânı bulduk. Yaptığımız sohbetlerde Said Nursî’nin Bitlis’in en tanınır yüzü olduğunu vurgulamaktan çekinmiyor. “Bana soruyorlar Bitlis’in kimi, neyi meşhur? Ben de Said Nursî Bitlis doğumlu. Bitlis’in Said Nursî’si var” diyorum diyor ve ekliyor: “Onlar da ‘daha ne olsun ki’ diyorlar.”

Vali Veysel Yurdakul’la yaptığımız kısa, ama sıcak sohbeti sunuyoruz:

İstanbul-Bağcılar’da görev yaptıktan sonra yaklaşık 1 senedir Bitlis’te bulunmaktasınız. Farklı coğrafyalar ve kültürel ortamlarda görev yapmak nasıl bir duygu? Bize Batı ve Doğu insanı arasındaki benzerlik ve farklılıkları özetleyebilir misiniz?

Doğu insanı daha duygusal içten ve konuksever. Şüphesiz batıda yaşayan insanlarımızın da bu alanda hasiyetleri vardır. Sonuç itibariyle Anadolu insanı özeldir.

Milletimizi geri bırakan üç önemli hastalık var: Cehalet, zaruret, ihtilâf. Özellikle görev yaptığınız bölge insanını dikkate alarak bu sıkıntıları nasıl aşabiliriz?

Öncelikle  her yaş ve çağda eğitime değer vererek. Özellikle “ey insan himayet” ve “Doğu okuyor” projeleri Bitlis’te bu amaçla hazırlandı

Binlerce yıllık tarihî geçmişiyle Bitlis, pek çok medeniyete beşiklik yapmış bir ilimiz. Tabiî güzellikleri ve kültürel dokusuyla Türkiye ve dünyada yeterince tanındığını söyleyebilir miyiz?

Hayır, bu sebepten dolayı Viyana, Londra ve Nürnberg fuarlarına katılma kararı aldık.. Yerli fuarlara katılımımız da devam ediyor.

Kültürel ve sportif faaliyetler Bitlis’in tanıtımına nasıl bir katkı sağlıyor? 4. gerçekleştirilen Su Sporları Festivalinden tanıtım noktasında ne gibi bir sonuç bekliyorsunuz?

Bölgeye turistik yatırım yapmayı amaçlıyoruz. Ardından da önce yerli, sonra yabancı turist bekliyoruz.  Yabancı turist için zaman ve yatırıma ihtiyaç var.

İlinizdeki turizm aktivitelerini geliştirmek ve daha fazla turist çekebilmek için yapılan çalışmaları öğrenebilir miyiz?

EDEN, GGN, EGN gibi u.a jeopark oluşumlarına üye olmanın yanında turistik ürünlerin ortaya çıkması için yoğun çaba harcıyoruz.

Bölgede inanç turizmi de oldukça hareketli. Bu bağlamda, sayın Başbakanın “Onsuz, Türkiye’nin maneviyatı eksik kalır” dediği Said Nursî’nin doğduğu Nurs da iliniz sınırları içinde yer alıyor. Son zamanlarda onun hatırasına sahip çıkmak adına önemli adımlar atılıyor. Bu konuda yapılacak olanları anlatabilir misiniz?

Nurs Köyünün koruma imar planı İstanbul Büyükşehir İmar Komisyonu tarafından yapılıyor.

Üstad Hazretlerinin evi DAKA tarafından restore ediliyor. Yakın bir gelecekte büyük bir inanç turizmi destinasyonu olacak bu bölge.

Neşredilmiş 11 kitabınız var. Bu kadar yoğun tempoda yazmaya nasıl vakit bulabiliyorsunuz? Realizmle romantizm nasıl bir arada barınıyor?

Duygulu insanlar bizim için bir şanstır. Ne çektiysek duygusuz ve hissiz anlayıştan çektik.

Yazı yazma yaşam biçimidir. Zaman bulamadım yazmadım mazerettir aslında.

Tabiî mesleğimiz ciddiyet ve realite mesleğidir. Bununla duygusallığı karıştırmamak lâzım. Sonuç olarak duygulu olmanın hep yararını gördüm.

Değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim. İlginize sonsuz teşekkürler.

İzlenimler

BEŞ MİNARENİN HİKÂYESİ

Bitlis’e gelip de beş minareyi görmeden gitmek olmaz. Yanık bir türküye konu olan beş minarenin hikâyesi, anlatılanlara göre şöyle gelişmiş:  Şehir 1. Dünya Savaşı sırasında kısa bir süre Çarlık Rusya’sının işgali altında kalır. İşgal sırasında Bitlis harabe bir şehir görüntüsü alır. Düşmanın çekilmesinden sonra, savaş sırasında Bitlis’ten kaçan bir baba ile oğlu şehre dönmek üzere yola çıkarlar ve Dideban Dağı eteklerine varırlar. Bitlis’e hakim bir tepeden bakan baba, canlı kalıp kalmadığını öğrenmek için oğlunu şehre gönderir. Bir süre sonra geri dönen oğul şöyle seslenir. “Baba şehirde hayat belirtisi yok. Sadece 5 minare ayakta kalmış. Bunu duyan baba da yıkılır, diz çöker ve oğlunu yanına çağırır. Ağzından şu meşhur ağıt dökülür: “Bitlis’te beş minare, beri gel oğlan beri gel. Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel.” O günlerde ayakta kalan bu beş minarenin Kale Camii, Meydan Camii, Şerefiye Camii, Ulu Cami ve Gökmeydan Camii minareleri olduğu belirtiliyor. Biz de şehre hakim Şerefiye Tepesine çıkarak İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüsnü Işıkgör’ün eşliğinde beş minareyi bulmaya çalıştık.

