Bölgesel ittifaklara dair…

Şu yazıyı mübarek Ramazan-ı Şeriften sonra yazmayı düşünüyorduk.

Gel gör ki, sabrımıza karşın zaman sabretmiyor. Hadiseler ne bizi ve ne de mübarek zamanları beklemiyor.

Risale-i Nur Talebelerinin bir “Yahudi” takıntıları yoktur. Kur’ân ve hadisin çerçevesinde meseleye bakarlar. Geleneksel Hıristiyanlık ve siyasal İslâmdaki “Yahudi düşmanlığını” En’am Sûresindeki 164. âyete aykırı görürler. Hatta, Musevi şeriatına ve Benî İsrail geleneğine büyük ehemmiyet veren Filistin’deki bir kısım Yahudilere düşmanlığını da tasvip etmezler. Siyonist Yahudilerin “global dinsizlik cereyanlarına ve haris kapitalistlere” alet olma cihetine dikkatleri çekmeye çalışırlar.

Risale-i Nur’u dikkatlice okuyanlar, Kur’ân’ın Yahudilerin sergüzeştinden, kıssa-i Musa’dan ve Benî İsrail’den bahsederken, günümüz Yahudilerinin fitneye, nifaka, global dinsizliğe, anarşiye, ihtilâllere ve savaşlara alet olmamaları istikametinde onlara ciddî ikazlarda bulunduğunu göreceklerdir. Yahudi düşmanlığı yerine, Yahudilerin geçmişte yaşadıklarını nazara veriyor. Onların dinsizlerce ahlâksızlığa, iffetsizliğe ve insanlığın tahribine istimal edilmemelerine yardımcı oluyor. Global deccaliyete servis yapmamaları için Kur’ân’ın diliyle ikazda bulunuyor.

Bu girizgâhın sebebini anlatmaya çalışalım.

Gençliklerini Amerika, İsrail, siyonizm, masonluk, Yahudilik ve Avrupa aleyhine slogan atarak geçiren bugünkü iktidarın yönetici kadrosunun takip ettiği politikalar, söylemleriyle örtüşüyor mu?

Rey için müracaat ettiği kitlelere “oh!” çektiren, tribünlere oynayan ve mazlûm Filistin’den dolayı rencide olmuş ahalinin hissiyatını okşayan “one minute”ler, siyasî salvolar ve Mavi Marmaralar bir tarafta; perde gerisinde İsrail’le ilişkilerin arada hiçbir şey yokmuşçasına devam ediyor olması bir tarafta…

Türkiye ve bölge Müslümanlarına hoş gelen popülist konuşmaların üzerini örttüğü İsrail ile ticaret, komünikasyon ve bölgesel münasebetlerimizin hakikî yüzüne dikkat edenler, çok farklı bir tablo ile karşı karşıya gelirler.

Haddizatında otuz seneyi aşkındır emperyalist Batının doğumuzda gizlice başlattığı savaşın en önemli istihbaratları Tel Aviv’de toplanıyor, tank ve savaş uçağı yenilenmesini onlar takip ediyor ve Türkiye’deki özelleştirmelerde en önemli müşterilerimizi İsrail ile bağlantılı iş adamları teşkil ediyor.

Anlaşılan o ki, Başbakanımızın “Yahudilerin canını sıkan” bazı beyanlarıyla İsrail’in devasa menfaatleri bugün için teraziyi dengede tutuyor gibi… Kaldı ki, İsrail’in bölgedeki katliâmları, bölgesel barışı kundaklaması, Mavi Marmara cinayetinin üzerine yatması, Büyükelçimizi aşağılaması, Türkiye hava sahasını kullanarak komşu ülkelerimizde operasyonlarda bulunması gibi birçok yüz kızartıcı icraatı yerli yerinde duruyor.

İsrail’i bölgeye yerleştirenlerin ve İsrail’in bu bölge üzerindeki tarihî çalışmaları bilmemeleri, elbette mümkün değildir. Halkımızın henüz mahiyetini kavrayamadığı “enerji kaynakları savaşının” bir parçası olarak meşhur Yahudi zenginlerinin Irak ve Hazar’la ilgilenişini siyasetçilerimiz bilmezlikten gelseler de, Alman ve Amerikan araştırmacıları Aknuni Paşa’ya Van’da Ermeni devleti kurduran Musevi ailelerinin çetelerini çoktan neşrettiler. Tıpkı Barzani’yi Irak petrollerinin önemli bir bölümüne bekçi tuttukları gibi…

Troçki’yi milyonlarca altın ile teçhiz ederek Amerika’dan Rusya’ya gönderen tüccarların dünyasında Çar ve Bolşevik ihtilâli son sıralarda yer alıyordu. Rotschild gibi haris tüccarların halis bir Yahudi olan Troçki ile beklentilerine ne denli yaklaştıklarını yine tarihten sormak gerekiyor. Hele Doğu Akdeniz’den tâ Hazar’a uzanacak coğrafyada söz sahibi olmak isteyen “global çeteye” ve bu çetenin tetikçisine yardımcı olan icraatların ortaya döküldüğü şu günlerde…

Her gün maktul ve mazlûm fışkıran Irak ve Afganistan örnekleri ortada iken, benzer âkıbete sürüklenen Suriye için AKP, yarınki Suriye’yi esas aldığını iddia ediyor. Yani İsrail’in hedeflediği harabezarı…. Yüz binlerce evlâdını kaybetmiş Şam-ı Şerifi…

Kur’ân’ın da tasvip etmediği “Yahudi düşmanı” söylemlerle bugüne gelip yine onlarla yola devam eden bir anlayışın, reel siyaset söz konusu olduğunda İsrail’in ve Batıdaki patronlarının işine gelen politikalar uygulamaları ne kadar hazin ve ibretli bir çelişki…

Benzer konuda makaleler:

2 Yorum

  1. “Her gün maktul ve mazlûm fışkıran Irak ve Afganistan örnekleri ortada iken, benzer âkıbete sürüklenen Suriye”…..İsrail’in hedeflediği harabezar….” Harika tesbit…” Yüz binlerce evlâdını kaybetmiş Şam-ı Şerif…” olmaması için, sıcaklarda yanan Ülkemizde dualarımızı doğru yönlendirelim, uşaklık edenlere değil, mazlumlara dua edelim.

  2. ”Şükrü abiden allah razı olsun.Risale i nur penceresinden siyaset böyle olur. Lütfen her fırsatta lamba yakmaya çalışanlar dikkatlice okunlar.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*