Bu sınavı da başarmalıyız

Risale-i Nur’a devlet tekeli getiren korsan maddeye karşı, daha komisyon aşamasından itibaren başlattığımız kampanyanın muhatap adreslerde önemli ölçüde etkili olduğunu daha önce yazmıştık.

Yeni Asya okurlarının yağdırdığı tepki mesajları üzerine iktidar kanadı, maddede küçük bir değişiklik yapma ihtiyacı duydu. Sorunun çözümü açısından bir anlam taşımasa dahi, bu rötuş, tepkilerin yerini bulduğunun işaretiydi.

Yine iktidar mensubu bazı komisyon üyelerinin “Biz de sizin gibi düşünüyor ve kaygılarınıza hak veriyoruz” şeklindeki beyanları da.

Ama iktidarın dayatmasına direnemediler ve komisyonda maddeye kabul oyu verdiler.

Ne var ki, bu sonuç işin bittiği ve maddeye karşı verilen mücadelenin kaybedildiği anlamına gelmiyor. Komisyondan geçtiyse Genel Kurulda engellenebilir. Bunun için de bütün milletvekillerinin uyarılması gerekiyor. Nitekim şu anda böyle bir kampanya sürüyor.

Şimdiki hedef, maddenin Meclis Genel Kurulundan geçmemesi. Başarılırsa ne âlâ. Aksi halde tepkilerin Çankaya’ya taşınması, oradan da sonuç alınamazsa hukukî süreçlerin başlatılması; idarî davalar, AYM başvuruları ve nihaî aşamada konunun AİHM’e götürülmesi gibi bir dizi alternatif masada sırasını bekliyor.

Kamuoyunda oluşan duyarlılığı güçlendirmeye yönelik yayınların devamı ve ilgili bütün kesimlerin sürece aktif şekilde katılımını sağlayacak etkinliklerin organizasyonu da ayrı.

Velhasıl demokrasilerde çare tükenmez.

Yeter ki hemen pes edilip teslim olunmasın, mücadele kararlılığı sonuna kadar korunsun.

Yeni Asya tarihi bunun parlak ve başarılı örnekleriyle dolu. Selefi İttihad’ın çıktığı ve AP hükümetinin iktidarda olduğu 1960’lı yılların sonlarında MGK dayatmasıyla gündeme getirilen antidemokratik Anayasa Nizamını Koruma Kanununun, öncülük yapılan kararlı tepkiler sonucu geri çektirilmesi; 1994-5’te DYP-SHP koalisyonu döneminde SHP aracılığıyla ortaya sürülen ve irticanın da terör suçları kapsamına alınmasını öngören düzenlemeye geçit verilmemesi; 28 Şubat’taki Yılmaz ve Ecevit hükümetlerine çıkarttırılmak istenen ve devletteki dindar kadroların tasfiyesini hedefleyen “irtica kanunları”nın, defalarca Meclise sevk edilmelerine rağmen her seferinde açtığımız tepki kampanyaları sonucu akamete uğratılması, bunun çok sayıdaki örneğinden sadece birkaçı.

Halihazırda karşı karşıya olduğumuz korsan madde olayı da bu bağlamda bizim için yeni bir hukuk ve demokrasi sınavı oluşturuyor. Öncekiler gibi bu sınavı da başarıyla verebilmemizberaberce göstereceğimiz kararlılığa bağlı.

O halde, hep birlikte mücadeleye devam…

Tweet: “Linçe müsaade etmem” diyen Başbakan, sosyal medyadaki azgın AKP fanatiklerinin sürdürdüğü linç kampanyalarına neden sesini çıkarmıyor?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*