Bitmeyen Bir Mevlevi Ayini

Bir sahne hayal edelim. Çok geniş olsun. Bir tarafından lüle taşı ile yapılmış bibloların sahneye çıktığını ve bu bibloların aynen canlı semazenler gibi dönmeye başladığını düşünelim. Her biblo geliyor, selam veriyor ve dönmeye başlıyor. Ve sürekli sahnenin bir tarafından cansız biblolar gelmeye devam ediyor. Sayı arttıkça artıyor. Yüz, bin, milyon, milyar, trilyonlarla ifade edilen rakamlar ve artık saymaya takatimizin kalmadığı sayıda mevlevi biblosu sahneyi dolduruyor; artık sahnenin bizden uzaklaşmaya başladığını görüyoruz.

Bu uzaklaşma esnasında fark ettiğimiz pek çok şeyden biri, mevlevi biblolarının bir biri ile uyum içinde döndüğü ve ilk gelen ile en son sahneye çıkanın hep birbirini kolladığı ve hareketlerini birbirlerine göre ayarlayıp konumlarını bütün mevlevi biblolarının durumuna göre belirledikleri. Sahneye çıkan her semazen biblosu sanki daha önce sahneye çıkmış sayısız mevlevi biblolarının her birinin konumunu biliyormuşçasına hareket ediyor ve daha önce sahneye çıkmış olanların hepsi de yeni geleni fark etmiş olmanın gereği olan konum değişikliğini gerçekleştiriyorlar. Aralarında muhteşem bir uyum ve çok süratli bir haberleşme ve intikal hali gözleniyor. Hayretler içinde karşı karşıya bulunduğumuz tabloyu anlamlandırmaya çalışıyoruz. Taştan yapılmış bibloların bu hayretler uyandıran tabloyu oluşturmaktan uzak olduğunu, haberleşme için gereken idrakin onlarda bulunmadığını ve bütün mevlevi figürlerini kuşatarak kendi konumunu bütüne göre belirleyecek özelliklerin hiç bir semazen biblosunda olamayacağını düşünüyoruz. Bütün ihtimalleri gözden geçiriyoruz. Nihayetinde akla en yatkın olan izah şu oluyor; görünmeyen bir serzakir var ve o hem zikri yönetip, hem de her bir bibloyu kukla gibi eli ile çeviriyor ve bu zat bütün mevlevi biblolarını kullanarak bütünde bir tablo oluşturmayı murat ediyor. Dönmekten acizler; o halde çevriliyorlar. Bilmekten acizler; o halde bilen birinin bilgisi ile hareket ettiriliyorlar. Kuşatacak idrakleri yok; o halde sahnenin bütününü kuşatan birinin belirlediği konumlarda bulunuyorlar ve her an onun yeniden belirlediği konuma geçiyorlar.

Sonra sahnenin gittikçe uzaklaştığını fark ediyoruz. Sahne uzaklaştıkça mevleviler karıncalanan noktalara dönüşüyorlar. Aynen yükselen bir uçakta yeryüzündeki insanların küçük siyah noktacıklar şeklinde görülmesine benzer şekilde. Zamanla bu noktacıkların bir görüntüye dönüştüğünü, uzaklaştıkça görüntünün daha net fark edildiğini ve noktalardan bir bilgisayar ekranı ya da televizyon ekranındaki gibi görüntüler fark ediyoruz. Az önce içinde bulunduğumuz muhteşem zikrin yukarıdan bakıldığında nasıl muhteşem bir tablo oluşturduğunu yeni fark ediyoruz. İlk önce kendi suretimize benzer bir şekil algılıyoruz. Sanki sahnedeki mevlevi bibloları bizim bedenimizi çiziyor. Biraz daha uzaklaştıkça sahnedeki tablo şu an içinde bulunduğumuz ortamın görüntüsüne dönüşüyor. Biraz daha uzaklaşınca içinde bulunduğumuz mekanın yukarıdan görüntüsü oluşuyor. Sonra köyümüze, ilçemize ya da şehrimize yukarıdan bakıyoruz. Sonra uzaklaşma devam ettikçe sahnedeki tablo dünyanın uzaydan çekilmiş fotoğraflarına dönüşüyor. Daha sonra yıldızları, galaksileri içeren muhteşem bir uzay fotoğrafına… Uzaklaşmaya devam ediyoruz ve biraz daha yukarıdan bakıldığında nasıl bir tablo ile karşılaşacağımızı merakla bekliyoruz.

Şimdi, şöyle bir çevremize bakalım. Kendi bedenimize, çevremizdeki nesnelere, çiçeklere, şelalelere, okyanuslara, gökyüzünü donatan yıldızlara, aya, güneşe… Sonra hepsinin dönen zerrelerin oluşturduğu şekiller olduğunu hatırlayalım.

İşte tam şu an, milyarlarca yıldır kainat sahnesinde durmaksızın devam eden ve sayısız semazen ile sergilenen ve durmadan dönüşün harikalığı ile birlikte, uyumla dönüşün oluşturduğu muhteşem bir tablo oluşumuna tanık olduğumuz duygusu ile bu sayfaya, harflere bedenimize ve çevremize bakalım. Bu tarif edilmez duyguyu iliklerimize kadar hissetmeye çalışalım. Hayatı bir de bu yönden algılayalım. Haberleri bu bakış ile izleyelim. Arka planda dönen mevlevi biblolarını aklımızdan hiç çıkarmayalım. İnanın hayat çok daha güzel, her şey çok daha güzel düşünülebilir olacak.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*