Bitlis binlerce yıllık tarihi boyunca pekçok medeniyete beşiklik etmiş bir şehir. Selçuklu’ya başşehirlik yapmış şirin Ahlat ilçesi de bu ilimizin sınırları içerisinde. İlçe kendine özgü taşlardan yapılmış farklı mimarisi ile dikkat çekiyor. Van Gölü kenarında bulunan Tatvan da Bitlis’in turistik yüzü olmaya aday önemli bir ilçesi. İlin camiler ve türbelerle zenginlik kazanan yüzü keşfedilmeyi bekliyor. İl merkezinde bulunan ve İstanbul’u şereflendiren Eyüp el Ensari’nin kardeşi olduğu belirtilen Feyzullah Ensari’nin türbesi en çok ziyaret edilen makam ve mekânların başında geliyor. Ahlat’taki Büyük Selçuklu Mezarlığı ve Abdurrahman Gazi Türbesi de görülmeye değer yerlerden.

Döneminin önemli ilim merkezlerinden İhlâsiye Medresesi de ilin kültürel zenginliklerinden bir tanesi. Mimarî görünüş açısından Selçuklu estetiğinin bütün özelliklerini taşıyan şaheser, zamanının değerli bilim ve sanat adamlarının yetişmesine ev sahipliği yapmış.

TERMAL VE İNANÇ TURİZMİ HAREKETLİ

Pek bilinmese de Van Gölü’nün üçte ikisi Bitlis sınırları içinde yer alıyor. Bu yüzden Bitlis’liler gölün kendilerine ait olduğu iddiasıyla mahkemeye bile başvurmuşlar. Gölde feribotlar çalışıyor, araç ve tren vagonlarını karşı kıyıya taşıyorlar. Ancak Bitlisliler araba vapurlarının yavaşlığından şikâyetçi. Daha kolay ulaşım için hızlı feribot istiyorlar. Bazı iş adamlarının bu yönde girişimlerinin olduğu da belirtidi. Bitlis’in bir başka önemli fizikî zenginliği ise Nemrut Dağı ve krater gölleri. Nemrut Kalderasında deniz seviyesinden 2250 m yükseklikte irili ufaklı 5 göl bulunuyor. Hele bunlardan yan yana ikisi var ki birisinde sıcak su, diğerinde soğuk su bulunuyor. Termal özelliklere sahip olan bölgede çok sayıda buhar bacası da var. Dik ve yüksek kayaların çevrelediği gölleri görmek için yerli ve yabancı çok sayıda turist yaz-kış bölgeye geliyor, turlar düzenleniyor.

BİTLİS BELEDİYESİ NURS’A OTOBÜS KALDIRIYOR

Tabiî ki bu toprakların en önemli değeri, adıyla zamanı eserleriyle cihanı aydınlatan Said Nursî. Bediüzzaman’ın doğduğu Nurs Karyesi Hizan İlçesi sınırlarında yer alıyor. Programımızda küçük bir değişiklik yapıp Bitlis’e iki saat uzaklıkta olan Nurs’u ziyaret imkânı bulduk. Havası, suyu ve yeşilliğiyle gerçekten farklı bir belde. Ceviz ağaçlarıyla dolu yem yeşil bir vadide yer alan Nurs, sizi farklı bir âlemde karşılıyor. Bölge çok hareketli. Doğduğu ev başta olmak üzere Üstada ait hatıraları yerinde görmek için kafileler, turlar halinde uzaktan-yakından buraya geliyor. Bitlis Belediyesi de her Cuma günü Nurs başta olmak üzere bölgedeki önemli ziyaret yerlerine araç tahsis ediyor ve isteyenlerin buraları ziyaret etmelerine imkân sağlıyormuş. Bu güzel hizmetleri için kendilerini tebrik ediyoruz.

BİTLİS VE ISPARTA ŞEHİRLERİ ARASINDA BEDİÜZZAMAN KARDEŞLİĞİ

Vali Yardımcısı Alperen Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre Nurs için 4.5 milyon TL ödenek sağlanmış. Bunun 1.5 milyon TL’sini Vanlı bir eski bakan taahhüt etmiş. Bu ödenekle aslî dokuyu bozmadan, bölge mimarisine uygun olarak Nurs imar ve inşa edilecek. Üstadın doğduğu ev aslına uygun restore edilecek, köy içi yollar açılacak, ziyaret  için gelenlerin rahatça konaklayabilecekleri tesisler yapılacak. Tarihî Papşin Han’da verilen akşam yemeğinde yan yana oturduğumuz Alperen Yılmaz’dan önemli bir bilgi daha alıyoruz. Yakın bir zamanda Bitlis’le Isparta kardeş şehir olmuş. Kardeşliğin temelini de Bediüzzaman ekseni oluşturmuş. Bitlis, zamanın bedisi Said Nursî’nin doğduğu topraklar olması dolayısıyla, Ispar’ta da o “aziz misafire” ev sahipliği yapması cihetiyle ortak bir paydada buluşmuş.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*