Bulunduğumuz zaman

Bizler Risale-i Nur hizmetlerinde dünün meşakkatlerini, zahmetlerini elimizin tersiyle düşünce ve fikir dünyamızdan atabilmeliyiz…

Elemleri, üzüntüleri, cefaları gitmiş geçmiş zamanın elimizde kalan sevinçlerini, lezzetlerini bir kâr sayarak sahiplenebilmeliyiz… En azından hazır zamana ve gelecek zamanlara geçmiş zaman tecrübelerini faydalanabilmek için aktarabilmeliyiz…

Her türlü imkân ve şartta hazır günümüzü, yaşadığımız zamanı kendi özellikleri ve konumu itibariyle değerlendirebilmeliyiz… Acıyı, elemi; lezzeti, sevinci bulunduğumuz an itibariyle değerlendirebilmeliyiz… Lezzet ve zevk alınacaksa veya haz duyulacaksa geriye, ileriye bakmamız gerekmiyor… Dünün elemi, yarının hüznü bugünümüzü alaca fikir ve düşünceler zinciriyle karartmamalı, karamsarlığa bizi atmamalıdır…

Olmayan olacaklar bizi hiçbir şekilde ne telâşlandırmalı ne de hareketsiz halde bırakmamalıdır… Meşhur lâf ya: “Vurmadan ağlamak”… Belki geçmişin, hazır zamanın muhasebe ve tecrübeleriyle gelecek kucaklanmalı, ümitle, aşk, şevk ve gayretle bakılabilmelidir…

Her üç halde de çalışmak ve fedakârlığın yanında fedakârlığın ve sabrın da rollerini unutmamalıyız… Bizim için en önemli kabullenme ise hayatın başka bir alternatifle bize sunulamayacağıdır… Dünyanın şartlarını başka bir âlemin şartlarıyla mukayese etmek ve beklentiler içerisinde olmak her halde ahmaklık olacaktır…

Her zaman hayatta öğreneceğimiz çok şeyin olduğunu bilmemiz şarttır. Özellikle de Kur’ân, iman, İslâmiyet hizmetlerinde bir yol olan Risale-i Nurlar’la hizmetin tecrübelerinden, yaşanan, yapılan, yazılan ve gösterilen her türlü hallerinden ders almalıyız, faydalanmalıyız…

Denemeden, görülmeden ve yaşanmadan çok şey var ki öğrenilmez… Denemekten; öğrenmek ve yaşamak için denemekten korkmamalıyız… Okumanın, anlamanın ve anlatmanın tecrübe aktarımları ancak denemeyle mümkün olabilir…

Başlangıçta bizler için geçmiş ve gelecek zamanlardaki her şey zor gelecektir… Fedakârlık, sabır ve metanetle bizler hazır zamanımızı her şeyiyle yaşayarak ve takviye ederek “gül gülistan” anlamında sahiplenerek kendi lehimize faydalara dönüştürebilmeliyiz… Hazır zamanın muvaffakiyeti bütün zamanları etkileyen ve mikyas olan bir ders-i hakikat olacaktır.

İnsan kul olarak vazifelerini yerine getirebilmek için bulunduğu zamanı daima kendisine hedef ittihaz etmelidir ve bunun lehinde faydalara tebdil edebilmelidir…

Rifat Okyay

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*