Bugün seni hatırladım anneciğim!

Bugün, senin aramızdan ayrılışının 26. sene-i devriyesi anneciğim! Seni hiç unutmuş değilim, her gün her an hatırlıyorum. Şimdi bir Ramazan ayının daha içindeyiz anneciğim! Şöyle bir hesapladım da, senin dünyayı terk ettiğinden beri, sensiz geçen 26. Ramazanımız bu.

Her Ramazan ayında seni hatırlarım. Hani senin çok sevdiğin talebe kardeşleri her Ramazanda iftara aldığın günleri hatırlarım. Neydi o günler? Her Ramazanda en az üç-beş defa, on beş-yirmi talebe kardeşimizi iftara alırdın. Nasıl sevinirdi kardeşlerimiz, sana duâ ederlerdi hep. Şimdiki gibi dershanelerde aşçı yemek yapmaz, talebelerin kendileri yaptığı için, iftar dâvetleri kardeşlerimizin en çok sevindiği hâller olurdu. Biliyor musun anne, o talebe kardeşlerden birçoğu şimdi koca koca adam oldular. Kimisi doktor, kimisi mühendis, kimisi subay. İçlerinde devlet kademelerinden büyük mevkilere gelenler de var. Kimi vali olmuş, kimi müsteşar, kimi milletvekili…

İşte anneciğim, bazen o arkadaşları görüyorum da, senin dünyadan göçtüğünden haberi olmayanlar seni soruyor. Ben de vefat ettiğini söyleyince üzülüyorlar ve “Öyle mi ya? Rahmetli teyzenin Ramazanlarda biz çok yemeğini yemiştik, bizde çok hakkı var. Allah rahmet eylesin” diyorlar. Belki de anneciğim, o rahmetler sana orada sunuluyordur da. Ne güzel işler yapmışsın anneciğim sağlığında sen. Arkandan rahmetle yâd edilmen, bunun en güzel misali. Hem Allah’ın, hem de Peygamberin (asm) emrettiği güzel şeyler yapmışsın. Allah sana rahmet eylesin!

Bugün ne oldu biliyor musun anneciğim, Ramazan aylarında biz de seni hatırlayarak, bazen talebe kardeşlerimizi iftara dâvet ediyoruz. Önümüzdeki Pazar günü için gün tesbit etmiştik. Fakat sonradan tarihi değiştirmek durumunda kaldık, bugüne aldık. Birden takvime bir baktım, öyle bir tevafuk olmuş ki şaşırdım. Doğrusu ben bugünü unutmuştum. “Bugün 18 Temmuz. Bugün annemin vefatının sene-i devriyesi” dedim. Yani anlayacağın bugünkü iftar dâvetimizin sevabı senin ruhuna da rahmetler olarak dönecek anneciğim!

Evet, birden kalbime hutur ederek satıra döktüğüm bu yazıda; anneleri olmayan, vefat eden bütün kardeşlerimizin annelerine de bu vesileyle rahmetler diliyorum. Anneleri hayatta olan kardeşlerimizin de annelerinin kıymetini iyi bilmelerini tavsiye ediyorum. Unutmayalım ve şu beyti hatırdan çıkarmayalım:

“Ana başta taç imiş.
Her derde ilâç imiş.
Bir evlâd pîr olsa da,
Anaya muhtaç imiş.”
18.07.2013

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*