Boş durmak değil, koşturmak zamanı

Image
Ömür kısa, yüküm ağır, yolum uzun
Çok engeller var üstünde yolumuzun.

Bir karınca yuvasına baktığımız zaman, binlerce karıncanın hareket halinde olduğunu görürüz.  Küçücük karıncalar, büyük bir telaş içinde durmadan sağa sola koşarlar. Belli ki hayvancıkların acelesi vardır.

Kimi gelir, kimi gider, kimi küçücük ağzında kocaman bir tane taşır, kimisi de yaralı ve hasta arkadaşına yardım eder. Yani sürüdeki her karınca büyük bir şevk ve gayretle bir şeyler yapmaktadır.

Kıl gibi bacaklarına rağmen akşama kadar koşuştururlar, hiç yorulmazlar. Karınca sürüsüne dikkatle bakarsanız, hiçbir karıncanın bir an bile olsa durup dinlendiğini göremezsiniz. Onlar iş yaparken, cüsselerinin küçüklüğüne, güçlerinin azlığına, yollarının uzunluğuna bakmazlar. Kimisi ağzına aldığı bir zerre su ile yangın söndürmeye koşar, kimisi minicik adımları ile hacca gitmeye kalkar.

Karıncaların çalışkanlığı, insanlar için de ibret dolu mesajlar taşımaktadır. Bir karınca, bir buğday tanesi ile ömür boyu karnını doyurabilir. Zaten karıncaların ömrü ortalama 50 gün kadardır. Buna rağmen, “hiç ölmeyecekmiş gibi” çalışmaktadırlar. İnsan ise, hem çok çeşitli erzak ve iaşeye, hem hayatını idame ettirmek için lüzumlu bilgi ve becerileri öğrenmeye, hem de ebedi hayatını kazanmaya muhtaç olduğu halde, karınca kadar gayret ve hamiyet taşımıyorsa, oturup insanlığını sorgulaması gerekir.

Özellikle hayatın gayesini bilen, bu dünyaya kim tarafından ne için gönderildiğinin idrâki içinde olan, Risale-i Nur gibi mukaddes bir dairenin içinde bulunanlar, taşıdıkları yükün sorumluğu içinde, çok daha fazla çalışmak, çabalamak, koşmak ve koşturmak zorundadırlar. İman hizmeti gibi bir vazifenin şerefini taşımak, boş durmakla olmaz, koşturmakla olur. Bu hizmetin hadimleri, her an hareket halinde olmalıdır. Hareketsiz kalan bisikletin devrileceğini hepimiz biliriz. Hizmet erbabı olanlar da, durdukları boş durdukları zaman tökezleyecek, belki de düşeceklerdir.

İnsanların hamiyet ve hizmet duygularını canlı tutmak için sürekli şevk ve heyecana ihtiyaç vardır. Bu bakımdan seyahat ve ziyaretler büyük bir önem taşımaktadır. Kardeşler bir araya geldikleri zaman, sohbetlerinde ve sözlerinde zevk, simalarında ve gözlerinde şevk yayılır. Gayret ve hamiyet duyguları coşar.

İçinde bulunduğumuz tatil sezonu münasebetiyle, zaman ve imkanlarımız ölçüsünde hizmet mahallerini ziyaret etmek, şevk almak ve şevk vermek gerekir diye düşünüyorum. Seyehat ve ziyaretlerde bulunduğumuz yerlerde gördüğümüz güzel hizmetleri anmak ve anlatmak suretiyle başkaları ile de paylaşırsak, şevk ve heyecanımızın artacağını ümit ediyorum.

Üstâdımız, “ kardeşlerinizin meziyetleri ile iftihar ediniz” diyor. Biz de şahit olduğumuz güzel hizmetleri nazara vererek, kardeşlerimizin meziyetleri ile iftihar ediyor, böyle güzelliklerin hepimiz için numûne-i imtisal teşkil etmesini diliyorum

Gönül sana yakışmıyor boş durmak,
Senin işin gece gündüz koşturmak.

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*